sınıfın önünde olan karmaşa beni huzursuz etmişti bu yüzden hızlı hızlı yürümeye başladım. sınıfın oraya vardığımda aleynaya ne olduğunu sordum "burak... Burak sınıfa kimseyi sokmuyor" Aleyna ağlıyordu bütün sınıfa döndüm ve "arkadaşlar neden burda duruyorsunuz neden karşı çıkmıyorsunuz??" dedim kimse cevap vermedi bazıları ağlıyor bazıları ise korkudan konuşamıyordu sınıf. önünde 2 tane adam vardı ama ben ne olursa olsun o sınıfa giricektim.Sinifa girmek için hareket ettiğimde kolumda karnımda eller hissettim ve o eller beni geri ittiyordu. istemsiz olarak yere düştüm. "hayvan ne yapıyorsun." yerde ne vardı bilmiyorum ama ellerim kesilmişti kanıyordu. yanıma selinle duru koştu iyimisin diye sesler çoğalmaya başladı. Sesleri aldırmadım ce ayağa kalktım elimde ki yara sesler o adamlar hiç bir şey umrumda değildi ben o kapıdan içeri giricektim. Tam kapıyı açacaktım ki burak çıktı "ne çok konuşuyorsun sen ya bir dilin durmadı" Onun bu sözüne karşılık veririm ama içeri girmem gerekiyordu onu iterek içeri girdim buda neydi böyle? ortada duran kız ve onu izlerken gülen 2 erkek kız halinden memnun gibi görünüyordu buraga döndüm "çıkın sınıftan çıkın!!!" diye bağırdım ve bağırmaya devam ediyorum burak kolarımdan tuttu ve beni salladı "kendine gel sen kimsin ki burdakilere emir veriyorsun bana benim arkadaşlarıma kimsin He sen kim??"
bir şey demedim demeyecektim de her şeyin bir sırası vardı. "gününü göreceksin burak acar bu senin sonun olucak" dedim ve aşağıya indim müdürün odasına mudur yoktu gelmemişti oda da bulunan mikrofonu aldım ve konuşmaya başladım "arkadaş ben 11 f den Begüm sarıkaya sınıfımda bulunan burak acar olarak bildiginiz kişi hepimizin önünde diz çöktügü kişi o ailenin çocuğu değil." bunu diyip mudur odasından çıktım bunu nasıl öğrendiğimi eminim merak ediyorsunuz. DC yi aldıktan sonra burak evime gelmişti burak çıkmıştı ve onu takip etmiştim ardından eski bir eve gelmişti kapıyı açtı ve eve girdi bir süre sonra çıktı ve eve ben girdim evin içi dosyalarla doluydu üstünde burak Aktaş yazan bir dosya vardı. O an aklımda sorular oluşmuştu ve bu soruları gidermek için o dosyaya baktım dosya da Yiğit Burak Aktaş 1998 yılında doğdu ve 2000 yılında Hüseyin acar ve Serpil acar ailesine evlatlık olarak verildi. yazıyordu. Aslında bunu onunla konuşarak anlasabilirdik ama o bu dilden konusulmaktan alıyordu bu düşünceleri düşünürken dolabımın yanına geldim ve dolabımı açtığımda üstünde büyük harflerle B.A. yazan kırmızı bir kart vardı buda neydi arkama döndüm ve bunu kim koydu dolabıma kimse doğru söylesin kimse cevap vermiyordu offf banane kim koyduysa koysun diyip kartı yere fırlattım sınıfa gittim ve burak kolumdan tuttu beni duvara yapıştırdı gözlerine bakamıyordum. yüzüm de ki el onun olmalı yüzüm havaya kalktı ve burakagin gözlerine gözlerim kilitlendi "BİTTİN" dedi ve gitti bu da neydi şimdi tehdit mi bu olmadı çünkü artık onun dediklerine Karnım toktu duru yanıma geldi "keşke böyle bir şey yapmasaydın ama ne olursa olsun ben senin yanındayım" dedi ne oluyordu ölmüyordüm hani 3 gün filan ömrüm kalmadı neydi bu konuşma. Ahh! elim acıyordu elimin acısını hissediyordum elim o kadar çok kanamıştı ki kan kaybından filan ölelebilirdim abartmıyorum çok kanıyordu. Hocaya bir şey demeden dersten çıktım bir yere oturdum ellerime bakıyordum o sırada birisi elimi tuttu bakmak için ona baktığımda bu burak değildi ama ona çok da benziyordu belki de ben benzetiyorumdur elimi sarmaya başladı sardıkdan sonra eline iyi bak dedi gitti sesi de çok benziyordu buraga kimdi bu gizemli olan kişi arkasından bağırdım "Ben ben Begüm tanıştığıma memnun oldum" dedim ama cevap alamamıştım hala gizemliligini koruyordu demekki yada duymamisti.zil çalmıştı çanta mı Slip okuldan çıkmıştım telefonu mu alıp babamı aradım ilk Calista açmıştı canım babam benim beni tek anlayan o neyse " alo baba ne zman geliceksiniz bugün gelseniz olur mu ben sizi cok özledim" biliyorum babamın konuşmasına izin vermemiştim ama gelmesini istiyordum "kızım nefes alarak konuş gelicem bizim de annenle tatilimiz bitti biraz erken bitti. suan yoldayız geliyoruz" rahatlamistım mutlu olmaya başlamıştım mutluluktan babama bir şey demeden telefonu kapatmistim. Bende eve varmıştım içeri girdim odama gittim üstümü değiştirdim daha sonra uyudum.Babamlarin sayesinde uaynmistim eve iki tane eşya sokucaklar ama yaptıları sesle sanırsın evi taşıyorlar.annemin yanına gittim ve öptüm babamın işi olduğu için onu daha sonra da öperdim. Biz annemle salona geçtik sohbet etmeye başladık sonra babam geldi lafa atladı "biz yokken korktun mu" dedi tabi ki de korkmuştum ama bunu belli etmiyecektim veya dile getirmeyecektim "Hayır baba korkmadim" babam gülmüştü. ayağa kalktım Babam beni tek bir cümlesiyle yere oturtmuştu "senin için özel yüzme hocası tuttuk artık yüzmeye başla kızım" dedi o anda vücudum ayaklarıma çok ağır gelmişti ve direk oturdum ben yuzemezdim bunu nasıl yapardım "Hayır baba senden böyle bir şey istemedim istemiyorum da" "kızım yüzme hocan suan burda seninle tanışmak için geldi istersen bir tanış"
"Hayır baba istemiyorum daha kaç kere dicem" içeri birisi girdi Bu o çocuktu gizemli çocuk neden mutlu oldum ki?? bu sefer elini uzattı ben sarp dedi bende elimi uzattım Begüm dedim ve Babama döndüm baba olur dedim tekrar deniyecegim.babam " o zman yarın ilk dersine başlayabilirsin" dedi çok mutlu olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ AŞK
RandomBazen diyorum ki kendi kendime nasıl oldu bütün bunlar hayatım nasıl değişebildi bu kadar. En ufak bir şeye mutlu olan ben en ağır darbeleri yediğim de ağlamayan ben nasıl olur her gece bir şarkı sözüyle ağlamakdan gözlerim şişer. Bazen hayatımda o...