Multimedia: Doğukan
IşılŞeftaliye hayran hayran bakarken, zilin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ver kapıya yöneldim. Kapıya yaklaştıkça kalp atışlarım hızlanmaya başladı ama nedenini bir türlü anlayamadım, kapıyı açtığım an gördüğüm manzarayla gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım, şaka mıydı bu?.
Karşımdaydı. Bir süre sessizlikle birbirimizi izledikten sonra sessizliği bozan o oldu.
-İçeri davet etmeyecek misin?
-B-ben pardon dalmışım, gelsene.
O nasıl bir sestir ya resmen çocuğa 'gelsene' dedim. Ufak bir tebessüm edip içeri girdi. Elindeki poşetleri masanın üzerine bırakıp gözlerini gözlerime dikti. Bu gözlerde bilindik bir şey vardı. Gözlerimi ona diktim ve kalbim duracak gibi oldu. Bir adım attı bana ve hızla nefes alıp vermeye başladım. Aramızda bir dudak mesafesi kalmışken bacaklarım bedenimi taşımakta zorlanıyordu, elini yanağıma koyduğunda yanağımın alev aldığını hissediyordum, olan olmuştu hiçbir şeyi sorgulamayacak sadece anın güzelliğine bırakacaktım kendimi, tam gözlerimi kapatmış, dudaklarımı aralamışken çayın suyunun taşması o anı yerle bir etti. Hızla ondan uzaklaşıp çayın altını kapattım ve çaydanlığı tezgahın üzerine koydum fakat o sırada olan oldu ve çayın suyu elime döküldü, ince bir küfür savurup çığlık attığım esnada hemen yanıma geldi ve elimi soğuk suya koydu. Buzluktan biraz buz alıp elime nazikçe masaj yaptı, ben elimin acısını unutup onu izlemeye başladım fakat o öyesine konsantre olmuştu ki elimle uğraşmaya sebepsiz bir huzur oluştu içimde. Rüyalarınızda gördüğünüz bir adam yavaşça hayatınıza girmeye başlıyor,size yaklaşıyor ama en kötüsüde buna engel olamıyor ve hiçbir şeyi sorgulayamıyorsunuz. Gözlerine öylesine bakıyordum ki çocuk kafasını kaldırıp bana ne yaptığımı sorsa araba farına tutulmuş tavşan gibi kalacaktım. Hızla başımı başka yöne çevirdim ve elimi sertçe çekip ''İyiyim ben'' diye çemkirdim. Sonra içimden bir küfür savurdum kendime neden adama durup duruken köpek gibi çemkiriyorsun ki sen.Şaşkın bir şekilde bana bakarken çayları masaya koyup iki tabak ve çatal çıkardım ve onun oturmasını beklemeden yemeye başladım. Poşetten poğçaları çıkarıp bir tabağa koydu ve oda masadaki yerini aldı. Sessiz bir şekilde kahvaltımızı bitirdikten sonra beraber bulaşıkları yıkadık .
-Kahve yapacağım içer misin?
-Olur
Bulaşıklar bittikten sonra kahve yapmaya başladım. Cezveye kahveyi koyduktan sonra yavaş yavaş pişmesini bekledim. Kahveleri fincana boşalttıktan sonra suları da halledip tezgahın kenarından sigara paketimi aldım ve yavaş adımlarla salona ilerledim. Bu adam bu eve sanki daha önce gelmiş gibi her şeyin yerini biliyordu. Camdan dışarı düşünceli bir şekilde bakarken. Geldiğimi fark etsin diye sahte bir şekilde öksürdüm hemen arkasını döndü ve elimdeki tepsiyi alıp koltuğun kenarına koydu. İkimizde karşılıklı bir şekilde koltukta yerimizi aldıktan sonra küllüğü unuttuğumu fark ettim. O da bunu anlamış olacak ki ben tam kalkmaya hazırlanırken elimi tuttu. O an göz göze tekrar geldik, Allah kahretsin biri şu adama şöyle bakmaması gerektiğini söylemeli, zar zor nefes alırken elimi bıraktı ve hızlı adımlarla mutfağa gitti geri döndüğünde elinde bir küllük ve bir sigara paketi daha vardı, anlaşılan o ki bugün uzun bir muhabbet edilecekti. Küllüğü ortamıza koyduktan sonra ikimizde sigaralarımızı yakıp bir süre dumanın beynimizi uyuşturmasına izin verdik. O an hiç alakası olmayan bir şey fark ettim ki üzerimde yok denecek kadar kısa bir şort ve atlet vardı, her ne kadar tanıdık gibi gelse de bu adamı tanımıyordum ve karşısında böyle durmam uygun değildi, ayağa kalktım ve kapıya yöneldiğim esnada bana seslendi.
-Böyle güzelsin lütfen gitme.
-Ama üzerim...
-Kalsın, zararı yok.
Öküze bak tabi zararı olmaz diye içimden geçirdim ve nefes vererek koltuktaki yerimi aldım. Sigaralarımız bittikten sonra daha fazla dayanamadım ve biraz yüksek bir sesle ona bağırmaya başladım.
