BARDA OTURAN KIRMIZI ELBİSELİ KIZ

699 3 0
                                    

               Tam olarak karşılaşma bile sayılmaz aslında ben onu tanımıştım fakat o beni tanımamıştı. Uzun süre uzaktan süzdüm, süzdüm derken Abazalar gibi değil insan gibi,  kaçamak bakışlar atıyor ve arada biramı yudumluyordum, çilleri hala duruyor saç rengini kızıl yapmış, kısa kırmızı bir elbise, stiletto topluk ayakkabıları ve kırmızı rujlu dudaklarıyla ben buradayım diyordu.
            Nefes kesen bir güzelliği vardı, sanki sonbahar ve ilkbaharın güzelliği sinmiş üstüne. Sanki bütün şarkılar ve şiirler ona hitaben yazılmış. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum!!! Uzaktan mı izlemem mi yoksa   gidip ;
     -hey begüm naber ben o ilkokulda ki sümüklü kısa boylu vitaminsiz Ali!! mi demeliydim. Kendimi nasıl tanıta bilirim diye planlar yapmaya başladım. Gene planlara geldik! bu konuda hiç iyi olmadım bilirsiniz ilkokulda ki yaptığım planları daha doğrusu gerçekleştiremediğim planları. Her neyse  bar bölümünde ki rahatsız edici taburelerin birine oturdum hani şu normal taburelere göre yüksek olan kafe, diskonun club gibi mekanların bar bölümünde konuşlandırılan tahta metal ya da alüminyumdan yapılan, altında ayak koyma desteği olan oturak. bir başka deyişle Teoman'ın doğum gününü kutlarken an itibariyle babasının öldüğü yasta oturduğu nesne. Her neyse konumuz bu değil bundan daha önemli konu Begüm'e biran önce ona kendimi göstermem lazımdı.
       Zaman gittikçe ilerliyor hareketli parçalar yerini slow müziklere bırakıyor ve biranın ardı arkası kesilmiyordu. Son biramdan büyük bir yudum içerek, kendimde konuşacak cesareti bulup zengin kalkışı yaptım.  Yavaş adımlarla yanında bulunan boş bir tabureye oturdum ve barmenden buzlu  bir Laphroaıg bir viski istedim. Hani şu  ilk kokladığınızda isli bir koku ve içtiğinizde ise sanki bir kadife kadar yumuşak olan kaliteli bir viski. 
           Amaç belliydi Begümün dikkatini çekmekti ve sanırım bunu adını söylemekten zorlandığım viskiyle başarmıştım. Dikkat çekme planında başarılı olmuş ve ikinci adımı izlemem lazımdı. Neydi ikinci adım ne diye sorusunu duyar gibiyim. İkinci adım tanışma aşamasıydı ilk olarak kendimi ne olarak tanıtacaktım sorulması gereken bence en önemli soru buydu. Hemen lafa girmem lazımdı fakat ürkütmemek de gerekliydi begümü. Aradan geçen 5 dakika sonra tekrar cesaretimi topladım ve başımı hafiften Begümden tarafa çevirdim ve burnuma birden begümün üzerine sıkmış olduğu Valentino'nun parfüm kokusu gelmişti ve içim bir hoş olmuştu. Viskinin değilde beni sarhoş eden bence onun sıkmış olduğu kokuydu.

       Doya doya içime çektim kokusunu ve kendimi toplayarak artık konuşma zamanımın geldiğini  söylüyordum  kendi kendime . Bu arada geçen onca aradan sonra bende  yakışıklı, uzun boylu, esmer, sportmen vücutlu ve kirli sakallı kadınların dikkatini çok çabuk çeken bir delikanlı olmuştum. Tabi bu konuda yaptığım işinde payı büyüktü, büyük bir reklam firmasında üst düzey editörlük ve fotoğrafçılık yapıyordum. Haliyle kadınlarla da aram iyiydi, her neyse konumuza dönelim!!! 

      Sonuçta istediğim kızı elde edebilecek yakışıklılığa ve paraya sahiptim fakat begüm de bu işlememiş olacak ki kendime olan öz güvenimi biranda kaybetmiştim. Bence bunun sebebi de ilkokulda yaşadığım olaylar ve ezikliğimdi. Sonra kendimi toplayarak daha kötü ne ola bilir ki dedim ve bundan cesaret alarak bedenimi begüm den tarafa çevirdim. Begümün sırtı bana dönüktü tam seslenecekken iş arkadaşım olan Metini gördüm. Metin benim altım da çalışan orta seviyede bulunan bir çalışandı. Doğal olarak oda beni fark ederek yanıma geldi ve lağbağli bir üslupla;

   Metin ;  baba naber yaaaaaa!!!!!

Kendi kedime nereden çıktı bu zibidi dedim!! bütün planlarım gene suya düşecekti. İstifimi hiç bozmadan bende ;
     Ben : İyi sen nasılsın? bu arada adın metin di demi? diye sordum.

     Metin : benim ya aynı ajanstayız baskı sorumlusu metin. dedi
(kim olduğunu biliyordum zaten ama onu bozmak beni nedense mutlu ediyordu.) Sonra sohbetimize devam ettik;
  Ben : eee sende mi bu bara takılıyorsun? daha önce hiç karşılaşmadık seninle diye sordum ve metini ezmeye devam ettim...

      -hayırdır maaşını mı aldın diyerek aşağılayıcı bir gülüş attım. 

Metin : Arada geliyorum nişanlımın  tayini buraya çıktı bir nevi onu kutluyoruz.
Ben : Sevindim sizin adınıza ...

Metin : Çok teşekkür ederiz bu arada sizi tanıştırmayı unuttum!!  Hayatım bak bu benim iş yerinden arkadaşım Ali...

(dedi ve begüm birden yüzünü benden tarafa döndü. Ben dona kalmıştım!!! elini uzattı fakat ben öylece kala kalmıştım... ve begüm tatlı bir espri yaparak;)

Begüm : Domuz gribinden dolayımı tokalaşmıyorsunuz? dedi ve hafifle bir gülüşle gözlerini gözlerimin üstüne dikti.

Ben : (Hemen kendimi toplayarak) pardon özür dilerim bende ali.

       Neye uğradığımı anlamadım biran gözlerim karardı ve bayılacak oldum, nefesim gene aralıklı şekillerde kesiliyor kalbimin düzensiz atışlarını hissede biliyordum. Ve sohbetimize şöyle devam ettik.... 






DUYGUSAL PİÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin