IŞIL
Hiç aşık olmamıştım.Ta ki onun varlığını hissedene kadar.
Yıllar önceydi.Bir pazar günü ailecek pikniğe gitmiştik,çok eğlenmiştik,annem,babam ben.
Her şey çok güzeldi hatta mükemmeldi diyebilirdim. Piknik dönüşü yolda arabayla süratli bir şekilde ilerlerken uykuya dalıyordum.Az kalmıştı en fazla yarım saat sonra evdeydik. Biraz kestirmenin kimseye zararı olmayacağını düşünüp usulca gözlerimi kapatırken annemden tiz bir çığlık koptu.Gözlerimi açtığımda tek gördüğüm şey karanlıktı.
Sadece karanlık
Kendime geldiğimde hastahanedeydim.Milyonlarca ses karışıp saldırıyordu beynime.Her şeyin farkındaydım ama hiçbir şey göremiyordum.
Doktorlar benim hala uyuduğumu zannedip konuşuyorlardı.Bir süre sesimi bile çıkarmadan dinledim onları ama duyduklarım karşısında engel olamadım gözümden akan yaşlara.Kaza geçirmiştik,babam olay yerinde hayatını kaybetmiş. Annemin ise hayati tehlikesi devam ediyormuş,doktorlar elinden geleni yapıyorlarmış ama umudu yokmuş annemin yaşayacağından.Benim ise gözlerim zarar görmüş hemde ciddi bir zararmış.Kaza esnasında araba yuvarlanırken.Kırılan camlardan biri gözüme gelmiş ve retinayı yırtmış.Görme yeteneğimi kaybetmişim.Hemşirelerin 'yazık oldu bu yaşında,baksana kızcağıza ne kadarda güzel' dediklerini duydum.Her şey çok sonradan geldi bir anda öfke patlaması.Acı bir çığlık ve ardından dağıtmaya başladığım eşyaları hatırlıyorum.Yanımda ne olduğu hakkında zerre kadar fikrim olmadığı ama beni hayatta tutan makineler olduğunu düşündüğüm bir sürü şeyin yere düşüp çıkardığı sesi işittim.
Babamdan bahsediyorlardı
Benim 'kahramanım' diyip gecelerce kucağında uyuduğum adamdan bahsediyorlardı.Nasılda kolayca onun aramızdan ayrıldığını söylüyorlardı.Birileri kolumu ve bacağımı tutmaya çalışıyordu.O anı nasıl anlatayım ki size? Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi.Annem aklıma geldi.Onun yanında olmak istedim. Bir süre sonra başımı geriye yaslayıp,hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Engel olamıyordum kendime.Ellerimle yüzümü kapatmak istedim ama ellerimin bağlı olduğunu unutmuştum.Canım daha fazla yandı,içimde fırtınalar kopuyordu.Ama hiçbir şey yapamıyordum.Sustum zamanla öfkemin geçmesini bekledim.Aradan ne kadar zaman geçti hiçbir fikrim yok ama bir inilti çıktı boğazımdan belirli belirsiz.
Odada birinin olduğunu hissediyordum.Kolumda bir acı hissettim.Serumu değiştiriyorlardı.Hemşireye seslendim .
Her ne kadar ikna etmeye çalışsamda annemin yanında olmama izin vermediler.Ve ben annemi göremedim.Ağladım,günlerce,gecelerce ağladım.Ama hiçbir şey değişmedi ben annemi göremeden annem beni bırakmıştı. Aradan yıllar geçti ve kabullendim.
Artık göremeyecektim.
Annem ve babam artık yoktu. Hiçbir şey yapamıyordum.Avukatlar sayesinde bir evim olmuştu.
Görme engellilere ait bir yerde işe başlamıştım.Bana benzeyen insanların yanında olmak biraz da olsa azaltıyordu acımı. Hayatım öyle rutin hale gelmişti ki her sabah kalkıp işe gidip eve geliyordum.Eve bir hizmetçi aldım ve her şeyime yardım ediyordu.Beni yatırıyor, uyandırıyor,işe gideceğim otobüse kadar eşlik ediyordu.Yol boyunca bana sokakları,koşuşturan çocukları,mutlu çiftleri,ağaçları,gökyüzünü anlatıyordu.İçimdeki pişmanlık günden güne daha da büyüyordu.
Dediğim gibi alışmıştım artık ama rutin kontrol olarak her 6 ayda bir gidiyordum özel doktoruma.Beni cesaretlendiren insanlardan biride oydu.Hizmetçimin söylediğine göre iki gün sonra gitmem gerekiyordu doktorumun yanına. O sabah yine işe gittim elimdeki değnekle ofise girdim bir sürü telefon sesi
'Günaydın' diye her sabah bana cesaret veren insanlar ve yazıcıların çıkardığı bir takım sesler ile başladım iş gününe.Geç saatlere kadar bir şeyler yaptım.Keske görebilseydim de naptığımı bilseydim diye iç geçirdim. Sesler azalmaya başladı sanırım herkes eve gidiyordu patronumuz 'Herkese İyi akşamlar arkadaşlar'dedi ve hepimizin yavaş yavaş ofisten çıkmasına yardım etti. Ve yine aynı şeyler otobüse bindim.Durağın önünde Alya'nın o güzel sesini işittim .Koluma girdi ve beni eve kadar bıraktı. Artık yorulmuştum Tamam alıştım ama zoruma gidiyordu. Artık bir insana bağlı yaşamak. Alya'ya bu akşam için izin verdim.Alya uzun zamandır benimle birlikteydi ve onu görmesemde tanıyordum.Oturdum masaya (tabi bu baya bir zaman aldı). El yordamıyla sigaram ve çakmağımı aradım,güçlükle yakabildim sigaramı.Kazanın acısını sigaramdan çıkarır gibi çektim içime.Kısa bir an içim acıdı öksürmeye başladım.Bardağı aradım masada ama bulamadım.Masanın ucuna uzanmaya çalışırken yere düştüm. Başımı yere çarptım.Sanki bilincim yavaş yavaş kapanıyordu.Sanırım rüya görüyordum çünkü karşımda bütün zarafetiyle duruyordu.Bembeyaz bir ışık ve annem.Gülümsüyordu sanki melek gibiydi. Seslendim ona bana baktı.Ellerini uzattı bana tereddütle arkama baktım. Alya oradaydı bana bakıp ağlıyordu.
"Gitme" diyordu bana.Önüme döndüm anneme doğru adım atmaya başlarken birisi geçti önüme.
"Gitme Işıl" dedi bana
Daha önce görmediğime yemin edebilirim.Ama çok güzel biriydi.Yaklaştı bana sımsıkı sarıldı.Kirli sakalları deniz mavisi gözleri.Ve muazzam bir dudakları vardı.Tam konuşacaktım ki annem gitmeye başladı.Arkasından seslendim.
"Anne" dedim, "Yalvarırım gitme,sana ihtiyacım var"dedim ama o arkasına bile bakmadan gitti.İçim acıdı ağlamaya başladım.Sonrasını hatırlamıyorum.Bilincim yerine geldi sanırım. Yine bir sürü makinanın sesi ve doktorlar.Çok soğuktu oda,üşüyordum.
"Noldu" diye bir inilti çıktı boğazımdan.Doktorların bir tanesi elimi tutup.
"Bundan sonra daha dikkatli olmalısın Işıl" dedi. Alyanın sesini duydum.Ağlamıştı besbelli."Yaklaş yanıma" dedim Alya'ya yaklaştı ellerimi uzattım.Yüzüne dokundum.Ağlamıştı kirpiklerinin altı ıslaktı.Elmacık kemikleri şişmişti.
"Ağlama" dedim ona."
"Sakın ağlama benim koruyucu meleğim" dedim.Belirli belirsiz bir kahkaha çıktı ağzından.
"En çok üzüldüğüm şu duru güzelliğiniz,keşke,keşke görebilseydiniz"dedi.
Sonrasında doktor odaya girdi. Özel konuşmamız gerektiğini söyledi."Alya hanım ve beyefendi sizi biraz dışarı alabilir miyim? " dedi. Alya telaşa kapılmış gibi
"Tabi" dedi.Kalbim durdu zannettim,odada Alya dışında birisi daha vardı.Fakat Alya neden bunu bana söylemedi.Doktor yanı başıma geldi.Sesindeki sıcaklığı hissediyordum.
Bana iyi haberleri varmış.Oturduğum yerden doğrulmaya çalıştım yardım etti bana.
"Sana nakil göz bulundu Işıl"dedi.
Beynimde şimşekler çaktı ne söyleyeceğimi bilemedim.
"Nasıl bulundu" diyebildim sadece.Sonrası uzun soluklu bir konuşma oldu.Benim yaşlarımda bir kız trafik kazasında hayatını kaybetmiş.Genlerimiz benzediği için nakil uygun görülmüş.
Kızın ailesi seve seve kabul etmiş bu nakli.
Heyecandan kalbim sıkıştı nefes almam zorlaştı.
06.05.1990 tarihinde bir kaza yaşadım.Ve o kazaya sadık kalarak yara izlerini taşıdım.
Tam 15 yıl bir eksiklikle yaşadım
Şimdi ise doktorum bana kabusun bittiğini söylüyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeftali Kırmızısı
RomanceElim kemerine gittiği zaman derin bir iç çekti ve elini elimin üzerine koydu.Gözlerinde kararsızlık vardı. "Küçüğüm, emin misin? " dedi. Zoruma gitmişti beni küçük görmesi, hızla kemerine davrandım. Pişman değilim,olmayacağım da..