-Sen var ya!!!! Senin bu sessizliğin beni sinir ediyor!!, Ulan tanımadığım bir adam evime giriyor ve bana üzerini değiştirme diyor!!! Kimsen sen!! Kimsin he! Yeter artık bu kadar, ben daha fazla rol yapamam ya bana kim olduğunu söyle yada evimden defol git!!!!!!!
Konuşmam bittiği sırada hiç beklemediğim bir şey yaptı, küllük ve kahveleri tepsiye koyup mutfağa gitti ben içten içe çıldırırken geri döndü ve tam yanımda ayakta dikildi, daha fazla dayanamadım ve bende ayağa kalktım. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı:
- Sen benim çocukluk aşkımdın, hala da öylesin, Işıl biz size gelip giderdik küçükken ,sürekli bebeklerinle oynar hiç yüz vermezdin bana, sen mahallede yürüdüğün zaman mahallede hayat dururdu, ailene bağlı çok güzel bir kızdın, çok masumdun, anneme yalvarırdım biliyor musun size gelmek için, bir gün yine size gelecektik ama pikniğe gitmiştik , geri dönerken deli gibi çarpan kalbim bir anda durdu seni o ters dönen arabanın içinde görünce. Sen gözlerini kaybettin ben ordaydım, sen ameliyat oldun ben yine ordaydım o kazadan sonra anne ve babanın yokluğunu biraz da olsa hissetme diye ama sana görünmekten korktum anlıyor musun ? , beni istemezsin diye korktum , ben , ben senin kirpiklerine bile aşığım.
Ağzından çıkan her kelime gözlerimi büyütürken ne yapacağımı bilemedim, rüyalar gerçekti, o buradaydı, yanımdaydı. Bana 1 adım daha atınca artık bir şeyler yapmanın zamanı geldiğini anladım ve dudaklarına uzandım, önce biraz şaşırdı ama karşılık vermesi çok kısa sürdü. Dudaklarım onun dudaklarıyla birleşirken elleri çoktan belimde yerini almıştı, nazikçe kucağına alıp beni odama götürdü. O an içimdeki yılların özlemi bir anda ortaya çıktı ve onu daha sert öpmeye başladım, onun karşılığı da gecikmedi ve üzerimdekileri parçalarcasına çıkardı, geriye iç çamaşırlarım kalınca biraz geri çekildi ve beni izlemeye başladı, o an gelmek üzereydim, bir adamın bakışları bile bir kadını getirebilir miydi?
Getirebiliyormuş, bu utanca daha fazla dayanamayınca üzerindeki kaslarını gösteren siyah tişörtünü çıkardım ve mükemmel kasları göz önüne serildi, ufak bir tebessüm eti ve bende kemerine yöneldim. O sırada hiç beklemediğim bir şey yaptı ve geri çekilip:
-Küçüğüm bunu istediğinden emin misin ?
O an bozulsam da onu kemerinden çekip dudaklarını daha sert öpmeye başladım, ikimizde üzerimizdekilerden kurtulunca gözlerindeki arzuyu görmeye başlamıştım, bacaklarımı nazikçe açıp içime girince ufak bir çığlık eşlik etti bize. İçerde biraz daha kaldıktan sonra yavaşça gelip gitmeye başladı ilk başta canım yansa da bu durumdan zevk almaya başladım ve ona sıkıca sarıldım. Rahatlamam için omzuma öpücükler kondururken bir yandan da devam ediyordu.
-Siktir!Işıl çok darsın, kendini sıkma bebeğim.
Söylemesi kolay gel birde benim yerime geç gerizekalı!!
Bir süre sonra dayanamayacak bir hal alırken bu işin bitmesini bekledim. Çığlıklarım odayı doldururken bittiğini anladım, içimdeki sıcaklık ve terden sırılsıklam olmuş bir Doğukan. Yavaşça üzerimden kalkıp duşa girdi. Bir az önce bütün saflığım gitmişti, onun kadını olmuştum peki ya pişman mıydım?
Hayır değildim.
Arkasından bende kalktım ve banyonun kapısını araladım beraber sıcak bir duş yaptıktan sonra mutluluktan uçuyordum , ilk defa babamdan sonra ilk defa bir adama güvenmeye başladım, bulutların üzerinde yürüyormuş gibiydim, duştan çıkınca ısrarla çalan telefonum biraz dikkatimi dağıttı ve telefona yöneldim.
Fakat duyduklarım hiçte iyi şeyler değildi.....
![](https://img.wattpad.com/cover/58390309-288-k215449.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeftali Kırmızısı
Storie d'amoreElim kemerine gittiği zaman derin bir iç çekti ve elini elimin üzerine koydu.Gözlerinde kararsızlık vardı. "Küçüğüm, emin misin? " dedi. Zoruma gitmişti beni küçük görmesi, hızla kemerine davrandım. Pişman değilim,olmayacağım da..