İyi okumalar yorumlarınızı bekliyorum :) Bu arada yeni kapak tasarımı için biricik arkadaşım senanur'a teşekkür ederim -Ayça SenanurDertliEvet kabul bazen ıQ seviyem yerlerde olabiliyor . Ama bu arabayı en mal halimde bile tanırım . Bu abimin arabasıydı . Yani en büyük olanın . Tak tak hani beklediğimiz varya o işte . Nereden mi biliyorum onun arabası olduğunu çünkü o arabayı abimden almak amaçlı hayince yada demokratik bir çok ele geçirme plan ve senar yolar kuruyorum . Misal : " Abiiii. Üç aylık ömrümü kaldıran eskilerden kalma bir hastalığa yakalandım . Adı neydiiii... inci gümüş bronz yada altındı herhalde . Neyse abim doktorun dediğine göre tedavi sadece senin araban . Abe derdime bir çare " lan bu arabayla melihin evnin önünde ne dirift yapılır . Of ya bu kereste niye yine benim düşüce veri tabanıma girdi . Son sürat eve koştum " Abiii .... Abim geldiii abiii... Abiiiii " Bu nidanın açıklaması aslında ; Arbammmm arabam geldi ulen . Arabaanmmmmm ... Taş merdivenleri büyük bir hırs ve azimle tırmandım . Dökme demir kapıya ulaştım . Kapı kolunun yanından çıkan teli çekmemle şangır sesi avluda yankılandı . Ayakkabılarımı çıkarırken ilgimi yerdeki topuklular çekti ( Evet topuklunun anlamını biliyorum . Sonuçta televizyon programları ıQ seviyesi renklere şaşalı isimler takıp allahın kırmızısını alkolik eden bir çok insanla dolu ) Dama çıkan demir merdivenin kaymasını önleyen taşın üzerine ayakkabımı dayadım . Evimizin ahım şahım bir büyüklüğü yoktu ama küçükte diyemezdim . Ev iki kattan oluşmaydı . Alt katımızda kiracılarımız . Zeliha teyze ve nursel abla vardı . Annem nursel ablaya bitli desede bence bu sadece bir dedi koduydu . Çoğu insan durumları iyi olmayan insanları pis görür sanki bu derme çatma tenekeden olma mahallede herkesin durumu kraliyet ailesinden hallice . Eve girmemle kapının tam karşısında kapısı kapalı mutfağı gördüm yani annem mutfakta değidi . Uyarı adana da yaşıyorsanız ve bunduğunuz oda klimalı değilse birde üstüne kapıyı pencereyi örtüyorsanız türk usulü fırınımıza hoş geldiniz . Salona girmemle klimanın serin hava dalgası terleyen yüzüme çarptı ve vücudumu titreten bir ürperti kapladı . Abimi görmemle yüzümde gevşek bir sırıtış oluştu " Abimmmm ! " kollarına atlamamla bana satıldı . " Yavaş kız pasaklı . Bu ne hiddet dur tahmin edeyim arabayı gördün dimi len " Boşuna cin göz ufuk demiyorum ben bu boyuna kaçak kat çıkılmış apartmana . " Ne alaka kardeşim . Özlemekte suç oldu ya . Anahtar cüzdan varsa cerde girişteki pirinç kaseye koyayım . Adettendir . " ufuk bende uzaklaşıp saçlarımı çubuk makarna kıvamına getirene dek katıştırdı ." Ne pirinç kasesi pasaklı . Bizde pirinç kasesi mi var . Çok mu çocuklar duymasın izledin sen ." Öfleyip arkamı dönmemle yeliz ablayı görmem bir oldu . " Senin ne işin var be burda . Kardeşinin çıkardığı yaygara yetmedi birde seni mi getirttiler başımıza . Naş canım naş ! " Yeliz abla melihin abladıydı . Onun aksine hatta duru bi bakiyim o ailenin diğer tüm üyeleri arasında en kibar ve nazik olandır . Nereden mi biliyorum ? Çünkü evlerinin tüm camlarını taşla patlattığımda " Seni öldüreceğim velet " içerikli konuşmayan tek insandı . Mazi kalbimde bir yara . Annem bana kaş göz yapıp kanepeyi gösterdi " Terbiyeli ol kız ! Yani terbiyeli ol yavrum aaa. " O ikaz içerikli gözleri nerede görsem tanırım . " Peki terbiyeli olayım . Yeliz abla hoş geldin beş gittin . Gittin demişken . Naşlayıp gidermisin . Lütfen . Bence çok kibar oldu .kibar ve açık ." Annem aniden ayağa fırladığında abin onu sakinleştirip bana patladı . Yeliz ablada süslük porselen bebekler gibi öylece duruyordu . Yüzündeki makyajda bu ihtimali destekler nitelikteydi . " Anne sakin ya . Ayça . Abicim yapma böyle . Olan oldu eskide kaldı bitti . Bize yakışmaz kin tutmak . Hem yeliz benimle geldi . Misafire böyle mi davranırız biz . Sen nasıl adanalısın kız . " Abim diye demiyorum çok delikanlıdır , yufka yüreklidir . Ama fazla yufka yüreklidir . Bundan alıp bana vermişler . Zaten sırf bu kalbinden dolayı onu benden daha çok severler . " O misafir bu misafir mi ? Vay anasına yandığım . Bende misafir değince denizliden çıtı pıtı süslü güzel bi kız getirirsin anamla tanıştırmaya sandım . Sadece süslü kısmını tuturmuşum . Gidip bizi gerizekalı melihin ablasını mı buldun len koca şehirde . Sen hayatımda gördüğüm en ... " Ufuk sinirle gürledi . " Pasaklı ! Düzgün konuş abim yengenle . Bak attırma tepemin tasını . Beni kızdırırsan seni hacı nenem bile kurtaramaz ." Yenge ? Ne yengesi lan . Ardımdan en son ayçalar duyar dönüyormuşta haberim yokmuş . Yenge diye yüzüne tükürmeye salyamı harcamayacağım adamın ablasını mı seçmiş . " Ne yengesi . Abi yapma gözünü seviyim . Gönül ota da konar boka da ama ne olur bu boka konmasın . Ya ne çektiğimi biliyorsun . Biliyorsunda neden böyle yapıyorsun . Abi bu kızın kardeşi benim haya- " " Ayça yeter ! Karım benim o . Kardeşinin yaptıklarından onu sorumlu tutamam . " Evlenmişler miydi ? Ne ara ? Neden haberimiz yoktu . benim annemin . Yoksa var mıydı ? İlgimi anneme çevirdiğimde oda şaşkındı . " Anne bilmiyorum de " " yavrum benimde yeni haberim oldu . Nereden bileyim kuzum " Sinirle soluyordum . Böyle zamanlarda Mehpareyi alıp en ücra köşeye kaçarım ki şuan bu halamların damı oluyordu . Bende öyle yaptım . Arkamdan abimin gür bağrışını yeliz ablanın kibarlığından ödün vermeyen narin sesini ve annemin " kız gel buraya akşam akşam nereye gidiyosun . Bak kırarım bacaklarını . " içerikli haykırışlarını duydum . Tabi döndüm mü hayır . Zaten dipdibe evlerle bezeli mahallemizin bir sokak ilerisinde oturuyordu cevriye halam . Evinin bahçe kapısı hep açık olur . Olurda birgün ölürümde kimse yardımıma gelemez diye korkar hep . Ondan açık bırakı işte kapısını . Çok güzel nasihatleri vardır. Öyküleri masalları ... Hayat bu kadın derim hep . Mehpareyide bana o verdi . Yaz dedi . Ne düşlersen ne istersen karala . Bende öyle yaptım . Ben neysem o mehparedir . Bazen yazmam sadece sayfalarını karalarım taki bütün elim kömür tozuyla kaplanana kadar . Cevriye hala her insanın hayat dönüşleri vardır der . Benim hayat dönüşüm yazmayla başladı . Halamın damı bahçe merdiveniyle çıkılırdı . Halam yaşlılıktam uğrayamazdı buralara . O yüzden hep incir ağaçlatının iri yapraklarıyla bezeli olurdu . Yine öyleydi . Altımda kuru yaprak çatırtılarıyla oturdum yere . Derme çatma evleri seyrettim . Paslanmış demirden çardakları . Sandalye kurulmuş kıs ve uzun damları . Bize göre ufukta olan koca uzun binaları .biliyorum birgün bizim içinde gelicekler . Bunca yıllık çocukluğumuz süslü betonlar döküp koca binalar dikicekler . Belki sus payı olarak bizi bu lüksün bir parçası yapacaklar . Bunları ve daha fazlasın yazdım . Belki bu binaları bir sonu vardı ama benim yazmamın bir sonu yoktu . Derken bu duygusal havamın içine eden bir yaprak çıtırtısıyla ardıma döndüm . " Napıyon lan bücür " Tuncay hafif inmiş morluklu gözüyle bana bakıyordu . Yani zaten kraliçe 4. Elizbeti beklemiyordum zaten ben . " naparım ben her zaman ki terane . Yaz canına tandığımın dünyasını . Ben giderken birine ufuk olur belki " yanıma oturup araya girdi " yada hayata küser böyle senin gibi kedi damında ağlar ." Büyük ihtimalle olanları biliyordu ve psikolojimi önemseyen yeliz abla eli maşalı anam ve sinirden tırnakları yumruğuna pelesenk olmuş abim yerine bu burnu yerde mi gökteni belli olmayan tipi göndertti . " ne ağlaması mal ! Ağlamam ben . Gözyalının kaynağı olan duyguyu bir sene ... " derken lafımı kesti " Bir sene önce sildin. Biliyoz yine aynı muhabbet . Peki niye o iti görünce kuduz köpek görmüş gibi yol değiştiriyon . " şimdi bahsedilen şahıs köpek sıfatıyla anılıyorsa melihtir . " Sen niye hala ona bulaşıyosun . Ben sana geri bas diyorum . Sen inadına dibindesin . Uzak tutalım onları bizden dedikçe tüm aile bulaşıyo . Al bakalım yeliz aileden artık . Şimdi istesemde istemesemde o köpeği görecem . " tuncay bonumu koltuk altına alıp saçımı karıştırdı . " kalk kız baraj yoluna gidelim . Sana bici bici ısmarliyim . Hem meyve dalan koyup süslüyolarmış evdeki gibi değil . " kafamı kolundan kurtarıp mağara adamından hallice saçlarımı derledim " hangi parayla be . " " kızım var bizdede iki üç bişey hem zengincilik oynayalım senle . Bu canına yandığımın dünyasında bir günde biz zengin olak olmaz mı . " tuncayın gülümsemesine eşlik ettim . " olak be ! Biliyon mu hiç üvey kardeşin olduğumu hissettirmedin . Necmiden ayırmadın beni umut abimi . Bağırıyom falan ama seviyom seni be abi . Bende böyle seviyom işte napcan ." Ayağa kalkıp arkasıdaki yaprakların kırık parçalarını silkeledi " Ne üveyi be kızım . Öneli olan kandan bağlı olmak değil ahanda buradan bağlı olma . " diyerek elini kalbine koydu . Elini bana uzatıp kalkmama yardımcı oldu . " Ama sende haklısın böyle yakışıklı ve delikanlı bir abi zor bulunur . " elimle omuzuna vurdum " eşeklik etme iki dakka be . Hadi in hadi . Dama sen ben bide 100 kilo egon ağır gelcez . "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL VE ÇİRKİN
HumorBu hikaye eminim size köyden indim şehire tarzında gelecek . Ayrıca karakterler gerçek sadece isim yada görevleri değiştirilmiş olacak . Tabi bu demek değilki korku filim girişi gibi bu gerçek yaşamdan alıntıdır . Sadece karekterler . Ha bu arada bu...