Tehlike

4.5K 299 254
                                    

"İyi olup olmadığına bakmaya gelmiştim.Neyin var Shin?" 

Hana gözyaşlarımı farkedince sessizce konuşmaya başladı.Benim için endişelenmişti ama sanki nasıl davranması gerektiğini bilmiyor gibiydi.

Hızla gözyaşlarımı silip ona gülümsedim.

"Sadece biraz sinirlerim bozuk, merak etme."

Elimle işaret ederek oturması için yanıma çağırdım.Yaklaştıkça gözlerinin dolduğunu farkettim, ama nasıl sorması gerektiğini bilemiyordu.Beni üzenin ne olduğunu bilmese de acımı paylaşmaya çalışıyordu.Tanrım bu kız cidden çok tatlı.Küçük bir kız kardeşim olsa onu bundan daha fazla sevemezdim herhalde.Yavaşça yanıma gelip oturdu ve bana sarıldı.Gülümsemeye engel olamadım, birbirimize gerçekten değer verirdik ve son zamanlarda Kou'yla olanları gördüğünden beni boğmamaya çalışıyordu ama çok endişelenmiş olmalıydı.Başı göğsümdeydi ve tişörtümün ıslandığını hissedince elimi saçlarına attım.

"Hadi ama! Bu kadar duygusallığa gerek yok.Bir şeyim olmadığını biliyorsun."

Kafasını kaldırıp yaşlı gözleriyle bana baktı.

"Ama son zamanlarda hiç konuşamıyoruz...Seni merak ediyorum Shin.Kou--- Onunla olduğundan beri iki gün mutluysan dört gün endişeli görünüyorsun ve ben-- ben sürekli soru sorup seni sıkmak istemiyorum."

Gözyaşlarını silip yatakta bağdaş kurunca bana gülümseyip o da aynısını yaptı.

"Endişelendiğini biliyorum ama üzülme tamam mı? Birkaç sorunun olduğu doğru ama halledeceğim."

Yavaşca başıyla onayladı.Bana tekrar sarıldığında dayanamayıp gülmeye başladım.

"Komik mi? Seni özledim." 

Ellerimi sırtında birleştirdiğimde Kou aniden içeri girdi.Kapı sesini duyan Hana kollarını benden çekti.Bense hala gülümsüyordum.Çok büyük bir problemim olduğu doğruydu ama en azından ona olanı biteni anlatmasam da beni merak eden, benim tarafımda duran bir arkadaşım vardı.Bu his, yani bir sarılma ya da her şeyin iyi olacağını söyleyen birine sahip olmak, bazen tek ihtiyacınız olan şey olabiliyor.Sokakta, okulda, parkta ya da durakta her gün farklı farklı insanların yanında duruyoruz.Bazen suratlarına dönüp bakma ihtiyacı bile hissetmediğimiz insanlar.Yanımızda duranlar tamamen parçalanmış olabilir.Dışarıdan ne kadar bakarsak bakalım bunu anlayamayız.Örneğin beni sokakta görseniz sevgilisinin tecavüzcü olup olmadığı hakkında düşünen biri olduğumu tahmin edemezsiniz...Tabiki de size sokakta önünüze gelene sarılın demiyorum.Ama etrafınızdaki insanlara sarılmak için ağlamalarını, üzülmelerini ya da çaresiz hissetmelerini beklemeyin.Böyle şeyleri küçümsememeyi öğrenin.O küçümsediğiniz ufak bir sarılma ya da yanında olma, o an onun en çok ihtiyacı olan şey olabilir.

Hana'nın gerildiğini hissedince onu tekrar göğsüme doğru çektim.

"Ondan korkmana gerek yok.Anlatıldığı gibi biri değil." Kou'ya gülümsedim.Yanımdaki sandalyeye oturduğunda Hana benden uzaklaşıp ona baktı.

"Hana değil mi?" Kou ona gülümsediğinde şaşırdı.

"Evet.Beni biliyor musun?"

"Shin senden bahsetti." Hana başıyla onaylayıp bana geri döndü.

"Artık gitmem gerek.Kendine dikkat et olur mu?"

"Endişelenme, görüşürüz."

El salladıktan sonra odadan çıktı.

Kou bana dik dik bakıyordu.

"Normalde bu kadar yapışkan değilizdir endişelenme." Gülümsedim. "Beni çok merak etmiş, ağlamayı bir türlü bırakmadı.Çok iyi biridir, onunla daha çok vakit geçirsen sende seversin."

Yeni Bir Başlangıç ( Yaoi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin