Bölüm 13

287 28 6
                                    

''Beni hasta ediyor.''

Kai sinirle Lay'e bakarken mırıldandı.Ayıldığı gibi, iple bağlanmış ve odaya hapsedilmiş olan Lay'in yanına gitmişti.

Shekii sevimsizce gülümseyerek Prens'e baktı.

''Sinirinizi benden çıkarmayın majesteleri.''

Kyungsoo seslice bir nefes alarak odada volta atmaya devam etti.

''Yani bu paraziti ondan çıkaramıyorsun?''

''Hey! Beni aşağılama.'' Yixing'in sesi odada güzelce çınlamıştı.

Kai odadaki tek boş sandalyeye oturarak tahammülsüzce başını salladı.

''Lanet olası anahtar bende değil.''

''Lütfen düzgün konuşalım!''

Shekii neşeyle arkasına yaslanarak konuşuyordu.Evet, onu bu bedenden ancak bir kara büyü çıkarabilirdi ama yalnızca gerekli olan bu değildi.

Anahtar gerekiyordu.Ruhunu bu bedenden çıkaracak o kelimenin sesli söylenmesi ve Kai, o kelimeyi bilmiyordu.Kai oturduğu yerden kalkıp tahta sandalyeye attığı tekmeyle parçalarının etrafa dağılmasını sağladıktan sonra gözlerini kapatıp yavaş bir nefes aldı.

''Ne olursa olsun'' birden Yixing'in yakasından tutarak onu kendine doğru çekti.''kuzenimin bedeninden çıkacaksın.''

Shekii bir an karşısındakinin gözlerinden yansıyan karanlıkla ürperdiğini hissetse de kendini sertçe geri çekerek eski pozisyonu almakta gecikmedi.

''Merakla bekliyor olacağım.'' 

Kyungsoo dişlerini sıkmayı bırakarak Kai'nin gömleğinden tutup onu sürüklemeye başladı.Onu daha önce böyle sinirli gördüğünü hatırlamıyordu.Hiçbir şey söylemeden ona direnmeyen Kai'yi dışarı çıkarıp kapıyı üstüne kapatarak Yixing'e döndü.

''Seni oradan çıkarak olan ne?''

Shekii nefes almayı kesip karşısındaki Diablo'ya baktı.

''H-hiçbir şey.''

Neden böyle korkutucu görünüyordu?

''Bir yolu yoksa öldürüleceğini biliyorsun değil mi?''

''Bu bedenin sahibini seviyorlar! Beni öldürmeyeceklerdir!''

Kyungsoo gülümseyerek Yixing'e doğru yavaşça yürüdü.

''Ya ben? Sence ben ne yapacağım?''

Shekii seslice yutkunarak diğerinin elindeki siyah yüzüğe baktı.

''Ah...Bu mu?''Başını yana eğerek sessizce sordu Kyungsoo.''Neva'lara zarar vermeceğime mi güveniyorsun?''

Shekii diğerlerinin bakışlarında görmediği şeye gözlerini kırpmadan bakıyordu.Kyungsoo işaret parmağındaki yüzüğü parmağıyla çevirip tek kaşını kaldırdı.

''Sence daha önce bir Neva öldürmedim mi?''

Sandalyede oturanın yüzüne doğru eğilip gülümsemesini genişletti.

''Seni öldüremez miyim?''

''Sen...''

''Söyle.Anahtarı nerede bulacağım?''

''Bilmiyorum.''

Shekii gözlerini ondan çekip sandalyede olabildiğince geriledi.

''Şansını zorluyorsun.''

''Hayır! Gerçekten... Hatırlamıyorum.''

Daha önce hiç böylesine korktuğunu hatırlamıyordu.Genç Diablo'nun gözlerinde gördüğü saf vahşetten ölesiye korkmaya başlamıştı.Onu öldürebilirdi.Hiç acımadan daha önce dostu olan bu Neva'nın kafasını bedeninden koparabilirdi.Gözünü bile kırpmayacağına emindi Shekii.

Yixing'in anılarında gördüğüne göre Kai, prens olarak en güçlüleriydi.Diğerleriyle kıyaslanamayacak kadar güçlüydü.Kyungsoo ise aralarına yeni katılmış olmalarına rağmen Yixing'i sevmişti.En azından Shekii öyle düşünmüştü.

Yanılıyor muydu?

Kai'nin gözlerine sevdiği birini kaybetmenin korkusu yerleşmişken bu Diablo'nun derdi neydi böyle?Daha önce hayatını onlarca kez kurtarmış olan şey, ele geçirilen kişinin bedenine de olsa değer verilip öldürülmemesi, bu sefer işe yaramıyordu.

''Konuşmazsan, hiçbir lanet şeyi umursamam gebertirim seni.''

Tonu gittikçe solan sesin sahibine korkuyla baktı.

''Halka! Siyah halka.S-sadece bunu biliyorum.''

Shekii dilini kızgınca dişleyerek söylediği şey için acımasızca bir öfke duydu kendine.Onlara anahtarın yerini söylemek... Ölmek istemememesine rağmen, bu bedende yaşamayı fazla istiyordu.

''Kör Üç'lerin siyah halkası.''

Sinirle söylendi.Onlar anahtarı bulmadan buradan çıkmalıydı.Yixing ile tamamen birleşmesine sadece birkaç gün kalmıştı.O güne kadar...

Kyungsoo sandalyede oturana son bir kez daha bakıp yavaşça yürüyerek odadan çıktı.Kapının kapanmasıyla içeridekinin derin bir nefes aldığına emindi.Gözlerini kapıya dikmiş, kaşları hala sinirle çatık olan Kai'ye baktı.

İç çekip kolundan tutarak daha önceki gibi onu çekerek peşinden gelmesini sağladı.Dışarı çıkınca soğuk havanın yüzüne çarpmasıyla kolunu bıraktı.

''Kör Üç'ler ve siyah halka.Bir şey ifade ediyor mu?''

''Kehanet-''

''Evet!''

Kai'nin sözünü kesen Chanyeol otuduğu yerden kalkıp yanlarına gelmişti.Düşünceler aklına hücum ederken Kyungsoo'ya baktı.

''Sanırım onlardan biriyle karşılaştım.''

Kai'nin yoğu bakışlarını hissetmesiyle dudağını serçte dişledi Chanyeol.

''Vücudunda büyük ve siyah bir halka dövmesi vardı.'' diye açıkladı.''Lanet adam kara büyücü olmalı ki başka hiçbir şey hatırlamıyorum.Eğer... Kör Üç'lerse ondan iki tane daha mı var demek?''

Kyungsoo düşünceyle başını sallarken Kai gözlerini Chanyeol'a çevirdi.

''Bakabilir miyim?''

''Evet.'' Chanyeol endişeyle başını sallayıp gözlerini kapattı.

''Üzgünüm.'' Diğeri hızla acı dolu bir nefes alıp öksürmeye başlarken Kyungsoo düşmemesi için ona destek oluyordu.Kai'nin kara büyüsü diğerlerininki gibi değildi.Güç öyle yoğundu ki Chanyeol zihninin oyulduğunu hissederken acı çekmekten kurtulamıyordu.

''Bir Kyrah.''

Chanyeol baskının bitmesiyle derin bir nefes alarak sordu.

''O da ne?''

''Saldırdığı her kimse, onun gücüne sahip olan bir yaratık.''

Bir kaç saniye düşündükten sonra Chanyeol üzüntüyle Kai'ye baktı.

''Yani sen onunla...'' 

''Savaşamam.'' Diyerek bitirirdi Prens diğerinin sözünü.Çünkü eğer onlardan birisiyle karşılaşırsa, Chanyeol'un zihninde gördüğü vahşet çocuk oyunu kalacaktı.




HELL [Kaisoo] -ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin