Derin bir nefes alarak açıyorum gözlerimi. Dışarıdan gelen sesler kulağımı dolduruyor. Patlama sesleri ve titreyen yerler. Yaklaşıyor, biliyorum. Karanlık Lord bizim için geliyor. Ve ben Bellatrix Lestrange, bu sefer sevdiğim adamı bu iğrenç çukura kapattırdığım gibi serbest bırakacağım.
xxx
Bellatrix yavaşça kuzeninin koluna sokuluyor. Tek elini onun cebinden içeri soktuğunda Sirius bir anda kendini geriye çekiyor. "Gitmelisin, Bella."
"Beni şu isimle çağırma." Diyor Bellatrix, Sirius'un erkekliğini avucunun arasına alıp iyicene sıkarken. Sirius acıyla kendini geri çekiyor fakat Bellatrix'in onu bırakmaya niyeti yok. "Hoşuna gitmediğini söylemeyeceksin değil mi?"
"Aradan yıllar geçti." Diye yanıtlıyor Sirius, Bellatrix'in suratına bakmaksızın. "Benim sevdiğim kadın öleli çok oluyor." Bunu söylemiş olsa da sözlerine kendisi bile inanmıyor. "Sen gittin o Lestrange denen herifle evlendin, Bella! Sen bizi sikip bir kenara attın!"
"Yapma ama Siri, bu ilişkiyi yürütemezdik." Diyor Bellatrix, elini Sirius'un cebinden çıkartıp, ona arkasını dönerek. Yeri geldiği zaman onu kandırmak için o masum Bella rolünü çok rahat yapabiliyordu artık. Kollarını göğsünün önünde bağlıyor ve başını da hafifçe yana eğiyor. "Biz kuzeniz-"
"Yapma ama, Bella!" diyor Sirius, ellerini onun kollarına koyup, ona arkasından biraz yaklaşırken. "Ailemiz birbirleriyle evlenen kuzenlerle doluyken bunu sorun ettiğini söyleme bana." Sirius bu yalana hiçbir zaman inanamamıştı. Hayır, Bella'nın onu seçmemesindeki tek neden karanlık tarafa karşı duyduğu o büyük ve karşı konulamaz zaafıydı. Sirius bunu çok ama çok iyi biliyor. Ve en iyi bildiği diğer şeyse Sirius'un bu hayatta kendinden daha çok sevdiği tek şey, yegane zaafı da Bella'dan başkası değil. Kuzeninin iç çekişlerine daha fazla dayanamayarak ona iyice sokuluyor.
Bellatrix, Sirius'un bu oyuna geleceğini biliyor elbette. Vücudunu ona tamamen yaslarken, Sirius'un artık tamamen kendisine teslim olduğunu biliyor ve Domuz Kafası'ndan çok uzağa, çocukluğunun, genç kızlığının geçtiği ve ilk ilişkisini yaşadığı, Sirius'la ilk seviştikleri eve cisimleniyor.
Odasında, yatağının önünde, şimdi Sirius onun arkasında ve Bellatrix eskiye dönmeye dakikalar öncesinden hazır. İçten içe sevse de onu, daima reddettiği adamla tekrar birleşmeye. Onu yeniden içinde hissetmeye, onu yeniden sevmeye, onunla bir olmaya hazır.
Sirius'un dudakları Bellatrix'in kulak memesini arasına alıyor. Bellatrix zevkle iniltiler çıkarırken hala arkasında olan adamın erkekliğini şimdi daha iyi hissedebiliyor. Ona doğru dönüyor ve bacaklarını onun beline dolayıp kendini onun kucağına bırakıyor.
Sirius, kendisini ona teslim etmiş kadını belinden tutuyor havada ve onun boynunu öpüyor. Daha sonra yavaşça üzerindeki dekolteli elbisenin göğüs bölümlerine iniyor. Kadını odada, oldukları yerde yarım tur döndürdükten sonra şimdi önlerinde duran yatağa yatırıyor ve elbisesini eteklerinden tutup yukarıya doğru çekiyor. Elbise parçalanarak Bellatrix'in vücudunu terk ettiği anda Bellatrix kendisni yukarıya doğru çekip Sirius'u gömleğinin yakasından yakalıyor ve dudaklarını öpüyor, ısırıyor. Sirius altındaki pantolonun kemerini aceleci bir şekilde açıyor. Bu an için ne kadar zaman beklediğini şu anda bilmiyor ve bilmek de istemiyor. Sadece onunla olmak istiyor. Yine de dikkatli, her hareketinde onun canının yanmamasını önemsiyor. Onu hala deliler gibi seviyor. Onu o kadar çok seviyor ki, gecenin sonunda ona kehanetin tamamını anlatıyor. Ve yine o kadar güveniyor ki, arkadaşlarının kaldığı evin neresi olduğunu da söylüyor. Ve ona o kadar güveniyor ve seviyor ki, onun için on yedi sene, onunla birlikte aynı cehennemde kalıyor. İşte bu aptal benim. Sirius Black. Ve ben onu hala seviyorum.
xxx
Büyük bir patlamayla beni bu hücrede tutan parmaklıklar bir anda yerle bir oluyor. Özgürüm. Artık bitti! On yedi sene. Acı ve kederle geçen on yedi sene geride kaldı! Hepsi bitti. Artık özgürüm.
Kahkahalar atarak çıkıyorum hücremden. Dans ede ede ilerliyorum. Azkaban düştü, biliyorum. Artık kurtuldum! Kurtulduk. Biz kurtulduk. Sirius ve ben. Biz başardık. Buradan çıkacağız, biliyorum.
Merdivenlerin hemen başındaki hücreye doğru koşuyorum var gücümle. Onu yıllar sonra görmek için, tüm hızımla onun yanına gidiyorum. Hücrenin içine baktığımda yerde birisi yatıyor. Uzun yağlı siyah saçları yüzünü kapatmış. Onu göremiyorum. "Sirius?"
Adam bir anda hareketleniyor. "Bella?" Ve şimdi onu görüyorum. Benim aşkım, nasıl da yaşlanmış. Ama hala eskisi gibi yakışıklı benim için. Eskisi gibi çekici. Ve ben onu eskisinden de çok seviyorum şimdi. "Bella, bu sen misin?"
Beni tanımıyor mu? Elimi hızla saçlarıma götürüyorum, pislikten ve bakımsızlıktan kırılmış saçlarım birbirine girmiş, dağılmış ve kabarmış. Suratım kir ve pas içinde. Giysilerim yırtılmış ve ben bir ucube gibiyim.
Hayır ben bu değilim. Benim adım Bellatrix Lestrange. Ben bu kadar güçsüz değilim. Derin bir nefes alıyorum ve bana küçük bir köpek yavrusu gibi bakan adamın gözlerinin içine bakıyorum. Ezik. Onu kurtaracağımı nasıl da düşünüyor. "Bella, Bella, Bellacık! O küçük sürüngen yok oldu Sirius Black. Onu Azkaban'ın duvarlarında görebilirsin. Tırnak izlerini benim hücremden kazıyabilirsin ya da kanının son damlalarını yerlerde görebilirsin. Artık o yok, Sirius Black. Ve sen, her zaman bir ezik olacaksın!"
Sirius'un arkamdan baktığını biliyorum. Hiçbir şey söylemiyor. İçten içe yas tutuyor. Biliyorum. Ölen sevdiğine, ve ölümüne neden odluğu arkadaşlarına. Bella'ya ve Lily'ye ve James'e. Ve kendi yüzünden ölen herkese. Ben dans ederek özgürlüğüme doğru ilerlerken, Sirius Black'i on yedi sene sonra kendi hücresine kapatıyorum.
xxx
Ve artık Bella yok, biliyorum. Karşımdaki kadın saf kötülükten ibaret. Onu canlı tutmak için girdiğim bu hücrede şimdi kendimi gömüyorum. Bellatrix'in gölgesinde, şimdi kendimi öldürüyorum. Ve sevdiğim tüm dostlarım, Lily ve James, sizden her gün milyonlarca kez özür diledim ve yanınıza geliyorum, umarım, bana yer hazırlayın, kardeşlerim. Ve benim biricik sevgilim, Bella'm, yanına geliyorum. Geliyorum. Sizin için ölüme geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter: Eve Dönüş
FanficEtraftaki karanlığın son demleri de siliniyor yavaşça. Güneş yüzünü gösterirken ağır bir şekilde, artık dinlenme vaktinin geldiğini biliyorum. Derin bir nefes alıyorum boş sokakta ilerlerken. Düşüncelerimden sıyrılmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Ark...