DÜĞÜN

134 12 0
                                    




5 YIL SONRA...

"Hayal hadi ama, biraz daha geç kalırsam kendi nikahıma geç kalacağım"

Buğra her zaman sinirlidir ama bugün neşesi yerinde galiba, aslında acele etmeyi hiç sevmiyorum kaldı ki kendi düğünümde. Neredeyse bir yıldır en ince ayrıntısına kadar planladım düğünümü ama yine de saçımı beğenmedim.

Kuaförün beceriksizliği halbuki provasını bile yapmıştık ve şuan kafamdaki görüntü ile hiç alakası yok hayalimin.

"Hayal hadi ama!! Biraz sonra gidiyorum haberin olsun"

Bu uyarı ile kendime geldim içime sinmese de kalktım o sandalyeden canım annem elimden tutup sen her halinle güzelsin deyip bağrına bastı beni. Gözündeki endişeye anlam veremedim en başından beri istemedi Buğra ile evlenmemi ama ona olan sevgimi bildiği için de mani olmadı. Şimdi de yorgun gözleri yapma diyor bana ama dili sen mutlu ol kızım demekle yetiniyor. Yıllarımı geçirdiğim baba evimden ayrılma vaktim geldi ya gözlerim doldu. Ah şu sulu göz hallerim...

İçeride akıl almaz bir kalabalık var zengin eve gelin gidiyorum ya herkeste bir merak. Gözlerindeki haseti hissediyorum çoğunun. Ne kadar çok şey geçiyor aklımdan anlatamam, hata mı yapıyorum diye ben de düşünüyorum bazen. Ailemin gözünde ki endişe ve keder beni mahvediyor. Sanki cenazem çıkıyor evden..

Babamın koluna girip bahçeye doğru yürüyoruz kulağıma eğilip;

- Ne olursa olsun kendini ezdirme emi güzel kızım, azdı ekmeğim ama bereketliydi haram yedirmedim başın hep dik olsun emi güzel kızım dedi

Gözlerimden akan yaşa engel olamadım abim kardeş kuşağımı bağlayıp beni Buğra'ya emanet edene kadar da tüm çocukluk anılarımla evimin her köşesiyle vedalaştım sessizce.

Sonra sevdiğim adamın bal gözlerinde buldum kendimi herkes karşımdayken ben onun yanında olmayı seçtim onunla yaşamayı ve onunla yaşlanmayı.

Buğra sevdiğim adam... Onu ilk gördüğümde anlamıştım sanki onunla bir hayatın bana yazıldığını...

Buğra'nın koluna girip düğün arabasına doğru yürürken attığım her adımın beni farklı bir hayata hazırladığının farkındaydım. Zengin gösterişli, ve şatafatlı bir hayat beni bekliyordu bu kulağa hoş geliyordu aslında ama unutmamam gereken koca gerçek Buğra'nın ailesini beni kabul etmediği ve sadece sustuğuydu.

düğün arabası için seçtiği koca limuzinin kapılarından içeri girdiğimde Buğra'nın ellerimi sıkmasından dolayı canımı acıttığını hissettim kendine gelmesi için seslendiğimde gözlerini yüzümde gezdirdiğini fark ettim.

"Bahar gibisin" dedi bana usulca "Gözümü kamaştırıyorsun."

Onu tüm aksiliklerine rağmen vazgeçilmez kılan bana böyle bakmasıydı. Ruhumu teslim edebilirdim bal kokan nefesinde.Kusursuz yüz hatları vardı, iri ela gözleri bembeyaz teni ve gamzeli yüzü şiir yazılabilirdi yüzünün her kıvrımına. Kim ne derse desin sonu ne olursa olsun umurumda değil diye düşündüm ben aşıktım bu adama.

Şehrin iki ayrı yakasındaydı evlerimiz benim semtimde paranın hayali kurulur ama huzur bolca bulunurken, onun semtinde paranın esiri yürekler ,mutsuz yüzlerde huzur düşlenirdi. artık bitmişti sessiz düğün konvoyum ve coşkudan uzak düğün kalabalığımın olduğu yere gelmiştik.

Buğra'nın ailesinin isteği üzerine gösterişli villalarının bahçelerinde sessiz aile arasında bir nikah yapılması kararlaştırıldı. Ben tabi böyle hayal etmemiştim ama olsun dedim her seferinde ne de olsa sevdiğim adamla evleniyordum. Buğra'nın çok geniş bir ailesi yoktu buz kesmiş yüzlere sahiplerdi ailenin ortak geni idi bu sanırım ama sadece ona yakışıyordu. Annesi, büyük annesi babası ve kız kardeşi karşıladı bizi kocaman beyaz mermerli bahçe girişinde. birkaç ortak arkadaşımız ve benim ailemin de katıldığı sade bir törenle evlendik. Artık bu kocaman eve taşıyacaktım hayallerimi şimdilik öncelikli hedefim bu hüzün yüklü duvarların ve mutsuz yüzlerin çehresini değiştirmekti.

.....................................................beğeni ve yorumlar gelirse ikinci bölüme devam edeceğim............

YÜZLEŞMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin