IV BÖLÜM
ALİNİN AĞZINDAN
Hiranın o küçük çocuğun kirli yanaklarından öpmesi. Beni kendimden aldı. Etrafımda ki tüm kızlar böyle çocukları görünce ıyy cok çirkin pis diye düşünürken. Onun böyle davranması benim ona olan dikkatimi üzerine çekiyordu. Sonra kenardan onlara bakıyordum konuşmalarının hepsini duydum. Hiranın arkasından yakınlaştım ve Hira dediyimde .
Ali- Hira.
Hira- Allahım sen yardım et .(deyip arkasını döndü). Ali sen nerden çıktın?
Mehmet - Abla şu abi seni rahatsızmı ediyor döveyimmi?
Ben Hiraya, Hirada bana bakarak gülmeye başladık
Hira- Canım Ali abin o. Arkadaşım kendisi.
Ali - Hira konuşmalara kulak misafiri oldum. Yardım ede bilirmiyim?
Hira- Ali bizi Mehmetlerin evine götüre bilirmisin zahmet olmazsa?
Ali- Tabi ben arabayı kafede unuttum. Taksiyle gidelim.
Hira- Mehmet ablacım şimdi Ali abin bizi size götürücek. Yolu tarif etde gidelim.
Mehmet- Tamam abla
..........................................................
Mehmetle Hira takside arkaya bense önde oturdum. Eczanede durduru taksiyi Hirayla indik , ilaç falan aldık. Birde çorba için mazeme falan . Mehmet ve Hira arabadan indi. Bende taksinin parasını ödeyip peşleriyle gittim. Küçük bir eve girdik. Yıkık-dökük gecekondu gibi yerdi. Mehmetle Hira arabada konuşuyolardı. Mehmetin anne ve babası yanqında vefat etmişler. Bir nineleri varmış onlara bakan o da bir ay bundan önce vefat edince, hiçbir akrabaları sahip çıkmamış onlara. Öylece şu küçücük evde kalmışlar .
Abla ve kardeş. Yemek bulsalar yemişler bulmasalar aç kalmışlar öylece. Mehmetin ablasının adı Banuymuş. Eve girdiyimizde Banu öylece yatıyordu. Hira koşarak yanına gitti kızın çok ateşi vardı. Hira dudaklarını kızın alnına dayayarak ateşini ölçmeye başladı. Qaliba çok yüksekdi ateşi.
Hira- Ali yardım et bana götürelim burda kalırsa çok fena olucak.
Ali- Hira istersen hastaneye gidelim.
Hira- Ali ihtiyaç yok hastaneye çabuk olursak ateşini düşüre biliriz.
Koşup taksi atadım. Poşetleri hira aldı bense Banunu kucağıma alıp arabaya götürdüm. Hiranın evinin yolunu tuttuk.
...........................................................
Hira küçük kızı misafir odasına çıkarttı. Önce ılık duşa sokdu qaliba. Ben ve Mehmetide dışarıya postalamıştı. Sonra ilaç içirdi ateşi düşmesi için ateşi çok yüksekmiş ki bu kadar yardımdan sonra 37.5 olmuştu. Hira çorba pişirmişti Banuya. Bende Mehmeti alıp dışarı çıkmıştık, önce mağazaların önünde durduk. Mehmet için çok güzel kıyafetler vardı. Önce Mehmete sonrada Banuya kıyafet seçmeye başlamıştımki Mehmet konuştu.
Mehmet- Ali abi biliyormusun size çok teşşekkür borcum var. Eger vaktinde gelip ablama yardım etmeseydiniz belki oda.( Mehmet sözünü tamamlayamadan konuştum)
Ali- Abicim bak bundan sonra senin abinim neye ihtiyacın olursa ne canın çekerse bana söyleyeceksin. Tamammı?
Mehmet- Abi Hira ablam çok iyi biri deyilmi. ( sırıtarak söylüyordu)
Ali- Evette neden sordun bunları.
Mehmet- Hiç öylesine abi.
Kafasını kaşıyarak yanaklarını öptüm Hiram gibi.
Ali- Hadi abicim evde iki hanım bizi bekler yalnız kalmasınlar. Sen evde olsaydın gözüm arkada kalmazdı ama sende yoksun evde gidellimmi?
Mehmet- Gidelim abi.
Mehmetle birlikte Hiranın evine gittik. Hira biz evden çıkmadan önce anahtarını vermişti Banu uyanmasın diye. Arabanın kapısı kilitleyip. Eve doğru yürüdük. Poşetleride almıştım arabadan. Cips, içecek falanda almıştım çocuklara. Kapını açıp içeri girdim Hira sofranı hazırlamıştı qaliba Banu hala uyanmamıştı. Hiranı arıyordum. Evdeki odalardan birinin kapısı açıktı oraya doğru yürüdüm. Hira namaz kılıyordu. Zaten çok saftı Masum Prensesim namaz kılmak onu çok başka gösteriyordu. Hira önce başını sağa sonra da sola çevirip birşey söyledi. Hala beni görmemişti. Namazı kılıp dua ediyordu qaliba. 5 dakikadan sonra ayağa kalktı en sonda " Allahım sen beni effet. Kardeşimi Cennetinle müjdele. Beni imanımdan ayırma. Alinide senin sevginden esirgeme Allahım. Amin." Kalktığı zaman beni görmemişti hala özenle sedcadesini katlayıp bir kez kucakladı ve dolapa koydu. Arkasını döndü ve beni görünce korktu.
Hira- Ali korktum. Ne kadardı burdaydın?
Ali- Namazını kıldın, duanı ettin, sedcadeye neden srıldın Hira?
Hira- Ali ben şimdi yemekleri ısıtıyım, sende Banuya bir zahmet bakarsan. Müsait bir zamanda söylerim neden öyle sarıldığımı.
Ali- Tamam bakarım ben . Ne yemeyi yaptın?
Hira - Pilav ve tavuk kızartması. Patates ve köfte salata aa birde mercimek çorbası.
Ali- Desene zehirlenicez( gülüyorduk ikimizde). Şaka bir yana sen bu kadar yemeyi nasıl yaptın böyle çabuk.
Hira- Sifariş verdim. ( gülüyordu)
Ali- Hadi şaka yapma bana, nasıl olduda yetiştirdin.
Hira- Annemden öyrendim ve yemek kurslarına gittim.
Ali - Valla etrafımdaki kızlar yumurta kırmayı beceremiyolar . Ama sen.
Hira- Ben onlardan farklıyım Ali. Bende bir zamanlar dekolteli falan giyinmiyordum ama bende giyiniyordum öyle. Onlar kendilerini sana senin gibi diyer erkekler göstermek için öyle giyinip kendilerini çöplüklerinin içerisinde daha çok boğuyorlar. Ben yolumu buldum, Ali huzuru buldum böyle. İsyanımı önledi. Özlemimden bir parça eksilmedi daha da artti ama Rabbim sabrımı verdi. ( gülümseyip mutfağa doru ileriledi)
Bende mutfağın kapısına yaslanıp onu izliyordum. Arkasını döndüyünde beni görüp yine korktu.
Hira- Ya Ali yeminmi ettin sen bu gün benim kalbimemi indireceksin ?
Bende öylece ona bakıp gülüyordum.birden gözlerim kesilen eline kayınca canımın yandığını nefesimin kesildiyini hiss ettim.
Hira- Ali uyandırdınmı Banunu. ( sitem ederek söylemişti)
Ali - Qaliba unutmuş ola bilirim.
Hira - Ya çocuk gibi beni korkut sonrada unutmuş ola bilirim. Lütfen Ali bey Banuyu uyandırımısınız. (Alayla söylüyordu)
Ali- Tamam gittim.
Merdivenleri çıkıp Banu uyuyan odaya çıktım. Banu ayaktaydı.
Ali- Banu abicim iyimisin hadi aşağıya inelim Hira ablan bizi bekliyor yemek için.
