Berre odaya alınırken Mehmet beyin zihninde titreşimler olmaya başlar. Aman Allah'ım der ve bir hışımla hastahaneden çıkıp otoparka koşar. Otomobilinin torpidosunu açar ve küçük mavi bir kutuyu alıp tekrar hastahaneye girer. Kutunun içinde acve hurması vardır.
Acve hurması Peygamberimizin bizzat kendisinin dikmiş olduğu hurmadır. Bu hurma salih bir kişi tarafında ağızda ıslatıldıktan sonra yeni doğan bebeğin ağzına sürülür. Bu işleme tahnik denir. Peygamberimizin sünneti olup bir çok faydası vardır. Tahnik yapılan çocuklar akıllı ve ağırbaşlı olucağı söylenmiştir. Ayrıca enfeksiyonu önlediğide duyulmuştur.
Mehmet bey tüm bunları düşünür ve kızının yanına doğru koşar. Bilir ki hemşireler anne sütünden önce buna kesinlikle izin vermeyecektir. Lakin Mehmet beyin umrunda bile değildir çünkü sünnet olan bir şeyin bunlarla sınırlı kalmayan faydaları vardır. Rasülümüz işlediyse bu fiili zaten hemşirenin ne söylediğinin bir manası yoktur.
Mehmet bey etrafı kolaçan eder, inceden odaya süzülür Berre'yi tanır hemen. Gözleri kapalı dahi olsa o koku Metmet beyi Berre' ye götürecek kadar kuvvetlidir. Mehmet beyin zamanı azdır besmele çeker ve hurmayı ağzına alıp ıslatır, Berre'nin minicik ağzına sürüverir. Mehmet bey Berre'nin sağ kulağına ezan sol kulağına kâmet okuyup ismini fısıldar.
- İsminle yaşa güzel kızım diye temennide bulunur.
Mehmet bey sünneti ifa etmenin neşesiyle geldiği kapıdan sessiz sedasız çıkar. Kutuda iki tane daha hurma vardır bunlardan birisini alnından öptükten sonra Feride hanıma elleriyle yedirir.
-Evladımız için Rabbimize şükürde bulunalım der.
Feride hanım tebessüm ile onaylar Mehmet beyi.
Ve Berre artık hastahaneden çıkmaya hazırdır. İşlemler tamamlanır Evin yolu tutulur.
Nihayet kapı çalınır. Feride hanımın kucağından, anneanne Pembe hanım kapıverir minik Berre'yi. Maşallah deyip alnından öptükten sonra, koluna isminin yazdığı altın bir bileklik takar. Dedesi Abdülgazi bey ise kucağına alıp hayır dualarda bulunur. Daha sonra teyzeden, amcaya elden ele dolaştırılır. Dualarda bulunarak gönülden kopan hediyeler takdim edilir.
Tam Berre'nin uyku saati gelmiştirki, o arada Hakan bey ve Müjgan hanım kocaman bir paketle içeri girerler. Hakan bey Mehmet beyin yanına yaklaşır ve hediyeyi takdim eder. Tokalaştıktan sonra Mehmet bey paketi açar içinden pembe tüllerle süslenmiş harika bir beşik çıkar. İki yaşlarındaki oğlu Toprak ile beşik kertmesi yapmak istediklerini halleri ifade etmiştir. Hakan bey :
- Aramızdaki bağları kuvvetlendirme çabasındayım hem şirketimizi bizden sonra çocuklarımıza gönül rahatlığıyla emanet edebiliriz der.Ortamda bir anda sessizlik hakim olur. Herkesin çehresine kuşku nağmeleri yayılır.
Mehmet beyin hatırına; Hakan beyin nasıl onu iflasın eşiğinden kurtardığı gelir. Hakan beyin bunu fırsata dönüştüren birisi olmadığını düşünür, onu kırmakta istemez Abdülgazi beyle gözgöze gelirler onun gözleri bir onay verir bu duruma. Mehmet beyin içinde bir ferahlama olur.
- Pekala kabul ediyorum. Yalnız çocuklardan biri ileride evlenmeyi düşünmezse bu akit bozulur. Zira dinimizde de böyledir der.
Hakan beyde bu şartı kabul eder ve ekler ;
- Ben bu çocukların yüreklerine sevgi tohumu şimdiden ekilsin istiyorum yalnızca.
Zira Toprak'a Berre tohumunu şimdiden ekmeli ki..
Kim bilir o topraktan nice rengarenk çicekler filizlenir.Bu konuşma öyle manidar gelmiştirki Mehmet beye aldığı nefes işlev görmüştür resmen.
Berre ve Toprak artık beşik kertiği olmuşlardır. İçeri odada istirahatte olan Feride hanım bu durumdan hiç hoşnut değildir. Fakat kimse ona fikrini sorma zahmetinde bulunmamiştır. Zaten kimse ne olduğunu tam manasıyla anlayamamıştır bile.
Anneannede gayet rahatsız olduğunu belirtircesine yüzünü buruşturmuştur.
Feride hanımın kız kardeşi Bergüzar ise ablasına destek için hemen yan odaya geçer. Bergüzar'ın sütten ağzı yanmıştır çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahlas'ı Berre
TienerfictieZamanı gelince tercih etmek durumunda kalacağı aşkı, şimdilerde yaşamaya başladıysa peki?