Kardeşimden Sonra

I BÖLÜM

MULTİ-HİRA
                I BÖLÜM.      
Adım Hira mimarlık okuyorum. Yaşım 18. Part time bir kafede çalışıyorum . Bu işi bulmam çokda kolay olmadı gerçi. Çünki baş örtülü birinin böyle yerlerde çalışması qarip geliyor bazı insanlara. Mehmet isminde bir kardeşim var hayatım boyunca hayatıma giren tek erkek o yani kızlar çoğu zaman babalarına aşık olurlar ya bende kardeşime aşık oldum. Hayatımı deyişen bir trafik kazası oldu kardeşim ve teyzemin oğlu arabadalardı. İkiside hayatını kayıb etti. O olaydan sonra 2 yıl geçdi. Ve ben hala kendimi çok yalnız hiss ediyorum. Annem ve babam antalyadalar ben de İstanbulda Çetinoğlu Üniversitesini okuyorum.Asansorden korkuyorum yani kapalı alan korkum var. Ama korkuma bakmadan yine de biniyorum oda benim deliliyim.
...........................................................
        Otobüsden indim kafenin yolunu tutdum. Düşünüyordum ki çok şükür Allahım iş buldum kendime yani nolmuş babamın hali vakti yerinde. Yani anlamıyorum soyadım neden bu katar önemli ki herkes şaşırıyor. Yani Yılmazoğlu Hira nolmuş bende sizler gibi bir insanım. Çoğu zaman baş örtümü gördüklerinde büyük bir suç işlemişim gibi yaşıtlarım alay ediyolar bense hiç aldırmıyorum amma soyadımı duyunca kendilerini unutuyorlar ya hadi neyse. Yine daldım gitdim az daha kafeni geçiyodum derken bir araba geldi ya bu ne hız Allahım sen sabır ver. Yaa bu ne ya üstümü batırdı.Nasıl araba kullanış şekli bu. Bide çok güzel birşey yapmış gibi sırıtıyor arabanın içinden. Hira sakin uyma ona uyma.
..........................................................
Hira -Buyrun bey efendi ne istemiştiniz.
Müşteri - Seni
Hira - Ne anlamadım birde tekrarlarmısınız .
Müşteri-Seni dedim anlamadınmı güzellik.
Hira- Ne diyosun sen ya, aklınımı kaçırdın sen . Ne söylüyorsun utanman , arlanman yokmu  senin. (Yan masada vazoda çiçek vardı aldım kafasına attım. İyi oldu canıma minnet)
Müşteri- Sen napıyosun lan öldürürüm kızım seni.( Üzerime yürümeye başladı. Geri-geri gidiyordum  bende. O sirada Mustafa abi içeri girdi bu kafenin sahibinin büyük oğlu. Çok seviyorum onu. Gerçekten abilik yapıyor bana. Patronun küçük oğlu da var ama buraya hiç uğramadı. Mustafa abi sayesinde işe kabul edildim yoksa izin vermezlerdi burda çalışmaya. Bir-birimizi tanıdıktan sonra öyrendik ki amcamın oğlu Salihin en yakın arkadaşıymış)
Mustafa- Noluyo lan burada. Hira canım neden ağlıyorsun.
Hira- Mustafa abi şu şeref yoksulı herif bana ( deyip ağlamaya başladım durduramıyordum kendimi)
Mustafa- Ulan seni yaşatırmıyım ben. Sen benim kardeşimi nasıl ağlatırsın şerefsiz köpek.
Mustafa müşteriye bir kafa attı ki burnu kırıldı.
Mustafa- sen benim kardeşima ha
Bir daha vurdu. Öyle çok vudu ki sonunda bayıldı.
Hira- Mustafa abi özür dilerim ben biraz dışarıya çıkıyim.( Öyle ağlıyordum ki . )
Koşa-koşa kafeden çıkıyordum ki birine çarpıp yere düştüm. Ağlamam daha çok çoğaldı. Susamıyordum kendimi çok güçsüz hiss etdim.zaten güçsüzüm neden böyle şeyler beni buloyorki. Ağlamam artıkça kardeşim aklıma geliyor daha çok ağlıyorum. Çarptığım çocuk öylece donuk gözlerle bana bakıyordu yanındaki sarışın kız ağzını yaya-yaya konuşuyordu.
Kız - Ali eziye baksana nasıl ağlıyor sanki ilk kez yere düşyoor. (Hiraya bakarak söyledi) . Kızım sen zaten eziksin şu kafandeki ne ya çok
komik gözüküyor öyle diyilmi Ali.
Hira- bana baksana kızım sen. Sen kim oluyorsun ki benim baş örtüme. Namusma laf atıyorsun ha. Sen biliyormusun ki bir müsliman kadının namusu onun baş örtüsündedir. Bir daha benim ve ya başka bir baş örtülü birin baş örtüsüne laf edersen o lafları sana yediririm şimdi defol git. Benide günaha sokma. (Aliye dönerek. Ama yüzüne bakmadan konuşuyordum)Kusura bakmayın bey efendi. Dalqındım biraz.(deyip uzaklaştım)
    ALİNİN AĞZINDAN
Bana çarpan kız o kadar masum gözüküyordu ki. Ama anlamadım ki neden o kadar çok alıyordu, ya baş örtüsü? Bu kadar güzellik saflık ondanmı bilmedim. Ama hayatımda hiç bu kadar saf biriyle karşılaşmadım. Başını bile kaldırıp bakmadı. Leyladan da nefret ettim o an , gerçi bende ondan farksız deyilimki bende az çektirmedim baş örtülülere. Çok ileri getdi Leyla zaten.
İyide söyledi kız. Ya neyse boş vermeliyim birde nerde görücem ki zaten.
...........................................................
Bu kim lan ne yaptılar buna böyle. İçerideki çoçuğun yüzünü gördüyüm an donup kaldım öylece . Abim çok kızmışdı. Leyladan kolumu çekip abimin yanına koştum.
Ali- Abi noldu burada?
Mustafa- Aslanım bişey yok hatsizin birine hatdini bildirdim sadece. Şerfsiz köpek. ( korumalara balarak konuştu) Atın şu şeref yoksulunu dışarı bir daha buranın 100 metre yakınına yakşlaşırsa onu öldürürüm. Aa birde Hiranın peşine bir koruma takın şu şerfsiz kıza zarar falan verir. Ama koruma taktığımızı bilmesin çünki kabul etmez. 
Ali- Abi şu Hira kim?
Mustafa- Salih var ya hani arkadaşım. Onun amcasının kızı. Çok seviyorum ya kızı.
Ali-Oooo Mustafa paşa aşıkmı olmuşuz ne?
Mustafa- Kafanı kırmadan geç şu masaya oğlum kardeşim gibi seviyorum lan. Kız kardeşim gibi.
Ali- Abi şu kız nasıl biri?
Mustafa- Aslanım seni dövmeden çek git şurdan. O senin yanındaki ağzı beş karış olan kıza benzemez.
Leyla- Aliş gidellimmi aşkitom.
Ali- Leyla bir daha bana aşkitom dersen bakmam kızsın... Hadi neyse abi ben kaçar.
Mustafa- Ali?
Ali- Hı abi.
Mustafa- Hı ne lan. Ayağımın altına alıcam şimdi seni o olucak. Sen cezalı deyilmiydim abicim.(sırıtarak söylemişti bunu abim). Yarın buradasın. Çalışmaya senin için çoook güzel bir iş buldum.
...........................................................
Abim hala sırıtoyordu bense o kızı düşünüyordum. Bir yandanda iyi oldu be belki yarın geldiyim zaman görürdüm. En çokda Hirayı merak ediyordum abim bu kadar sevmişse iyi biri olmalı düşünüyorumda sarışınmı esmermi. Siyah gözlümü yoksa mavi gözlümü. Çoğu zaman esmer kızları severimde neyse . Eyer o kıza yakınlaşsam abim beni gerçekten doğrar. Geçen sefer sevgilisinin kız kardeşiyle tanışmıştım. Napıyim kız sülük gibi yapışdı bende hiç hayır demedim zaten. Abime telefon geldi geri döndüm ve dinlemeye başladım.
...........................................................
Mustafa- Ayrılmayın ordan ama yakınlaşmayında çabucak geliyorum.
Ali- Abi noldu?
Mustafa- Gitmem lazım koçum sonra görüşürüz.
Ali-Bende geliyorum seninle.
Mustafa- Ozaman çabuk ol aslanım gidelim.