JELENA FOREVER♡

I Love You, But...

1 Ay Sonra:

Justin birşeyler saklıyordu.
Sürekli telefon elindeydi sorduğumda ise hiçbirşey diyip geçiştiriyordu.
Korkuyordum, tekrar aldatılmaktan korkuyordum.

Justin, benden sakladığın birşey mi var?

Hayır, neden?

Hi-hiç.

Justin'in kucağından kalktım ve bahçeye çıktım.

Hey, ne oldu?

Hiçbirşey.

Neden trip atıyorsun?

Trip falan atmıyorum!

Hı hı.

Ardından Scooter ve Allison geldi.

Hey, siz hala hazırlanmadınız mı?

Ne için?

Justin söylemedin mi?

Ahh, tamamen unutmuşum. Maça gidicektik.

Sen onu da unut, abca telefonla uğraş.

Ne?

Hiç, hiç birşey.

Hemen hazırlanıp evden çıktık.

Sonunda Staples Center'a varabilmiştik, direk içeri girip yerimize oturduk.

********

Maçın bitmesine az kalmıştı ve ben Justin'e trip atıyordum. Bir çok kez benimle konuşmaya çalışmıştı ama ben ona soğuk davranmıştım.

Sıra öpüşme tablosuna gelmişti.
Herkes yukardaki ekrana bakıyordu, ve kamera hangi çifti görürse öpüşüyordu.

Birkaç kişi çıktı ve son çifte gelmişti. Ekrana baktığımda bizim çıktığımızı gördüm.
Bütün salon çığlık atıyordu. Önce şaşırdım ama ardından dudaklarımızı birleştirdk ve ben kafamı Justin'in omzuna gömdüm.
Gerçekten utanmıştım ama Justin sırıtıyordu.
Ardından yanımızdaki küçük kızla fotoğraf çekildik ve bize sarıldı.
Çok tatlıydı, sarı saçları ve mavi gözleri vardı.

Maç bitti ve bizde biraz gezdikten sonra çimlik bir alana oturduk.

*********

Eve geldik ve Justin tüne telefonuyla uğraşıyordu, kaç kez seslendim ama duymadı.

Justin,

Justin.?

Justin???!!?!

En sonunda ayağı kalkıp telefonu elinden aldım.
Zaten bu aralar hiç iyi anlaşamıyorduk, sürekli kavga ediyorduk.

Hey ne yapıyorsun?

Neden bunu elinden bırakmıyorsun artık?

Ardından yine telefonu elimden aldı.

Hani hiçbirşey saklamıyıcaktık?

Selena neden böyle davranıyorsun?

Nasıl davranıyormuşum?

Çok sinirlisin..

Ben mi çok sinirliyim?
Ne demek istiyordu yani?

Ben sinirli falan değilim.

Evet öylesin, sürekli trip atıyorsun!

Öyle mi?

Öyle!?

Hemen odaya çıkıp küçük bir valiz alıp eşyalarımı içine tıkıştırdım ve aşağı indim.

Justin bana hayretle bakıyordu.

Se-sen ne yapıyorsun?

Bir süre ayrı kalalım Justin.

Sırf bu yüzden mi yani?

Hayır!!
Sırf bu yüzden değil, sürekli kavga ediyoruz, yeter!

Sadece bir süre ayrı kalalım.

Evden çıkıp arabama bindim. Artık gözyaşlarımı serbest bırakmıştım.

Nasıl olsa Ariana artık evde tek yaşıyordu.
Bende Ari'nin evine gittim.

Sel? Sen iyi misin?

Hayır.

*******

Ari'ye olan herşeyi anlatmıştım. İleri mi gitmiştik? Erken miydi?
Bilmiyorum!

Bir süre ayrı kalmak mı?
Yoksa tamamen unutmak mı?
Karar veremiyordum.
Unutmak, sadece acı çektirir. Bir süre sonra geçer, ama anılar kalır.

Peki böyle daha mı iyiydi?

Sabah kalkar kalkmaz üstümü değiştirip aşağı indim. Kahvaltı etmek bile istemiyordum.

Ardından Ari geldi, o evde değil miydi?

Sel, Justin sana bunu vermemi istedi.

Elindeki zarfı alıp açtım. Bu Justin'n yazısıydı.

'Nasıl başlıyıcağımı bilemiyorum, seni çok seviyorum. Elveda demek çok zordur, bizim hikayemiz kısa sürdü. Unut beni, bizi.
Jelena'yı unut, yeni bir sayfa aç. Mutlu ol ama bizi unut.'

-Justin..

Ç-çok üzgünüm Sel. Ben gittiğimde evden çıkıyordu, ve sana bunu vermemi istedi .
New York'a taşınıyormuş.

N-ne?
B-benim yüzümden.

Hayır senin yüzünden değil.

Bitti mi yani? Küçücük birşey yüzünden mi?
Birşey söylemeden çekip gitmiş miydi?

Justin böyle yapmaz, biz birbirimize aşığız. Bitemez!

Ben bağırırken Ari beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Justin'in Ağzından:

Lanet olsun! Geldim işte ne istiyorsun?

Ahh bebeğim böyle konuşma!

Hailey, benden ne istiyorsun? Bizden ne istiyorsun?

Seni...

******

Hailey'nin evinden çıkıp yeni evimize geldim.
Artık New York'ta yaşıyıcaktık. Yani Ryan Good, Ryan Butler, Dan, Kenny ve Scooter'da arada sırada gelip gidicekti.

Selena'yı orda burakmıştım, hemde tek bir mektupla. Hepsi Hailey sürtüğünün yüzünden.
Beni Selena'yla tehdit etti. Ne yapabilirdim ki?

En azında Selena'nın etrafındakilerden haber alıcaktım, bana söz verdiler.
Selena dışında herkes herşeyi biliyor.
Lanet olsun, kendi hatalarım yüzünden şuan bu durumdayız. Son kez sarılamadan, son kez öpmeden, o tapılası sesini duyamadan gitmiştim.