Banu- Tamam abi iniyorum sen in.
Aşağıya indiyim zaman Hira poşetleri eline almış öylece bana bakıyordu.
Hira- Ali bunlar ne?
Ali - Çocuklara birkaç eşya bişey aldım. Aç bak.
Hiranın yüzünde öyle bir güzel gülümseme oluştuki. Gözleri gülüyordu sabki. Hiranın gözleri konuşuyor en çok üzgünlüyüde , mutluluğuda. Birden yüzü düştü kızqın bir bakış attı bana.
Hira- Ali bunlarda ne?
Ali - Ne ne?
Hira- Bak bunlar.
Cips ve başka aburcuburu gösterdiyinde. Şaşkınlıkla ona baktım.
Ali- Sence ne Hira ? Gerçekten ne düşündüyünğ bilmek istiyorum .(alay ederk konuşmuştum)
Hira gerçekten kızmıştı fırtına öncesi sessizlikti qaliba.
Hira - Ali dalqa geçme! Zararlı bunlar ya zehirlenseler napıcaz o zaman. Sen ancak dalqa geçmeye bak.
Hira gerçekten kırılmıştı bana çünki poşetleri koltuğa bırakıp tekrar mutfağa geçti. Kırmıştım Masum Prensesi. Zaten hayat onu kırıyordu en sevdiyini kaybetmişti bende onu kırdım şimdi. Bende birşey demeden Mehmeti çağırıp elbiseleri verdi ablasına da götürdü elbiseleri. İkiside giyinip inmiştiler aşağıya.
Hira- Yemek hazır gelin sofraya koydum.
Çocuklar geldi o sırada masaya oturdular.
Ali- Hira ben gidiyim artık.
Hira - Ali eyer yemek yemezsen bir daha konuşmam seninle!( yüzü hala düşüktü Masum Prensesimin)
Birşey söylemeden oturdum masaya. Hira tabağa bende Hiraya bakıyordum.
Ali- Hira küsmüyüz?
Hira- Hayır
Ali- O zaman neden böylesin?
Hira- Ben birşey yapmıyorum Ali.
Ali- Hira bir daha bana sesini yükseltme.! Ne zan ediyorsun kendini istediyin zaman gel istediyin zaman git diyebileceyinimi.
Hiranın gözleri dolmuştu. Ama akıtmadı gözlerindeki yaşları.
Ali- Afiyyet olsun size. Çocuklar birşeye ihtiyacınız olursa numaramı yazdım kağıda ararsınız.
İkisininde başından öpüp çıktım evden. Allah benim belamı versin üzmüştüm Masum Prensesi. Eve gelmiştim ki, telefonumun Hiralarda kaldığını fark ettim. Arabayı yeniden çalıştırıp Hiranın evine geri döndüm. Hirayla evimiz uzaktı 1 saatlik yol vardı.
..........................................................
Hiranın evine geldiyimde kapının zilini çaldım.
Banu- Kim o?
Ali- Abicim benim Ali aç kapıyı.
Banu kapıyı açtı.
Ali- Nasılsın canım( başını öptum) omuzlarından tutup kendime çektim öylece yürüyorduk evin içerisinde.
Ali- Hira ablan nerede?
Banu-Abi ben yukardaydım odada, kapının sesine indim aşağıya. En son gördüyümde namazını kılıyordu. Abi birde üzerinde bir erkek hırkası var öylece sarılıp oturmuştu sonra Mehmetle cizgi film izliyorlardı. Salonda olmalılar.Salona gitdik ikimizde Hira Mehmetin üzerini örtmüştü öylece sarılıp uyuyolardı. Kalbim sıkıştı bir anlık uyku onu daha da bi masumlaştırıyordu. Nasıl küstüre bildim ki onu. Kalbini nasıl kazanıcam. Ya o hırka kimin. Hiraya yakınlaştığımda gözlerinin altı burnu kıpkırmızı olmuştu ayni deniz kenarındakı gibi. Ağlamışmıydı benim yüzümdenmi. Düşüyordum ki banu konuştu.
Banu- Abi mutfağa gidellimmi çay koydum içeriz. Birde sana birşey söyliyicem.
Ali - Tamam canım.
Mutfağa gittik sandalyelerden birine otyrdum. Banuda çayları süzüp getirmişti.
Banu- Abi Hira ablamı çok üzdün biliyormusun? Ağladı bu gün. Bir oda var orda dolu-dolu resimler var. Odaya girdi arkasından bende girdim. Sordum kim diye bu resimdekiler. Söylediki beni seven tek insan . Abi Hira ablam yere yığıldı ağlamaktan. Bana çıkmamı rica etti odadan. Çıktım abi 1 saat çıkmadı odadan. Mehmete gözkulak olmamıda söylemişti o halde. Hira ablamın annesi, babası var. Ama o kimse ona hayatı pahasına mail olmuş abi. Abi benim 13 yaşım var. Annemle baba vefat ettiyinde kardeşimin 1 yaşı yoktu. (Gözlerinden yaşlar akamaya başlamıştı) küçüktüm abi. Velayetiniz amcamlara verildi biz aslında hiç fakir diyiliz. Ananem bakıyordu bize. Velayetimiz amcamlarda olduğu için yetimhaneye gitmedik. Ninem öldükten sonra sefil hayatı yaşadık. Kardeşim için yaşadım. Ben ona bağlıydım zaten daha çok sarıldım ona. Onun için bana yaşamam için kardeşime tutundum. Benden küçük olsada onun varlığı tuttu ayakta. O resimdeki çocuk bilimiyorum kim ama Hira ablam qaliba bıkmadan ölümü bekliyor.
Banu bunları söylerken gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu.
Ali- Banu o odaya götürğmüsün beni.
Banu - Abi ben götüremem ama sen bulursanda kimseye söylemem.
Ali - Tamam o zaman bende kendim bulurum .( başına öpücük kondurup mutfaktan çıktım.)
Tüm odalara bakmıştım. En sonuncu odanın kapısını açtığımda heyacan vardı yüreyimde. Odaya girmemle şok olamam bir oldu. Bir duvarda boydan- boya kardeşinin resmi vardı. Bir yatak, dolap, bilgisayar masası. Demirden küçük küçük arabalar. Oyuncak askerler. Qaliba Mehmetin eşyalarıydı. Diyer duvara baktığımda Mehmetin küçük küçük resimleri vardı. Çerçiveli çerçivesiz. Hepsine bir-bir bakıyordum. Birden gözüm diyer duvara takıldı. Qaliba Mehmetle Hiranın küçüklükten beri tüm resimleri vardı . İçimde iki ses vardı bak yada bakma karasız kaldım. Yaklaşıyordumki resimlere bakmaya Banunun sesi yankılandı odada.
Banu- Abi bakma o resimlere.
Ali- Nedenmiş?
Banu - Abi Banu ablam saçlarını hiç kimse görmesin diye kapattı öyle deyilmi. Sen napıyorsun onun saçları açık resimlerine bakmaya çalışıyorsun. Eyer senin görmen haram olmasaydı göre bilirdin gerçek saçlarını.
Ali- Doğru söylüyorsun Banu. Ben gidiyim artık.
Banu- Abi bide yarın ablam bizi kafeye götürücek. Telefonla konuşurken duydum işten ayrılacakmış.
Ali- Ayrılacakmış derken?
Banu- İşten ayrılacakmış.
Ali- Tamam Banu ben gidiyim sabah görüşürüz kafede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşimden Sonra
SpiritualOkuyan beyenen herkese teşekkür ederim. Hayat oyunlarla dolu aslında. Bazen sözcüklerle dolu olduğu dünyada susmaya, susmaya ihtiyacın olduğunda konuşmaya mecbur olursun. Hiranın hayatı. HİRANIN AĞZINDAN ALINTI. Son kez baktım yüzüne kardeşimin. İl...