Metin : Eeee baba sustun ne var ne yok anlatsana... ( Ben olayın şokunu hala üzerimden atamamıştım)
Ben : Ne olsun aynı her şeye devam bildiğin gibi( tabi konuşurken gözlerim begümün üstündeydi, bir türlü gözlerimi ondan alamıyordum metin susmuyor sürekli işle alakalı sorular soruyordu ta ki begüm bundan sıkılmış olacak ki;)
Begüm : Yeter artık iş konuşmaya mı geldiniz? eğlenmeye mi ?
Metin : Haklısın hayatım o zaman hadi dans edelim... (diyerek begümün elini tutarak dans pistine götürdü.)
Ben öylece kala kalmıştım ve pistte dans edişlerine şahit oldum. Begüm elleriyle boynuna sarılmıştı metinin, metin ise belinden sımsıkı sarılmıştı begüme ve dans ettikleri şarkı Zülfikar Özer den Çok Seviyorum du. İçime sanki bir şeyler oturmuştu, onları öyle dans ederken görmek beni çok kıskandırmış olmalı ki sinirden gözlerim doldu. Şarkının her sözü kalbime atılan sanki ok gibi canımı yakıyordu, öylece onları izliyordum. Daha fazla katlanamadım ve barmenden hesabı istedim, o arada dans müziği bitti ve begümle metin yanıma gelerek;
Metin : Kalkıyor musun kanka?
Ben : (Sinirli bir şekilde) Evet !!!
Metin : Bir sorun mu oldu? yapa bileceğim bir şey var mı ? ( diye sordu aslınca yapılacak bir çok şey vardı da neyse)
Ben : Yok sağol!! neyse iş yerinde görüşürüz bu arada tekrar hayırlı olsun!!!
Begüm : Teşekkürler.
Metin : Sağol kanka.
Sinirli bir şekilde bardan çıktım ve arabama doğru yürüdüm fakat ayakta duracak halim yoktu ve kafamı toplamak için bir büfeden bir şarap alarak, Ortaköy sahile indim ve burada bir banka oturdum ve şarabın tıpasını açtım. Denize karşı yavaş yavaş şarabımı yudumluyor ve barda yaşadığımın rüya olmasını istiyordum. Fakat bu gerçeği değiştirmeyecekti sonuçta orada yaşanan her şey gerçekti. Aradan iki saat geçmişti ve şarabım bitmişti, ayağa kalmaya çalıştım ve olduğum yerde yere düştüm. Tekrar banktan güç alarak ayağa kalmaya çalıştım fakat yer ayaklarımın altından kayıyordu bir türlü ayakta duramıyor olduğum yerde kapaklanıyordum . Bütün gücümle bu sefer yerden kalktım ve bir anda ağcın dibine kustum.
Saat sabahın altısıydı, neredeyse gün ağaracaktı fakat ben bir türlü kendime gelemiyordum, son olarak ayağa kalktığımda yere düştüğümü hatırlıyorum. Sonra gözlerimi Taksim Devlet Hastanesin de açtım ve tekrar ayağa kalmaya çalışıyordum fakat kolumda serumun takılı ve başımda bir bandaj olduğunu fark ettim. Hastaneye nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyor fakat geceye dayalı tek hatırladığım begüm ve metinin nişanlı olmasıydı.
Belirli bir aradan sonra bir hemşire yanıma gelerek;Hemşire Alev : Kendine gelmişsin!!
Ben : Buraya nasıl geldim ? Başıma ne oldu ?
Hemşire Alev : Dün çok içmişsin sanırım, sahilde koşuya çıkmıştım o arada önünden geçerken bir anda yere düştün ve başını yere sert bir şekil de vurdun, bende seni hastaneye getirdim.
Ben : Sen burada mı çalışıyorsun ?
Hemşire Alev : Evet burada hemşireyim şanslısın yani...
Ben : Evet ne demesin hemde çok şanslıyım.
Hemşire Alev : Bu arada ben alev
Ben : (can çekişir şekilde) ne güzel bende Ali
Hemşire Alev : Bir iki saate serumun biter ve son bir kez muayene ettikten sonra eve gide bilirsin.
Ben : Öylemi çok iyi o zaman...
Ben hastanenin sedyesinde olanları hazmetmeye çalışıyordum ve yaşadığım anların kabus olduğunu kabullenmeye çalışıyordum, fakat ne kadar kabullenmeye çalışsam da bu gerçeği değiştirmeyecekti. Aradan geçen bir iki saatin ardından Hemşire Alev yanıma gelerek;
Hemşire Alev : Son kontrollerini yaptım sorun yok evine gidip istitrat edebilirsin.
Ben : Çok güzel o zaman
Hemşire Alev : Şu ağrı kesicileri de eczaneden al ağrılarını dindirir kısa zamanda kendini toplarsın.
Ben : Tamam da burada iki kağıt var!!!
Hemşire Alev : Evet biri reçete diğeri ise benim numaram ne olur ne olmaz!! bir şey olursa aramaktan çekinme.
Ben : (Hafif bıyık altı gülümsemeyle) Tabi şüphen olmasın... dedim ve hastaneden ayrılarak, hastanenin önünden taksiye binerek evime geldim ve iş yerine bir kaç gün gelemeyeceğimi, rahatsız olduğumu söyledim. Ogün işe gitmedim ve evde güzel bir uyku çektim...
Aradan bir gün geçmiş ve güzel bir uykumu aldıktan sonra kalkıp güzel bir ılık suyla bir duş aldım. Karnım çok açtı ve dışarıda kahvaltı yapmak için hazırlanıyordum ve bir anda gözüme hemşire alevin numarasını yazdığı kağıt dikkatimi çekti. Teşekkür etmek için onu kahvaltıya çıkarmaya karar verdim ve verdiği numarayı aradım...