Seçilmiş insanlar vardır. Dünya da bazıları vardır ki sanki ona dokunan her an mutlu olucaksın. Çok güzel bit müzik sesiyle oraya doğru ilerlemeye başladım. Git gide daha mı çok seviyordum bu müziği ??veya daha da mı çok istiyordum orda olmayı??
Aklıma takılan soruları bırakıp müziğe kaptırdım kendimi. Bir adam elinde piano çok hoş bir müzik çalışıyor. Bazen agzından çıkan küçük aaa lamalarbile insanı kendinden alıp cennetin en güzel yerine götürüyordu.
"Gitme" dedi bir ses etrafıma baktım kimse yoktu. Tekrar bir ses duydum gerçekten ses çok çaresiz bir sesti "gitme" dedi tekrar müziğin sesine daha fazla kapılmadan geri döndüm. O sesi gidiyordumhu sefer. Bana baktı bir yüz elini uzattı.
"Bırakma beni" dedi kim olduğunu bilmesem bile bırakmayacaktım bu sesin sahibi. Tekrar kalbimin atışlarını duydum ve geri yerime geçip gözlerimi kapattım.
***
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Kolumda serum ve diger Kolumdakan vardı. Üstümde bilmediğim kaplolar Sanki birbirine sımsıkı bağlanmış çiftlere benziyordu. Etrafıma baktığımda duru koltukta uyuyor elimi kaldırmaya çalıştığımda elimde ağırlık hissettim.
Elime doğru baktığımda burak elimi tutmuş başı yatakta uyuyor. Elimi çektim ondan. Ani hareketimden korkmus olacakki hızlıca kalktı.
"iyi misin?" dedi. Ses cikarmadim gözlerimi kapatarak evet demeye çalıştım. Bu sırada duruda uyanmıştı.
Peki babam Nerede??Duru yanıma gelip beni soru yağmuruna tuttu cevap vermek istemiyordum sordukları sorulara gözlerimle veya başımı oynatarak cevap veriyordum.
Bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Babam gözlerinden okunan bir durur duyguyla bana bakıyordu. Bana sarıldı.
"İyi misin kızım" dedi işte ben bu sesdeki sevgiye cevap vermek zorundaydım.
"evet baba iyiyim" dedim. Benden ayrıldı ve odaya birisini soktu. Genç birisiydi. Babam o çocuğa bakınca konuşmaya başladı.
"Kızım bu Yağız sana kan verip hayatını kurtaran kişi" dedi bende tebessüm ederek teşekkür ettim.
Ayaklandım Burak hemen atladı. "nereye Begüm" dedi sinirlenmicektim sakin ol Begüm bak senin yanında suan sadece sakin ol.
"tuvalete" dedim "tek gitme" dedi öldürün beni bu neydi şimdi.
"burak gelmek istiyosan gel ama içeri giremezsin bana içeriye girebilen biri lazım oda duru" dedim duruyo baktı gözlerini oynayıp beni onayladı. Oda ayaklandı. Biraz yürüdükten sonra.
Tuvalete ulaştık benim için olum gibi bir şeydi. Tuvalete kadar gelmek. İçeri girip elimi yüzümü yıkadım. Tam cikacakken bir kız içeri koşarak girdi o sırada başımı duvara vurdum. Ve gerisi karanlık.
Gözlerimi açtığımda yaktaydim. Burası da neresi böyle iceridikilerde ki kim? neden burdayım? Aklımı karıştıran bir sürü soru vardı.
Yatakta düzelerek siz kimsiniz?? dedim. herkes şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Tanımadığım çocuk.
"Begüm sakanin sırası değil" dedi. Benim adım Begüm müydü??
"şeyy benim adım Begüm mü??" dedim. Bu sefer genç bir kız konuştu.
"Begüm hiç bir şey hatırla mıyormusun?" dedi tam cevap vericekken içeriye orta yaşlarda bir adam girdi. "kızım" dedi. Kollarını bana sardiginda geri çekildim.
"siz benim babam mısınız? diye soru yönelttim.
***
Artık evime gelmiştim. Tam 4 gün geçti bu hastaneden geleli ama suan isminin duru olduğunu bildiğim kız ve bir tane kadin yani bizim annemiz duruda kardeşimmiş. Bana her şeyi anlatıyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ AŞK
De TodoBazen diyorum ki kendi kendime nasıl oldu bütün bunlar hayatım nasıl değişebildi bu kadar. En ufak bir şeye mutlu olan ben en ağır darbeleri yediğim de ağlamayan ben nasıl olur her gece bir şarkı sözüyle ağlamakdan gözlerim şişer. Bazen hayatımda o...