Bölüm 20

294 23 17
                                    

Hava, gecenin iç karartıcı izlerinden arınmaya başlamışken iki genç de birbirlerine korkusuzca bakıyordu.Günün masum ışıkları aralarındaki boşluktan sakince süzülüp dağın duvarlarına çarpıyor, günahsız taşları kahverengiyle süslüyordu.

"Onun hakkında ne biliyorsun?"
Bu evrendeki en nadir şeylerden biri olan Kara büyücülerden birinin gözlerine bakarken olabildiğine dikkatliydi.

"Neden peşimdesiniz?"
"Bir Shekii'nin anahtarına ihtiyacımız var."

Açıkça söylemişti Chanyeol.Karşısındakinin sakince karşısında duruyor oluşuna hafiften sinirlenmiş bir şekilde kaşlarını çattı. Diğerinin gözlerinden küçük bir şaşkınlık belirtisi geçip gün ışığında kaybolmuştu.

"Size yardım etmeyeceğim."
"Senden yardım isteyen yok."
"Beni öldürürsen, Kral bunu öğrenir."
"Onu o zaman düşünürüz."

Başını hafifçe yana çevirip ormana doğru baktı Baekhyun.
"Kyrah'larımı öldürürseniz de aynısı olur. "
"Ölümlerini önemsemediğini sanıyordum?"

Chanyeol çenesiyle yerdeki parlak sıvı birikintisini gösterdi.

"Kendiminkini de önemsemiyorum."
"Öyleyse bizim için mi endişeleniyorsun?"

Rüzgar geceye nazaran yavaşlamış ve biraz daha sıcak bir şekilde eserken bir süre kimseden ses çıkmadı.Mağaranın girişindeki kadının titremeleri durmuş, sesi kesilmişti.Gözyaşları taşları ıslatmış ve yıllardır beslendiği yaratık ruhlarının ışıltısı oturduğu yere yayılmışken nefesleri bir nebze olsun normale dönmüştü.Efendisinin kontrolünün üzerinden yavaşça çekildiğini hissederken ürpermekten kendini alıkoyamadı.Kendisini hayatta tutan enerjinin çekilip alınması bacağındaki ağrının şiddetlenmesine sebep olmuştu.

Baekhyun'a saldırmak için belki de hayatındaki tek şansıydı.Yıllardır onu köpek gibi kullanmış olan efendisi için güzel bir cevap olurdu.Kontrolü üzerinde değilken daha güçsüzdü belki ama ona karşı iki kişiydiler.

"Sana anahtarı söylemeyeceğim."

Baekhyun'un sesi havada sessizce dağıldıktan sonra bir şeyin yere düştüğünü duydu kadın, ince bir ses çıkardığına göre uzun olanın bıçaklarından biri olabilirdi.

Umutsuzca iç çekti ve ayağa kalkmaktan vazgeçti.Kimse efendisini yenemeyecekti.Sonsuza dek bu lanet adamın buyruğu altında olacak, dilediği gibi beslenemeycekti.Bileğindeki ince, bronz renkli zincirden oluşmuş sarmala baktı.Bunu ondan aldığı günü hala parlak bir rüya gibi hatırlıyordu.

"Benimleyken acılarından ben sorumlu olacağım" demişti Baekhyun "ama çok acı çekeceksin."

O sırada ölüyor olduğu için ona uzatılan eli tutup onun kontrolüne izin vermişti.Böyle olacağını bilseydi, ölüme hiçbir şey demezdi.Bugüne kadar çektiği acılar umurunda olmamış biri için tek yapabildiği emirlerine itaat etmekti.İstediği herkesi öldüremediği için aç kaldığı zaman bile ona yiyecek bulmamıştı.Bunun canını ne kadar acıttığını bilmesine rağmen...

Chanyeol serçe boğazını yakan bir nefes aldı.Görüşü ciddi bozulmalara uğrayıp ciğerlerine dolan hava onu boğmaya başlamıştı. Elinden düşen bıçağının taşlara çarpıtığında çıkardığı ses zihninde uzun yankılanmalarla çalkalanıyordu. Kendisine doğru yavaşça yaklaşan Kara Büyücü'nün adımları zihnini allak bullak ederken neler olduğunun farkındaydı.

Gücünü kendi üstünde deniyordu.Bilincinin dikenli zincirlerle sarıldığını ve geçtiği yerleri kanattığını hissetti.Ezici bir güçle aklının her köşesinde acıyla dolanıyordu.Daha önce hiç böylesine bir kuşatmayla karşılaşmamıştı.Kısa olanın ayaklarının iyice kendine yaklaştığını gördü.Neler olduğunun farkındaydı.Kendi limitlerinin de, gücünün de farkındaydı. Burada kedisinin olması şuan Yixing'in hayatını kurtarmış bile olabilirdi.

HELL [Kaisoo] -ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin