Kapı kolunu indirip içeri giren Luke'un yüzünde artık o solgun ve çekingen yüz ifadesi yoktu. Buraya Tumblr arkadaşı -veya doktoru- ile yaptığı anlaşma yüzünden gelmişti ama işler değişmişti. "Neden orada dikiliyorsun Luke?"dedi doktor kaşlarını kaldırarak.
Bay Hood'un yüz ifadesi, önceki saatlere karşılık çok daha iç açıcı bir gülümsemeye bürünmüştü. Bir şey vardı ama Luke'un beynimi bunu algılayamıyordu. Sadece bir oyun vardı. Ya da bunu yine kendi beyni yapıyordu. "Luke?"diye şüpheyle sordu doktor gülümsemesi yavaşça silinirken. "Bir sorun mu var?"
"Evet."dedi Luke ama ne söyleyeceğini bilmiyordu.
"Söyle o zaman."
"Sadece..."diye mırıldandı Luke ama gözlerinin içine sevgiyle bakan doktoruna daha fazla bakmak istemiyordu. Bu yüzden gözlerini ondan çevirdi ve ilk gördüğü şey, masanın üstündeki kalemlikteki makas olmuştu.
Ve kendisine yalan söylediğini hissettiği Calum Hood'un, yalan söyleyen dilini kesmek için o makasın işlevini fark etti.
"Bunu yapamam."dedi kendi kendine Luke.
"Ne? Neden?"
Luke ona çevirdi gözlerini. "Demek istediğim neyi?"diye lafı dolandırdı Bay Hood. Ama artık çok geçti. Luke sandığı kadar aptal değildi. Aslında zaten onu aptal olarak görmemişti ama her şeyi ondan saklayamazdı artık.
Kendisi, kendisini ortaya atmıştı. "Beni iyileştireceğini söylemiştin ama senin-"dedi Luke ama cümlesine devam edemeden bayıldı.
Başında uçuşan şeytanları, kanında gezinen zehri tetiklemişti Bay Hood. Onun yalan söylemesi ve Luke'u kandırmaya çalışması, yerde uzanan sarışın hastayı mahvetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sickness // Cake
Fiksi Penggemar"Hastalıkları ölümle tedavi etmek." * * * @urnothere