Kapı serçe çalındığında kapıya koşup açtım ve Sonat ile Bertuğ'un çam ağacını içeri sokmasına baktım. Gözlerimi devirip kıkırdadıktan sonra yanlarına koşup içerideki Casmin'e seslendim.
"Casmin! Ağaç geldi!"
Casmin mutfaktan çıkıp üst kata koştu ve elinde iri bir kutuyla geri döndü. Kutuya dikkat kesildiğimde içinde gördüğüm şey ile çığlık attım.
"Aman Allah'ım yılbaşı süsleri! Nereden buldun!"
"Hep buradaydılar ama hiç kullandırmadım. Hadi ağacı süsleyelim!"
Koşarak süslerden bir kaç tanesini aldım ve parmak uçlarımda durdum. Ama birden havalandığımda çığlık atıp beni kaldıran kişiye baktım. Bertuğ beni daha çok kaldırıp omuzlarına oturttu ve ağacı işaret etti.
"Hadi süslemeye başla minik"
Neşeyle süslemeye başladığımda Sonat'ında Casmin'i belinden kaldırmış olduğunu gördüm. Kahkaha atarak ağaç süslemeye geri döndüm.
"Şanslıyız ki kestane ve atıştırmalık bir kaç şey bulduk"
Sonat bana ve Casmin'e bakarak konuşmuştu. Gülümseyerek Bertuğ'un uzattığı yıldızı ağacın en tepesine koydum ve omuzlarından yere atladım.
"Ben bir şeyler hazırlayacağım!"
Sözlerim herkesi memnun etmişti. Bertuğ yaklaşıp kolunu omzuma attı ve dudak büzdü.
"Sana elma ağacı özü ile dondurma yapmayı öğreteceğim minik"
Söyledikleriyle yüzünü ciddi mi diye inceledim. Gülerek beni mutfağa sürükledi ve kenarda duran özü işaret etti.
"Sen şu kenarda duran özü kaynat bende masayı hazırlayayım"
"Ne masası?"
"Öz dondurması masası"
Göz kırpıp montuyla eldivenlerini giydi ve evden çıktı. Gülerek ateşi yaktım ve özü bir kaseye koyup kaynattım. Buraya gelmemin üzerinden 1 ay geçmişti ve ben yeni seneye yeni bir hayat ile giriyordum. Gülümsememi yüzüme takındım ve montumla beremi giydim. Kaynamış özü alıp dışarı çıktığımda Bertuğ tahta bir masaya boylu boyunca kar doldurmuştu.
Karların arasında bata çıka yürüyerek yanına ulaştım ve özü uzattım. Özü şeritler halinde buza boşalttı ve hemen bir çubuğa sarıp bana verdi. Çubuğu emdiğimde tadının güzelliği ile kendimden geçtiğimi belli eden bir mırıltı çıkardım.
"Güzel, değil mi?"
Casmin'in sesiyle hızla arkama döndüm ve küçük kızlar gibi ona baktım. Kahkaha patlatıp yanıma geldi ve başka bir çubukla kendinede öz dondurması aldı. Ona gülerek baktığımı görünce omuz silkip benim gibi dondurmayı emmeye başladı.
"Beğenmenize sevindim ancak akşama kadar sabretseniz sizin için daha iyi olur"
İkimizde gülerek yerden kar toplayıp hızlıca Bertuğ'a attık. Bertuğ kahkaha atıp ıslık çaldığında içeriden gelen ses ile kahkahalarımız koyulaştı.
"This is Spartaaaa!"
Hepimiz ne oluyor derecesine Sonat'a baktığımızda Casmin ile bana kar fırlatmaya başladı. Ben kaçmaya yeltendiğimde yüzüme yediğim kar topu ile yere yığıldım ve daha çok gülmeye başladım.
Hiç birimiz normal değildik.
"Saldırıya uğradık sayın bayan bay başkan"
Casmin'in kafa karıştıran cümlesi ile ona baktığımda Sonat'ın ona kar yedirmeye çalıştığını görüp onlara emekledim ama bir şey beni ayaklarımdan tutup sürüklemeye başladı.
"Ya Bertuğ!"
Ayağımı çekmeye çalıştığımda ellerini gevşetti ve yüzüme tekrar kar attı. Çığlık atarak yüzümü silkelemeye başladım.
"Çok yakıştı kırmızı yüz!"
Sonat'ın dediğiyle ona delici bir bakış attım. Gülerek Casmin'i üzerime attığında acıyla bağırdım.
"Ağh! İmdat!"
Erkekler gülmeye başladıklarında Casmin'i üzerimden çekip bana en yakın olan-Sonat-ın üstüne atlayıp vurmaya başladım.
"Gülüyorsunuz? Ha!"
Casmin'de Bertuğ'a saldırıp bağırmaya başladı. Gülüp kalktığım ve elimi karnıma bastırıp somurttum.
"Ben açım"
Üçlüden onaylayan sesler geldiğinde Casmin beni tutup kaldırdı ve kolunun altına alıp kahkaha attı. Ona eşlik ederek kıkırdadım.
"Akşam ki yemeklere dokunmayalım, sana ben başka şeyler hazırlayayım"
"Olurr"
Casmin bana dün akşamdan kalmış tavşan butunu uzattığında iştahla bir ısırık aldım. Tavşan ağzımda yayılırken memnun bir 'ımmm' sesi çıkardım.
"Yemekten hiç bıkmıyorsun değil mi?"
Casmin'e başımı sallayıp butumu bitirdim ve kemiği çöpe attım. Casmin'e bakıp kocaman gülümsedim.
*****
Karların arasından bata çıka yürürken sırtımdaki odunları yere bıraktım ve eve girdim. Sonat odunları yerden alıp içeri girdiğinde her şey hazırdı. Gülümseyerek içeri baktığımda her şey hazırdı.
"3"
"2"
"1"
Her kes sarıldı ve bağırdık.
"Mutlu yıllar! Hoş geldin 2016!"
******
Yeniyıl geldi hoş geldi! Ve bende geldim! Nasılız bakalım? Sınav haftam şükür ki bitti ve bende size bu bölümü yazdım. Benim için çok zor oldu, hem Beyaz Yalan'a hemde Son Savaşçı'ya bölüm yazmak. Bir günde elimden geldiğince -telefondan- uzun bölüm yazdım. Geçen bölüm içime sinmemişti de... Neyse, hepinizi seviyorum. Mutlu yıllar hepinize!
Kalın sağlıcakla!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Savaşçı #DÜZENLEMEDE#
Ciencia FicciónDünyanın orta kesimlerinde ki bir bölgede, neredeyse tüm dünyayı kapsayan bir savaş olmuştu. Savaş hala az olsada devam ediyordu. Bizim minik kasabamızda 3 adet ayrı toplum vardı. Bu sene benim içinde olduğum toplumdan biri gidecekti ve ben acı gerç...