10.TAKİP( ...)

14 3 0
                                    


Az sonra dışarıda büyük bir gürültü duyuldu. Ama görüşünde hala hiç kimse yoktu. Biraz ötede karanlıkta üst kattaki odanın ışığıyla birlikte gölgeler oynamaya başladı. Gölgelerden biri kesinlikle Brain'a aitti. Bir kar tanesi usulca cama düştü ve yavaşça eridi. Gece yeniden gölgelere baktı. Şimdi orada kimse yoktu. Eliyle kollarını ovuşturdu. Dışarı çıkmak istiyordu. Ama dışarı çıkarsa ne yapacağını bilmiyordu. Elinde üstün bir gücü olsa mutlaka dışarı çıkardı ve o da savaşırdı. Oysa şimdi dışarıda gezinen gölgeler ondan çok daha güçlüydü.

Brain'ın inleme sesi geldi. Gece koşarak kapıya ulaştı.

" Hayır, kapıyı açma!" diye bağırdı Brain. Gece çoktan kapıyı açmıştı. Karşısında iri yarı üç vampir duruyordu. Hepsinin gözleri de kanla kararmıştı.

" Kapıyı kapat." diye seslendi Jasper.

Brain yerde sürünüyordu. Adamlardan biri kıza dışarı çıkmasını yoksa Brain'ı öldüreceklerini söyledi. Gece'nin gözleri yerde yatan adama kaydı. Aşık olduğu adama.

"Onları dinleme, Gece."

Brain yattığı yerden doğrulup hemen üzerindeki vampirin kafasını gövdesinden ayırdı. Bunu daha karanlık bir yerde yapmıştı. Geri döndüğünde üstü başı kan içindeydi. Gece donmuş bir vaziyette olup bitenleri seyrediyordu. Bahçe kapısından içeri bir grup vampir daha geldi. Onlar daha öncekilerden çok farklıydı. Hepsinin saçları uzun, yapıları ince ve üzerindeki kıyafetler bu yüzyıla ait değildi.

" Gece kapat kapıyı." diye yineledi Brain. Bunu birkaç kere daha söyledi ama birkaçında sesi rüzgarın uğultusuna yenik düşüp kıza ulaşmadı. Gökyüzü bembeyazdı. Bulutlar birbirinin içine geçmiş dolunayı saklıyorlardı.

Gece aceleyle kapıyı kapatıp üst kata çıktı.

" O eve önünde sonunda gireceğiz." dedi vampirlerden biri.

Brain dişlerini gösterip dehşet saçan bir ifadeyle adamlara baktı. Hiç hareket etmiyor ona doğru gelecek en ufak hamleyi bekliyordu. Beklediği şey Jasper'ın yeniden dönüşüp vampirleri avlaması gerekiyordu. Çünkü içindeki avcının görevi bu. Öldürmek. Hem de hiç düşünmeden. Gözlerini çaprazında duran Jasper'dan çekip yeniden adamlara baktı.

" Buraya ne için geldiğinizi bilmiyorum ama onu alamadan gideceğinizi söyleyebilirim."

" İkiye karşı sekiz. Elbette, onu alıp da gideceğiz."

Adam gözlerini kısarak sinsice gülümsedi. Brain çenesini hava kaldırıp adama meydan okuyan bir bakış attı. Biliyordu ki adam üzerine gelse saniyeler içinde onu yerle bir edebilirdi. Ama buna gerek kalmadan Jasper ufak bir büyüyle hepsini sağır attı. Araya rüzgarın şiddetli çığlıkları da karıştı. Sonra büyü bir an da kesildi.

" Ellerinde bir cadı var." dedi Jasper fısıltıya yakın bir ses tonuyla.

" Bu sürpriz olmadı."

Brain bir adım geriye çekildiğinde arkasından biri onu boğazından yakaladı. Jasper elindeki titanyumla karıştırılmış tahta hançeri vampirin sırtından soktu. Bu ilk hamlenin gelmesiyle beraber diğer vampirlerde saldırmaya başladı. Kavga şimdi iyice kızışmıştı. Bir hançerde Brain'ın omzuna denk geldi. Acıyla inledi. Ama yere düşmedi.

" Eve girmeliyiz. Sayıları bizden daha fazla."

" Bunun için artık çok geç." dedi Brain kapıdaki iri vampirleri göstererek. Eve girişleri en azından kapıdan mümkün değildi. Diğer yollar balkona kapıları, pencereler ve arka bahçeye açılan bir diğer kapıydı.





Gecenin En Yaşlı Varlıkları Vampirler:                              LANETLİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin