Bölüm 23

198 13 10
                                    

"Se Aruen."

Kai odanın zayıf beyaz kireçle kaplı döküntü duvarlarından kapının solunda bulunana bakıyordu.Eğik harflerle yazılmış kelimeler kireci, cam kırıkları ve tozdan asıl rengini kaybetmiş olan zemine ufalamış, duvarda kendilerine yer açmıştı.Gri kömür tozları olabilecekleri en güzel şekliyle gözler önündeydi.

Kai'nin bir eli henüz birkaç saat önce Yixing'in oturduğu sandalyeyi itekleyerek iki ayağının üzerinde durmasını sağlıyor, diğer eli de yalnızca birkaç parmağıyla dudaklarını kapatıyordu.Sadece dikkate bakan biri titrediklerini görebilirdi.

"Se Aruen."

Kai'nin fısıldadığı kelimeden sonra duvardaki yazı arkasında hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

Yalnızca birkaç saat önce Kai günlerdir ilk defa uykuya daldığında gerçekleşmişti her şey.Yapacağı şey için kendini hazır hissedene kadar yorgun bedenini dinlendirmek istemişti.Biraz önce verdiği kararın yerleşmesi için beklemek en iyi seçenekti.Kyungsoo ise odasına gidip yatağa yatmasına rağmen gözlerini kırpmamıştı.Üzeri çıplaktı ama sadece bileğinin parçalanmasından kalan kan izleri dışında pek bir iz bulunmayan pantolonunu değiştirmemeyi önemsememişti.Gömleği hala elindeydi.Yüzüğü parmağındaki yerini aldıktan bir süre sonra ancak düzgünce nefes almaya başladığını fark etti.Damarlarındaki korku acıyı fark etmesini zorlaştırmış olmasına rağmen bedeni olan bitenin farkındaydı.Kaburga kemiklerinden biri estetik bir kırıkla nefes borusunu ezmiş, nefes alırken göğsünün kesik kesik inip kalkmasına sebep olmuştu.

"Ne lanet bir mucize." diye söylendi yaşıyor olmasına.Bu kadar yaralandığının farkında bile değildi.

Yatakta sağa dönerek gözlerini kapattı, yüzüğün ona hak etmediği hediyeyi bahşedişini yaşarken gözlerinin önüne gelen koyu bakışları inceledi.Güçlü gün ışığının bile inceltemediği rengin sınırlarını merak etmekten kendini alıkoyamadı.Bedeninde yer değiştiren, birbirine yapışan kemikleriyle iyileşen yaraları beklerken zaman koyu bir bira gibi neşesiz ve sönük bir şekilde akıp gitti.

Chanyeol bulanıklaşan görüşüne rağmen yürümeye çalıştı ama nafile bir çabaydı bu.Vücudu hızla  uyuşurken son gördüğü şey kollarından sıkıca tutan kişiydi.

Yixing kendine geldiği ilk anda Kris'in sesini duymuş ama hareket etmemişti.Her şeyi net bir şekilde duyuyor ve bedenini eskisi gibi hissedebiliyordu.Bir kısmını hatırlayamadığı bir kabustan uyanmış gibiydi.Shekii'nin varlığıysa rahatsızlık verici bir his halini almıştı.Uyumaya devam ediyor gibi görünürken suçluluk duygusu kalbini eziyordu.

''İsteyerek yapmadım.'' demişti Kris ve susmuşlardı.Bundan sonra yaklaşık yarım saat içinde tek duyabildiği Chanyeol'un ağırlık verdiği bacağı değiştirirken ezdiği küçük cam parçalarının sesiydi.Biraz daha derine inecek olursa otuz adım kadar uzakta yavaşça alınıp verilen nefeslerin Kai'ye ait olduğunu, onun biraz daha yakınından duyulan bir o kadar yavaş kalp atışlarının da Kyungsoo'nun olduğunu söyleyebilirdi.Odada kendine yakın duran kişinin yani Chanyeol'un  nefesleri de kalp atışları gibi güçlü ve düzenliydi.Masada oturduğunu tahmin ettiği Kris'inkiler ise konuşmalarından bir süre sonra yavaşlamaya başlamıştı.

Evin ormana bakan kısmında tanıdık olmayan üç kalp atışını fark etmesi ise zaman almıştı.İki tanesininki küçük bir kuşun kanat çırpışları kadar sesli ve hızlıydı.Diğeri ise... Yarım saati geçmiş olan zaman boyunca ilk kez düşünmeyi kesmişti Yixing.

Evin en uzak köşesindeki kalp atışları ölen birine aitti.

''Fess de ra.''

Kollarından bileklerine kadar birbirine bağlanmış zincirler kırılıp yere düşerken hızla başından kopardığı üç saç teline bir kaç söz daha mırıldandı.

HELL [Kaisoo] -ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin