Hayatımda ilk defa mutluyum derken şimdi de darbelere maruz kalmıştım. Allahım neydi suçum? Neden çekiyorum bu acıları? neden kimseyi hatırlamıyorum? Neden hersey parçalar halinde? Aklımda dönüp dolasan sorulara göz yaşımlarimla cevap bulmaya çalışmam beni daha çok zor duruma sokuyordu.
Etraf karanlıktı duvarlar bile gözükmüyordu. Ufak bir penceresi bile yoktu. Ne yapacaktım. Kalbimin 1 yavaş iki hızlı atması beni deli ediyordu. Kolumda bulunan iğne izleri,üstünde ki o... o pis koku kendim den nefret etmeme neden oluyordu.
Neydi bu hayatın benle alıp veremediği? neden kimse bana yardım etmiyordu? neden?
Başımı boş zannettim yere geriye doğru atarken başımda hissettiğim acıyla duvarın olduğunu anladım. Gözlerim acıdan kapanıp açılsada. Gözlerimin önüne parça halinde gelen görüntüler sarılmama neden oldu.Elimi başıma koyup gözlerimi daha sıkı kapattım. Belki her şeyi hatırlarım umuduyla. 1 kaç dakika böyle durdum ama ne fayda hiç bir şey yoktu. Elimde dokunduğum duvardan yardım alarak el yordamıyla kapıyı bulmak için yürümeye başladım.
Ve İlk duvar bitti diğer duvara geçtiğimde çok geçmeden buda bitti son iki duvar biraz daha dayanmalıydım. 3. duvarda da kapı olduğuna dahi belirti bulamamisken son duvar umudumdu. 4. duvarın ortalarına geldiğimde yine kapı yoktu sonuna doğru gitmeye başladım Allah Kahretsin nasıl kapı olmaz.
Kapı olmama düşüncesi nefes almamı zorlastirirken bağırmaya başladım
"Yardım edin beni duyuyormusunuz yardım edin!!" Sesimin ağladı ağlayacak olmam bende daha çok korku isteği uyandırıyor.
Ellerimde hissettiğim sıvı şeyi göremiyor olmam ne olduğu hakkında bende endişe yaratıyor
Kafamı duvara vururuyordum. Herşeyi hatırlamak. Alp neden adam kim. Burak'a benziyor oluşu aklımı kurcalıyor.
Ağlayan birisinin sesini duymamla sese doğru yürümeye başladım.
"kimsin?" dedim ürkek çıkan sesimle cevap alamayınca tekrar
"kimsin cevap ver!" diye bağırdım.
ve yine cevap yok.
Ne yapacağımı bilemezken saçlarımı çekmeye başladım. Ya hayatım boyunca burada kalırsam sebebsiz yere. İnanmak istemiyorum burda kalacağıma inanmak istemiyorum.
Ağlayarak yere çöktüm duvarın camlarla kaplı olduğundan sırtımda yeni bir acı hissettiğim de inledim.
"Yardım edin lütfen" dedim bir umut arıyorum belki duyarlar diye. Vücudumun çeşitli yerlerinde oluşan yaralar acılar kalbimi göğüs kafesinden çıkarmaya yetecek kadar dı.
Gözlerimi kapatıp yere uzandım.
"Hatırla Begüm hatırla" diye fısıldıyordum. Gözümdeki yaşlar yanaklarımı ısıtma yetiyordu.
Kırılma sesiyle kendime geldim hemen ayaklandım. Karşımdan gelen ışıkla oraya doğru koşmaya başladım.
Karşımda duran Alp'e sarıldım. Korkuyordum hemde inanılmaz derece Korkuyordum. Beni geriye itti.
"Burdan çıkmak istediğini ikimizde biliyoruz dediklerimi yaparsan buradan çıkarsın" dedi. Gözlerimde onu süzerken bir yandan da gözlerimi kamaştıran ışığa doğru elimi uzatmistim.
"Ne istiyosun benden seni tanımayan birine niye zarar veriyorsun" dediğimde Kötü adam kahkahası olur ya ha işte tam ondan bir kahkaha attı. Suratımı ona karşı büzerken konuşmaya başladı.
"Benim bir ikizim var ve ikiniz kesim birbirinize karşı bir şeyler hissediyorsunuz ama ben buna engel olacağım sen Begüm Sarıkaya bugünden itibaren benim sevgilim olucaksın birisi tek bir kişi bu olanları bilir veya öğrenirse öbür dünya için kendini hazırla" demesiyle vücudundan kanlar bir anda çekildi onunla sevgili olmakmı ölmek yada şu acıları çekmek daha cazip geliyor diyeceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz bu acılara dayanılacak gibi değil başıma aldigim darbeler beni hergün daha çok ölüme sürüklüyor ve ben ölmeden önce annemi kardeşimi ve babamı görmek istiyorum.
Başıma gören ağrı anne ismini sürekli tekrarlıyordu. Anne ismi bende derin bir yara açıyordu. Nasıl desem küçükken terk edilmiş gibi hissediyorum. Bu duygu beni boğacakmış gibi hissettiriyor.
"Tamam" dedim sesinin alcak çıkmasını umursamayarak. Alp yüzüne ben kazandım gülümsemesini takarken ne kadar pic olduğunu öğrenmiş oldum.
"Alp" dedim. Bana mal mal bakıyordu. Tabiri caizse öküzün trene baktığını gibi ona ne var bakışları atarken. Alkışlamak başladı. Kesin deli kesin bi hu eksikti zaten bi deliyle sevgili olmadığım kalmıştı buda oldum tam oldu.
"Çok güzel Begüm daha ismimi bile doğru düzgün söyleyemiyorsun Alp değil Sarp!" diye kükrediginde iki adım gerilesemde başımı sallamayı unutmadım.
"Şey... A... Pardon Sarp gidelim artık" dediğimde ayağa kalkarak elimden tuttu ve ben kendine doğru çekti. Beni sürükleyerek kırık olan duvarın üstünden atlattı.
****
Eve gelebilmeme sevinmisken. Bir yandan o pisliğin sevgilisi olacağım aklıma geldikçe beni üzüyordu. Herkese uydurudugum yalana kimse inanmasada inanmış gibi yapıyorlardı.
Evden gelen mis kokularla bacaklarım benden habersiz hareketlenmeye başlayıp mutfağa doğru yol aldılar. Yemeklerin önünde durduğumda tencelerin kapaklarını kaldırıp yemeklere baktım sıra sıra.
"Ne yapıyorsun burada bakalım" durunun sesiyle irkilmistim. Bana bakıp gülerken omzuna bir tane geçirdim. Gulmemiz siddetlenirken.
Başıma yine o Allahın cezası ağrı girdim Gözlerimi kapatıp masaya tuttundum."Hadi ama Begüm seviyorsun sen bu çocuğu itiraz etmeyi bırak"
"Sana sevmiyorum dedim duru niye üsteliyorsun işte"
"Ama sen daha en iyi arkasına bile bunu itiraf edemiyorsan desene büyük aşk" Gülüşmeler beynimi kontrol altına almışken duru hakkında bir parça Birleşmişti o benim kardeşim değil arkadaşımdı.
Peki niye kardeşin demişlerdi duru için.
"iyi misin Begüm?" durunun sorusuyla kendime biraz daha gelmiştim. Ona gülümseyerek "evet" dedim.
Demekki o kadın da annem değil. Peki o kim? Bu soruların cevabını bilen birisi olmalıydı bana yardım edecek birisi ama kim? Beni tanıyan kim vardı peki?
![](https://img.wattpad.com/cover/57380154-288-k535419.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ AŞK
CasualeBazen diyorum ki kendi kendime nasıl oldu bütün bunlar hayatım nasıl değişebildi bu kadar. En ufak bir şeye mutlu olan ben en ağır darbeleri yediğim de ağlamayan ben nasıl olur her gece bir şarkı sözüyle ağlamakdan gözlerim şişer. Bazen hayatımda o...