Sabah uykulu gözlerler sağa ve sola bakınıyordum, güzel bir esnemeden sonra masada dibinde kalan kırmızı şarabı gördüm ve yattığım yerden toparlanarak ayağa kalkacakken Eda'nın;
Eda : Günaydın hayatım!! hadi kalk kahvaltı hazır!!Ben ise hafif bir baş ağrısıyla ayağa kalktım ve Eda'nın benim gömleklerim den birini giydiğini fark ettim. Açıkçası beyaz gömleğim, esmer vücudunu oldukça ortaya çıkarmıştı, yüzü mü yıkamak için banyoya yöneldim ve lavabo da yüzümü yıkadıktan sonra aynaya bakarak; Her şey bir rüyaydı, kötü bir rüya ve sonunda ben bu kötü rüyadan uyandım!!! dedim...
Eda : eeeee hadi hayatım çayın soğuyor!!!
Ben : Tamam hemen geliyorum!!
Banyodan çıktım ve masaya doğru yürümeye başladım, masanın başına kadar geldiğimde, masaya bir göz süzdüm, masada yok yoktu sizin tabirinizle bir tek kuş sütü eksikti. Masanın ucunda bulunan sandalyeye oturdum ve eda pişirdiği yumurtanın birini soyarak tabağıma koydu ve yanağıma güzel bir günaydın öpücüğü kondurdu ve karşımda ki boş sandalyeye oturdu;Eda : eeee bugün ne yapıyoruz?
Ben : 2 gündür işe gitmiyorum, şirkete geçmem gerek.
Eda : Sorun değil ben ararım şirketi, bugün kendimize izin verelim!! olmaz mı ?
Ben : Hayır gitmem lazım, yapılacak bir kaç önemli işim var.Eda : peki o zaman sen bilirsin..
Kahvaltımızı yaptıktan sonra üzerimi giyindim ve evden edayla beraber çıktık. Eda kendi aracına bende kendi aracıma bindim ve şirkete gitmek için yola çıktım. Trafikte kala kalmıştım arabalar ilerlemiyor ve hava da oldukça bunaltıcı bir sıcak vardı. Radyoyu açtım ve açar açmaz Athena'dan gene Arsız Gönül çalıyordu, kısık olan radyoya biraz daha ses vererek, hemşire aleve yaptığım şaka gelmişti aklıma. Yüzüm de bir tebessüm oluşmuştu, öyle olacak ki telefonu elime alarak Alev hemşireyi ardım. Kısa bir çalmadan sonra telefona baktı ve radyoyu son sese getirdim.....
Hemşire Alev : Alo...Alooo( Müziği duyar ve susar, müzik bittiğinde ise..)Ben : (Hafif bir gülümsemeyle) Bu şarkının bende anısı var! Ne zaman dinlemesem gözümün önünde beyaz kanatlı bir melek beliriyor!
Hemşire Alev : (yüksek bir gülüşle) Delisin sen deli...
Ben : Evet pek akıllı olduğum söylenemez!!
Hemşire Alev : Eeee nasılsın? yani görüşmeyeli nasılsın ?Ben : Çok iyiyim tabi ki!! eee peki sen nasılsın ?
Hemşire Alev : Çok teşekkürler ali sağol, bende çok iyiyim...
Ben : Bu arada akşam için bir planın var mı ?
Hemşire Alev : Hayır yok, neden ?
Ben : Akşam güzel bir yemek yiyelim diyorum, sen, ben ve güzel bir şarap heee bu arada mumlarda olacak, hemde iki tane!!!Hemşire Alev : Neden iki neden dört değil ?
Ben : (gene piç bir gülüşle) iki tane çünkü; biri senin için ikincisi ise benim için yanacak.
Hemşire Alev : Oldukça makul bir teklif ama benim daha iyi bir planım var bunun için akşam yemeğini izin ver ben ayarlayayım.
Ben : Vayy canına beni eve atmayı düşünmüyorsundur umarım ?
Hemşire Alev : (kısık bir gülüşle) hayır hayır akşam saat 20:00 de görüşürüz...
Ben : Anlaştık evden alırım seni.
Hemşire Alev : tamam,görüşürüz o zaman.
Uzun süren bir trafikli yolculuğun ardından sonunda şirkete varmıştım. Begüm artık beynim de yoktu nasıl desem,onu hiç görmemiş ve hissetmemişim gibiydi kısacası geçirdiğim sorunlu 2 günüm hayatımda yoktu sanki, tabi hemşire alev hariç. Şirketten içeri girdim ve asansöre doğru yöneldim, asansör çağırma tuşuna bastım ve gelmesi için bekledim. Kısa bir bekleyişin ardından asansör geldi ve bindim, tam kapılar kapanacakken metin hemen içeri atladı. Tabi metini görünce tamamen yüz ifadem değişti fakat bunun benim günümü berbat etmesini izin vermeyecektim ta ki metin o şom ağzını açana kadar...