Luke yatağa oturdu tedirgince. Bay Hood da tam karşısında dikilince Luke, doktorunun pantolonunun sıkıca sardığı bacaklarından gözlerini yavaşça yukarı çıkardı. Yutkunmadan da edememişti. "Bir sorun yok, değil mi Luke?"
Luke konuşmadı. Sadece kafasını iki yana sallayıp erimiş çikolataya benzeyen gözlere baktı. "Biraz dinlenmeni istiyorum. Akşam olmadan önce seni psikiyatristine götürmeliyim."
Ardından gülümsedi ve Luke'un saçlarını karıştırdı. Luke'un yumuşacık saçları doktorun da şaşırmasına sebep olmuştu. Ama hoşuna gitmişti. Sonuçta istediği olmuştu ve telefonda konuştuğu kişinin burada olması hoşuna gitmişti. "Artık benimsin Lukey."