Yorum ve votler için hepinize çooo...k teşekkür ederiz. Umarım okumaya, yorumlara ve votelere devam edersiniz. Eğer yanlışlarımız ya da böyle olsa daha iyi olurdu dediğiniz yerler varsa bize yazabilirsiniz. Eleştirilere açığız ve sanırım uyarılarınızla hikayemizi daha güzel hale getirebiliriz. Takipte kalın. :)
Multimedia da kızlarımız var. :) İyi okumalar. :) karakterler için de yorum yapın lütfen...
-YAKLAŞIK 7 SAAT SONRA-
-ATEŞ-
Sonunda dersler,daha doğrusu boş dersler, bitmiş ve servise binmiştik. Dolunay'ı önümdeki koltuklara oturttuktan sonra onun arkasındaki koltuklara da ben oturmuştum. Sonuçta onu gözümün önünde tutmak en iyisi öyle değil mi?Biz yerlerimize oturmuş beklerken Barut da sallana sallana servise binebilmişti. Arkaya doğru geçerken öyle bir bakış attı ki sanki beni yiyecekmiş gibi hissettim. Bu çocuğa sinir oluyorum. Çekilmez arkadaş çekilmez. Arkadaşları nasıl hala onun yanındaysa hiç anlamıyorum.
Okulun ilk günü kavga edilir mi? Tabi ki edilmez. Ancak bu adam insanı sinir etmeden duramıyor. Otur oturduğun yerde. Öyle değil mi? Ama yok. Sanki bu adamı sinir edip durayım diye ant içmiş. Kavga etmek için bir de okulun ilk günü ve ilk spor toplantısını seçmiş.
-SAYMADIM AMA SANIRIM 5 SAAT ÖNCE TOPLANTI YAPMAK İÇİN BULUŞTUĞUMUZ SIRADA SPOR SALONUNDA-
Koç içeriye girer girmez ortamı sessizlik kapladı. Her yıl olduğu gibi ufak bir konuşma yaptı:
"Bu yıl aramıza yeni katılanlar olacak. Pozisyonlar değişebilir de aynı da kalabilir. Bunu cumartesi günü göreceğiz. Fakat şu an tüm pozisyonlar boş. Bilginiz olsun. Bu yıl Şehir dışında da maçlarınız oynanacak. Ancak bu maçlara katılmanız için takımda olmanız lazım. Baştan söylüyorum. Katılamayacak olan gelmesin. Katılmak isteyenler cumartesi günü saat dokuzda burada olacak."
Koç konuşmasını bitirip salonu terk ederken Barut" Bu yıl kaptan belli arkadaşlar. Karşınızda kaptanınız duruyor. Bir alkış lütfen. "
Tabiki onun böyle konuşması sinirlerimi bozuyordu. Çok havalara girmişti ve birisinin havalarını alması gerekti. Öyle değil mi? "Ve geçen yıl da aynı şeyleri söyleyip kaptan olamayan çocuk konuştu. "
Bu söylediğime tabiki herkes gülmüştü. Herkes dediysem 4 kişi dışında herkes.
" İnsanlar her zaman kazanamaz. Ama dönüşleri öyle bir olur ki düşmanlarını korkuturlar. Ben de sanırım onlardanım. Geçen yıl kaptanlığı kaybettim. Ancak öyle bir dönüş yaptım ki sanırım düşmanlarım korktular."
Tabi bu söylenenlere de az önce gülmeyen dört kişi gülmüştü.
"Yenilen pehlivan güreşe doymazmış."
Tam cümlemi bitirip yeni bir cümleye başlayacakken Dolunay'ın sesini duymamla kapıya dönmem bir olmuştu. "Hadi ama. Alıp vermediğiniz ne hâlâ anlamıyorum. Çocuk gibi kavga mı edeceksiniz?""Dolunay sen karışma."
Derken arkasından Dünya da görünmüştü. Bu kızda bir şeyler vardı. Bir yandan beni huzursuz edip bir yandan da güven hissi veren bir şey. Ben kapıya bakarken Barut ve grubu çoktan toplanmış ve çıkmaya hazırlanıyorlardı bile.
-ŞİMDİKİ ZAMAN-
İlk defa serviste çıt çıkmıyor idi. Aslında 2. Kez. Çünki geçen yıl seçmelerden önce de kimse sesini çıkarmıyordu. O sırada arkalardan gelen ses ile herkes irkilmişti.
"Hadi ama millet. Bu kadar sıkıcı olmayın. Burak abi ordan güzel bir şeyler açar mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY ATEŞİ #wattys2016
Novela Juvenilİki inatçı insan... İki kardeş... Ne kadar inatçı olsalar da kardeşinden vazgeçemeyen bir abi.. Onu sinir etse de onun için her şeyi yapabilecek bir kız kardeş... Dört arkadaş... Dört düşman... İki kız... Kavgalar... inatlaşmalar.. Sakalar... küslük...