-14- Savaş Kısım 4

33 1 0
                                    


Bertuğ, elindeki bıçağı kemerindeki bölmeye koyup karşıma oturduğunda gözlerimi ona çevirdim. O da uçağın kalkma sesiyle bana baktı. Birbirimize öylece baktık. İkimiz de yaşayamayacağımızın bilincindeydik ve bunu bile bile savaşa gitmek tam bir delilikti.

''Bayanlar ve baylar, hazır mısınız?'' nefret ve kin barındıran yüz ifademi Sonat'a çevirdim. Ayakta duran tek insan oydu ve hepimize pis pis sırıtıyordu.

''Senin yüzünü izlemekten daha iyi göt herif'' diye tısladım. Bana yaklaşırken yüzündeki ifade sert bir hal almıştı ama pek umurumda değildi. Zaten ölecektim.

Tek eliyle yüzümü kavyarak sıktığında bu sefer sırıtan bendim. Sonat bağlamadığım kemer yüzünden beni kolayca yüzümü tutarak kaldırmıştı. Acıya alışalı çok olmuştu.

''Gücün ne zamandan beri aşık olduğun kıza karşı'' irileşmiş gözlerle elindeki ipiyle sırıtarak Sonat'ın yüzüne bakan Ayda'ya çevirdim bakışlarımı. Elindeki ipin kırbaç olduğunu o an anlamıştım. Kırbaçı ileri doğru savurduğunda Sonat acıyla inleyerek üzerime düşmüştü. Onu hızlıca üzerimden iterek kalkmamla muhafızların karşımıza geçmeleri bir olmuştu. Ellerinde her türlü silah ve şok aleti vardı. Casmin ve Bertuğ hemen kemerlerini çıkarıp silahları ile yanımıza gelmiş, karşımızdaki muhafızlara saldırmayı bekliyorlardı.

Ayda sırıtarak geri geri gittiğinde bir elim bıçağıma, diğer elim oklarıma gitmişti. Ayda bir düğmeye basarak arkamızda duran kapıyı açmıştı. ''Atlayın!'' diye bağırdığında hepimiz kendimizi boşluğa bırakmıştık. Ayda arka cebinden bir şey çıkarıp altımızdaki denize attığında minik şey açılıp kocaman bir su yatağı hazırlamıştı. Birden içine düştüğümüzde minik haline geri dönmüş, hepimiz suya düşmüştük. Kafamı gökyüzüne kaldırdığımda muhafızlar duran uçaktan bize ateş ediyorlardı. Herkesi tutarak suyun içine soktum ve yayımla okumu çıkarıp kafamı sudan çıkararak uçağın motorunu nişan alarak attım. Genel 4 motordan birine gelen ok büyük bir patlama oluşturmuştu.

Herkes sudan çıktığında Bertuğ suyun içinde kolunu belime sararak hızlıca uzaklaşan uçağa baktı.

''Sonat yaptıklarının bedelini ödemeli'' dedim herkese bakarak. Bertuğ sert bakışlarını bana çevirip başını onaylar biçimde sallarken ''Ödeyecek'' dedi.

''Yerimizi bildirmişlerdir, en yakın karaya gidip kendimizi korumamız gerekiyor'' dedi Casmin. Hepimiz onu onayladığımızda Bertuğ arka cebinden minik bir kutu çıkarıp düğmeye bastı. Ortaya hepimizi kapsayacak minik bir tekne çıkmıştı. Aklıma gelen şey ile ıslanan sırt çantamdan DNA'sı oynanmış ıslanmayan bezimi çıkararak rüzgar ile haraket etmesini sağladım teknenin.

******

Bulduğumuz yer, sessizliği ürkütücü bir adaydı. Tekneyi kuma çektik, bezi çıkardık ve iskeleyi indirdik, aşağı indik ve üzerini kırılmış dal, kuru yaprak gibi şeylerle doldurarak ormana girdik. Bir klube bulmuştuk ve gizliydi. İçi boşaltılmıştı, içindekiler uzun zaman önce gitmişlerdi sanırım.

''Ortam sakinleşene kadar böyle olmalı... En azında-'' tam konuşmama devam edecekken Casmin hızla kalktı.

''Bir ses geldi'' dedi ve bıçağını alarak oraya doğru yürüdü.

''Casmin dur!'' ancak beni dinlememişti. Ayda ''Tamam sakin ol ben onunla giderim siz burada oturun'' dedi ve gitti.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Hava karardı, biz üşüdük ve ateş yaktık ama hala yoklardı. Ellerimi birbirine sürterek ısınmaya çalışırken birden kapı açıldı.

''Anka, Casmin vuruldu!'' hızla oturduğum yerden kalkıp Ayda'nın peşine koşarken Bertuğ'da arkamdaydı.

Casmin kalbinin üzerinden vurulmuş, yerde öylece uzanıyordu. Dolu gözlerle yanına gidip ellerini tuttum.

''Casmin... Nasıl hissediyorsun?'' dedim elini okşarken. Konuşmak için uzun süre bekledi.

''Ne fazla sıcak, ne fazla soğuk. Sadece ölümün kıyısı.''

Bu, Casmin'in son sözleri oldu...

******

Eve geldiğimizde Bertuğ'a sarılmış öylece ağlıyordum. Ayda ruhsuz gibi camdan bakıyordu.

''Bertuğ ben bu işten yoruldum! Sürekl, kaybetmekten yoruldum!''

''Ağlama... Biz, kaybedenler, tüm kaybettiklerimizi misliyle geri alacağız, söz veriyorum!''

Yüzüne baktığımda beni alnımdan öperek uzandırdı ve üzerimi örttü.

''Hadi, uyu biraz''

******

Sabah, evden çıktığımızda gördüğümüz manzara yutkunmama sebep olmuştu. Tüm insan topluluğu üzerimize koşarken korkan gözlerle onlara baktım. Aşırı sinirlilerdi.

''Ölüm bana hiç bu kadar yakın olmamıştı anne!'' diye yakındım.

Neden kader? Neden?


^-^-^-^-^


Selamın hello gençler! Ben geldim, yeni bölümle geldim. Uzun zaman sonra... Huh! Bu bölüm için ilham gelir gelmez geçtim masa başına, sınavlar da bitmiş yazmaya başladım hemen. Ha bu arada. Sormak istediğiniz soru varsa sorun ya buradan ya da mesaj olarak. Bir de aramıza Bir Yaz Gel katıldı.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Son Savaşçı #DÜZENLEMEDE#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin