İlk Tanışma...

1.1K 10 2
                                    

Onun yanına ilk gittiği zaman gerçekten durumu berbattı... Sadece beyaz doktor kapısının duvarında asılı olan doktorun adını okudu ve elini zaten çoktan kapıyı çalmış bi şekilde buldu... Ne kadar insanlara içini dökmeyi sevmeyip güvenmesede artık aldığı ilaçlar işe yaramayıp doktor buraya sevk ettiği için biran önce bu yükten kurtulmak istiyordu... İçeriden gelen "Girin" sesini duyduktan sonra birden kendine gelip içeriye doğru adım attı. Doktorun adını okuyup girdiği için doktorun yüzüne bakmaya bile yetinmedi... Sadece biran önce oturmak istiyordu. Boş duran doktorun karşısındaki sandalyeye oturdu. Resmen suratında hatta bedeninden yorgunluk akıyordu bunun üstüne üstün körü aşşağıdan toplanmış saçları, gözlerinin etrafındaki halkaları adeta ölümüm yakın dercesine belirgin, teni beyaz ama beyazken kullanıldıkça sarıya dönüşen bi kağıt gibiydi... Ortamın çok fazla sessiz kaldığını fark edince birden kendine geldi ve başını kaldırıp doktora baktı , doktora baktığı zaman şaşırmıştı çünkü birisi uzun zaman sonra ilk defa ona böyle ilgilenircesine bakıyordu. Doktor olduğunu hatırlayıp "ahhh doktordu" diye içinden geçirdikten sonra şaşkınlığını gizleyip... Ağzındaki kelimeleri dökerek ortamdaki sessizliği bozmuş oldu...

Meraba ben Lee Mi Yun

Doktor: evet dosyanızda isminizz yazıyor bende doktor Kim Min Jun hoş geldiniz..

Evet isminizi okumuştum kapıda

Jun: dosyanıza baktım da enerji arttırıcı ilaçlar kullanıyorsunuz bunlara vitaminlerde dahil

Evet eskiiden biraz da olsa fayda veriyordu ama şuan hiç bi işe yaramıyorlar...

Jun: Ne gibi şikayetleriniz var?

Sürekli bitkin hissediyorum ve hep yorgun. Gözümü kapatıp uyuduğum zaman bi daha uyanmak istemiyorum çünkü uykudan yeni uyamış bile olsam bu bana hiç bi etki etmiyordu...

Jun: sinirlerinizi kontrol edebiliyor musunuz?

Hayır... Uzun beklemek, insanların fazla bağırarak konuşması, bana çarpmaları gibi şeyler bile beni hemen aşırı derece sinirlendiriyor...

Jun: Anlıyorum. Peki önceden de mi böyleydiniz yoksa sonradan mı başladı?

İşin garip tarafı burası... Geçmişimin bi kısmını hatırlamıyorum eskiden nasıldım? Nasıl bi çocuktum? Arkadaşlarım....

Jun: her hangi bi kaza mı geçirdiniz?

Hayır herhangi bi kaza geçirmedim.

Jun: peki sizin tam olarak böyle olmanızı sağlayan zamanı yada şeyi hatırlıyor musunuz?

O anı hiç bi zaman unutmadım ki... O gün sınavlarımın açıklandığı gündü okuldan çıkıp biran önce eve gitmek için yola koyuldum bir o kadarda heyecanlıydım çünkü bu gün sınavlarım açıklanmıltı ve derslerimin hepsi A+ dı. Sonunda eve vardığımda kapıyı açıp içeri girdim salonu mutfağı kontrol ettim ama evde kimse yoktu galiba sesslenmiştim duyan olmamıştı en azından cevap veren.... En son annemin ve babamın odasını kontrol etmeye gittim. Yatak odasına vardığımda süt kahvesinden olan kapımızın tokmağına doğru elimi götürmüştüm bile. Yavaş yavaş kapıyı ittirdiğim zaman o an gördüğüm şeyi hayal bile edemezdim, istemeden sol gözümden akan damlayı hiç bu kadar çarpıcı ve iyi bi şekilde hissetmemiştim adeta bütün vücudum o damla sayesinde donmuştu...

Birden sesini kesmişti çünkü geri kalan cümleler ardından gelmiyordu... Tekrar aynı şeyi yaşıyormuş gibi hissetiğine eminim ne kadar acı bi anı ki yumruklarını sıkmaya sebep olmakla kalmamış yumruklarını sıkmaktan kıp kırmızı olmuştu elleri... Min Jun o anıda takılı kaldığını fark edince o anıların arasına girip;

Jun: anneniz babanızı yada babanız annenizi mi aldatıyordy? Onu mu gördünüz?

Onu görmeyi tercih ederdim sanırım... Bi süre sonra annemi yada babamı affedebilirdim belki ama malesef. Kapıyı açıp gördüğüm şey babamın yerde kanlar içindeki bedeni diğer tarafta ten rengi kan yüzünden kırmızıya dönen bi anne... Nasıl oldu bilmiyorum ama birden kendime geldim ve hemen polisi aradım polisin araştırmayı bitirmesi bir hafta sürdü... Eve hırsızın girdiğini düşünüyorlardı. Hırsız babamın şakaklarıyla buluşturduğu silahını kusursuz bi şekikde ateşleyip babamın kafasının içini parçalamıştı ve babam direk hayata gözlerini yummuştu anneme gelirsek galiba babamı korumaya çalışmış olması gerek ki kollarında morluk ve sırtında morluklar bulunmuş ve sırtındaki bi kemeğin yamulduğunu söylediler nasıl öldüğüne gelirsek hırsız artık anneme tahammül edemediği için nefes borusundan kesip annemin vücudunda kocaman delik açıp hayatına son vermişti..

Jun git gide daha çok şok oluyordu... Gözleri yuvalarından çıkacak gibi açılıyordu... İçinden nasıl bu kadar sakin anlatabilir diye geçirmeden edemiyordu... Mi Yunun anlatmasının bittiğni fark edince tekrar konuşmaya başladı

Jun: Anlıyorum. Bu ne kadar zaman önce başınıza geldi? Mi Yun shi! Lee Mi Yun!

Be be ben...

SEXY DOCTOR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin