ALINTI
Serin rüzgarın yüzümü delip geçmesine izin verip balkona hava almaya çıktım,ağaçların sallandırdığı rüzgarlar,çıkardığı o minik hışırtılar içimdeki acıyı biraz da olsa azaltırken kahvemden koca bir yudum aldım,tam istediğim gibi acı ve sert olmuştu.
Kış yavaştan etkisini gösterirken ürperdiğimi hissettim,uzun zaman olmuştu,onsuz geçirdiğim kaçıncı kış?,kaçıncı güz?.
Sıkı bir iç çektikten sonra hizmetlimiz Asiye hanım arkamda boğazını temizleyip ufaktan öksürmeye başladı,onu gördüğümü belli etmek için kafamı yavaşça sağa çevirdim,yüzüne bakmadım,bakamazdım,ondan sonra bütün kadınlar yasaktı aciz bedenime.
''Yemek hazır Doğukan bey ,Işık hanımda gelmek üzeredir,havada yeterince soğuk zaten,dilerseniz içeri girin..''
Tek elimi yukarı kaldırıp Asiye hanıma susması için işaret verdim.Sessizlik olduktan sonra ise elimle gidebilirsin işareti yaptım, Asiye'nin ahşap zeminde bıraktığı tok sesler yavaş yavaş uzaklaşırken tekrar ağaçlara daldı gözüm,insan yalnız kaldığında iç sesiyle hesaplaşabiliyormuş, beynindeki bütün seslere sıra sıra izin veriyormuş konuşması için,vicdan muhasebesi yapabiliyormuş,yalnızlığın bana öğrettiği çok fazla şey var.
Tekrar elim bardağıma uzandı ve o acı sıvının boğazımı yakmasına izin vererek tek dikişte bitirdim kahvemi,bardağı usulca yerine koyarken gözüm ağaçtaki ipe takılı kaldı,merdivenleri yavaşça inip ipe doğru ilerlemeye başladım,ölümünden sonra uzun zaman olmuştu ağaca yaklaşmayalı,belki de yıllar sonra bulabildim kendimde o cesareti, ipte bile kokusu vardı güzelimin,böylesine saf böylesine temiz bir kadını nasıl kendi günahlarımla kirlettim ben,gözlerimin dolduğunu hissettiğimde artık dayanamayacağımı düşündüm ve olduğum yere çöküp başımı ellerimin arasına aldım,gözyaşları gözlerimden firar ederken defalarca hıçkırıklara boğuldum,bu ev bu bahçe hepsi şahitti ona olan aşkıma ,nasıl olur dedim,uykuyu kendime haram bildim ama olmadı Işıl gittiği yerden dönmedi,boynunda o lanet ipin bıraktığı morlukla girdi toprağın altına,o benim güzelim gitmeden önce hediyesini bırakıp gitti.
IŞIK..
Işılın bana emaneti,aradan ne kadar süre geçtiği hakkında zerre kadar fikrim yokken başım usulca kaldırdım ellerimin arasından o sırada kıpkırmızı bir çift gözle karşılaştım. Kızım Işık.
Kendime ince bir küfür savururken hemen ayağa kalkmaya çalıştım ama o sırada Işık hiç beklemediğim bir şey yapıp yanıma oturdu,başını dizlerime koyup iyice uzandı,titreyen ellerime rağmen sarı saçlarını sevdim güzelimin. Gözlerini sıkıca kapatıp derin bir iç çekti 7 yaşında bir kız bu acıyı nasıl olur da layığıyla çekebilirdi.
-7 Yaşında olan benim ama çocuk gibi davranan sensin baba,bugün öğretmen derste anne ve babamızın resmini çizmemizi istedi,bütün arkadaşlarım anne ve babasını el ele çizerken ben bunu çizdim.
Nereden geldiğini anlamadığım bir yerden büyük bir resim kağıdı verdi bana,kağıtta bir mezar çizmeye çalışmış,yanına beni çizmiş elimde bir buket çiçekle,kendisi de hepimizin arkasında yerini almıştı. Gördüklerim karşısında tepkimi gizleyemedim o sırada benim miniğim konuşmaya devam etti.
-Bizi bıraktı gitti o baba,gelmeyecek işte, seni sevmiş hemde çok sevmiş,sevmese sen böyle gözümün önünde eriyip gitmezdin,ama elimizden bir şey gelir mi baba,beni annesiz seni de yarım bir şekilde bırakıp gitti,sen üzülsen de uyumasan da yemeden içmeden kesilsen de değişen bir şey olmayacak, o gidince sende gittin sanki ama unuttuğun bir şey var baba,ben hala burdayım,onca olanlara rağmen aşkının sana tek hediyesi burda, beni nasıl unutursun, nasıl kendi kabuğuna çekilip kimsenin sana yaklaşmasına izin vermezsin, Asiye teyzenin suçu ne ? neden bağırıyorsun ona? kadın hizmet ediyor bize.
Bazen böyle çocuksu hareketlerin yüzünden senden nefret ediyorum baba,beni unuttuğun zamanlarda senden nefret ediyorum , ama en çokta odana çekilip sessizce ağlayıp sabah yine bu allahın cezası ağacın altında uyanmandan nefret ediyorum . Böyle yapmaya devam edecek misin yoksa sana bırakılan emanete düzgün bir şekilde sahip mi çıkacaksın?.
Kararını ver baba ama çabuk ver ,sabrım kalmadı artık benim, beni merak edersen odamdayım ,senden haber bekliyor olacağım..
Seri bir şekilde kalktı ve eve girdi,minik kızımın söylediği her söz bende hançer etkisi bırakırken usulca kalktım yerimden,bu kadar duygusallık yeterdi,alışmak zorundaydım,eve girmek üzereyken çok seri rüzgarlar esmeye başladı sanki rüzgarlar bana bir mesaj vermek istiyordu, kapattım gözlerimi ve onun kokusu doldu ciğerlerime,sesi bir melodi misali çınladı kulaklarımda,çok kısa bir süre sonra rüzgar yerini sessizliğe bıraktı,sanırım Işıl bana bir şey anlatıyordu..
Daha fazla dalıp gitmeden içeri girip kızımın odasının yolunu tuttum.Karanlıkta onu ararken bir anda kendimi yatağın başucunda buldum.Yanına usulca yaklaşıp yatağa girdim ve kızımın saçlarını okşarken kızımın uyuyakalmasını bekledim. Kızım haklıydı artık bir şeyleri yoluna koymam gerekiyordu.Bu düşüncelere dalıp yavaşça gözlerimi kapattım. Sabah uyandığımda yanımda bir boşluk hissettim. Muhtemelen Asiye Hanım kızımı uyandırıp okula gitmesi için hazırlamıştı. Uykumun ağır olmasından bu yüzden nefret ediyordum. Yavaşça doğrulup banyonun yolunu tuttum.Duşta düşüncelerimle boğuşurken geçen 7 senemin boşa gittiğini fark ettim. Hızlı bir şekilde duştan çıkıp odama geçtim ve üzerimi değiştirdim. Kapıya çıktığımda aracım hazır bekliyordu şoför kapımı açarken ona kendim kullanacağımı ve bugün yalnız kalmak istediğimi söyledim. İtaatkar bir şekilde emrimi onaylarken Holding'in yolunu tuttum,motorun çıkardığı ses düşüncelerimi dağıtırken kendimi binanın önünde buldum. Valeye anahtarı teslim ettikten sonra yavaşça Holdinge girdim bütün gözlerin üzerimde olması beni oldukça rahatsız ediyordu.seri adımlarla asansöre yönelip düğmeye bastım,kapının kapanmasını beklerken kapı bir ayağın araya girmesiyle açıldı.içimden söverken içeri giren kıza takıldı gözlerim.Saçını bir kalemle tutturmuş birkaç tutamı isyan edermişçesine özgürlüğünü ilan etmişti kalın ve kare çerçeveli gözlüğünün onu sıradan bir sekreter gibi gösterdiğini düşünürken gömleğine takıldı gözlerim düğmeler oldukça kapalı bir yerdeydi ve eteği tam diz hizasındaydı,siyah rugan stilettoları kararlılığını gösterirmişcesine dimdik duruyordu. Öksürme sesiyle kendime geldim. Bakışları fazlasıyla ukalaydı. Ve tahminimce birazdan canımı sıkacak bir şey söyleyecekti.
-Süzme işiniz bittiyse kaçıncı katta ineceğinizi söyler misiniz.Herkes bize bakıyor.
Ben ne demiştim,heh şimdi hatırladım,canımı sıkacak kelime!
-Ukalalıkta yakaladığınız gücü işinizde de yakalamanız dileğiyle,iyi günler hanımefendi.
Beyaz yüzü kırmızı rengini alırken ukala gülüşümü takınıp asansörden çıktım. İçinden bana sövdüğüne adım gibi emindim fakat böyle şeylere takılan birisi değilim, asansör kapısının kapanmasını ve ukala kızın yavaşça gözden kaybolmasını zevkle izledim. Gün başlangıcında güzel bir gol atmıştım. Keyfim yerindeydi.
Görünen o ki bu kızın holdingin sahibi olduğumdan haberi yoktu,olmaması işime gelirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeftali Kırmızısı
Roman d'amourElim kemerine gittiği zaman derin bir iç çekti ve elini elimin üzerine koydu.Gözlerinde kararsızlık vardı. "Küçüğüm, emin misin? " dedi. Zoruma gitmişti beni küçük görmesi, hızla kemerine davrandım. Pişman değilim,olmayacağım da..