DA okuyucuları için geri dönüş zamanı. Son bölüm yani doğum günü bölümü farklı bir şekilde yeniden karşınızda. Karakterlerimiz değişti. 2. Bölüm ve 4. Bölümün sonundan öğrenebilirsiniz isimlerini. Hepinizi çok seviyoruz. Düşüncelerinizi bekliyoruz. Bu arada multideki Şarkı bölümle alakali değil. Bölüm aralarına koyduğumuz şarkılarla birlikte okursanız iyi olur. Şimdiden teşekkürler. Takipte kalın...

#6 KASIM#
Uyandığımda saat 10 civarıydı. Normalde öğlene kadar uyuyan Dolunay bugün saat onda mı kalktı yani? Hahhaa! Tabiki evet iç sescim çünkü bugün abimin doğum günü ve abisinin hayırlı kardeşi ona bir sürpriz yapacak.
Hazırlanıp aşağı indiğimde annem ve babam kahvaltı yapıyorlardı. Tek hamlede sandalyeme oturdum ve abimin yokluğunu hissedip karşımdaki sandalyeye baktım. Gözüme ilişen tabak ile kafamdaki tüm soru işaretleri yok olmuştu. Tabiki de abim kahvaltısını yapmıştı. Ardında ise birkaç yiyecek artığı ve zeytin çekirdekleri bırakmıştı abiciğim.
"Abim nerede? Zeytinler çok sıcak duruyo fazla uzağa gitmiş olamaz bence. "
Sorumla birlikte annemle babam önce hafif kıkırdasalar da bana dönüp de cevap vermeyi başarabildiler:
"Abin doğum gününü kutlamadık diye biraz alındı. Aslında hatırlamadık sanıyor diyebiliriz. "
Anlıyorum ki annem ve babam sıkılmadan bu sene de aynı şakayı yapmışlardı. Tamam hatırlamıyorsunuz. İnandık inandık. Ama abim yine mi kandı da kaçtı? Ah kuzum şimdi ne dolaplar çeviriyordur.
Ben tabağımdaki zeytinlerle cebelleşirken annem de her sene en az iki kez yaptığı konuşmalardan birini daha yapmaya başladı:
"Ne çabuk büyüdüler ama. Ateş'in ilk doğum gününü hatırlıyor musun canım? Daha mumu söndürmeyi bile bilmiyordu. "
"Hatırlamaz mıyım? Hatta maytaptan korkup da ağlamaya başlamıştı. " diye söze atıldığımda annem kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu. Babam ise hafifçe kıkırdamaya başlamıştı.
"Hiç de bilene canım. Ağlayan sendin. Hem sen benim doğum günümü nasıl hatırlıyorsun. "
İyi insan lafın üstüne mi gelir yoksa iti an çomağı hazırla mı desem bilemedim iç sescim ama bir anda kapıda beliren abimi görünce sırıtmaya başladım.
"Bir kere ben o değişik yanan uzaydan gelme minik havai fişeklerden korkmamıştım. Değil mi?"
Her şey çorba olmuşken babam da abime destek çıkmıştı. "Abin o maytaplardan korkmamıştı fakat sinirlenmişti. Hatta sönsünler diye elini sallıyor sanıyorduk. Ama maytaplar sönünce anladık ki gözü pastadaymış. Kısaca kızım pasta ve abinin elbiseler pert. "
İşte buna yaklaşık üç saat güldüm. "Desenize abim küçükken dahi açmış."
"Bir Ateş olmak bunu gerektirir kızım. Ne sanıyordun. Kimse benim gibi olamaz tamam mı. "
Her zamanki gibi ego kasan abime kafamı sallayıp daha çok işim olduğunu hatırlayınca hazırlanmak için yukarı çıktım.
Doğum günü abimin olduğu için elbise seçmeye önem vermedim. Hatta dolabımın derinliklerinde saklı, abimi sinir etmek için Fısıltı ile alınmış fakat yüzüne bile bakılmamış elbiseyi çantama katar katmaz spor bir kıyafet bulup odadan çıktım.
Abimin odasının önünden geçmek için verdiğim binbir uğraş sonucu sonunda kapıya ulaşmanın verdiği sevinçle dans etmeye başladım. Sessizce anahtarlarımı da aldıktan sonra önceden çağırdım taksiye atlayıp Cankat'ın ayarladı mekana gitmek için yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY ATEŞİ #wattys2016
Teen Fictionİki inatçı insan... İki kardeş... Ne kadar inatçı olsalar da kardeşinden vazgeçemeyen bir abi.. Onu sinir etse de onun için her şeyi yapabilecek bir kız kardeş... Dört arkadaş... Dört düşman... İki kız... Kavgalar... inatlaşmalar.. Sakalar... küslük...