*vote tuşuna basmanız yeterli. Vote verin lütfen. İyi okumalar :*
Gözlerim yerdeki halının desenini incelerken kulaklarım da bir yandan müdür beyin azarlarını yemekle meşguldü. Haklı olduğum halde haksız duruma düşmüştüm. Ama bende de var suç bilip bilmeden gidip çocuğa tokat attım olucak iş mi. Neyse artık olan oldu. Cidden kim neden benim saçımı daksillemişti ki? Bulamadım da zaten kim olduğunu. Of bi bulsam varya(!) herneyse. Bakışlarımı yavaş yavaş halıdan kaldırıp o çocuğa baktım. Ama hala daha sakinleşmediği belli oluyodu. Müdür beyin "bidaha böyle birsey duymak istemiyorum. Zaten kursun bitmesine iki hafta kaldı. Güzel güzel geçinin. Anlaşıldı mı? Şimdi ikinizde sınıflarınıza!" demesiyle kafamı müdür beye çevirip başımı yukarı aşağı sallayarak özür diledim ve odadan çıkmak için kapıya doğru adımladım. Dışarı çıktığımda o çocukta arkamdan geldi. Cidden ismi neydi acaba? Neyse. Uzun koridorda ilerleyip bizim sınıfın önüne geldim tam kapıyı çalıp içeri giricektim ki o çocuk yine ve yine kolumu tuttu. Acaba kolumu tutmayı ne zaman bırakıcak? Çünkü iyice sinir olmaya başladım! "Bana bak küçük fare! Bugün ki tokadı unuttuğumu zannetme. Bence kendine dikkat etsen iyi olur çünkü sınırlarını aştın. Ve başına heran hersey gelebilir. Korksan iyi edersin!" ne yani beni tehdit mi etmişti bu! Hadi ama bundan mı korkucam. Tamam bi hata yapmış olabilirim ama saçımı onun daksillemediği ne malum? Zaten salak salak sırıtıyoduda. Haketti. Hafifçe gülümsedim ve "sen beni tehdit mi ediyosun? Hadi diyelim ki tehdit ettin peki senden korkucak bi tip var mı bende? Ha bu arada unutmadan asıl sen dikkat etsen iyi edersin. Senin gibilerden korkucak değilim!" deyip kolumu hızla çektim tam kapıyı açıcaktım ki "bide şu kolumu tutmaktan vazgeç kedicik" dedim ve piç smile attım. Kahverengi gözleri kahverenginin en koyu rengine bürünürken beni buldular ve sert bakışlar attılar. Sinirlendiği belli oluyodu ve aslında hoşuma da gitmişti. Zaten kediciği de bilerek sinir olsun diye demiştim. Banane. Saçlarımı daksilleyen o olmamıs olsada beni tehdit etmiycekti. Herneyse. Kapıyı açtığımda sınıfta bir adet merakla bakan Emir ile karşılaştım. Gözlerimiz buluştuğunda merakla bana baktı ve kaş göz işaretleriyle "nasılsın" işaretleri yaptı. Sırama doğru ilerledim. Telefonumdan saate baktım zilin çalmasına on dakika kalmıştı. Ve bu zil de çaldığında artık eve gidicektik. Zaten şurda zilin çalmasına az kaldı diye düşünerek telefonumu kurcalamaya başladım. İlk önce facebook' a giriş yaptım. 46 istek 26 msj ve 190 bildirim. Woaaww. Gerçi alıştım artık asdfghj. İsteklere girdim nerdeyse hiçbirini tanımıyordum. Bildirim ve mesajlara da baktıktan sonra çıkış yapıp whatsapp' a girdim. Çağladan mesaj gelmişti. Hemen mesajına baktım. Bugün akşam biyerlere gitmek istediğini ve beraber gitmemiz gerektiğini söylemişti. Aslında fena fikir de değil yani. Bizim grup da geliyo mu diye sordum. Bizim grup derken yani Çağla, ben, Emir, Mert ve Buğra. İlkokuldan beri birlikte takılırız. Aslında Buğra aramıza daha sonradan girdi ama hemen alıştık ve çok çabuk bir parça haline geldik. Çağla' dan gelen mesajla düşüncelerimden arındım. Evet bizim grupda geliyordu. Emir'in haberi var mıydı acaba? Hemen Emir'e mesaj attım. Evet onunda haberi vardı. Ne yani en son ben mi duymuştum? Asdfgsj. Herneyse. Sonuç olarak gidiyoruz. Zilin çalmasıyla birlikte kalktım ve Emir' le birlikte eve gitmek için kurstan çıktık.
*lütfen vote verin ve düşüncelerinizi paylaşın. Bu arada yazım hatalarım varsa affola ilk hikayemi yazıyorum lütfen anlayışlı karşılayın. Vote vermeyi ihmal etmeyin saatlarce uğraşıyorum bir vote vermek iki saniyenizi alır!. Teşekkürleerr:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♤ASİ♤
Khoa học viễn tưởng"Seviyor musun beni" dedi "Evet" dedim "Peki ne kadar seviyorsun" dedi "Minik bir serçenin gözyaşı kadar" dedim "O kadar mı? O kadar mı değersizim?" dedi "serçeler göz yaşı döktüklerinde ölürler" dedim. Sustu. Sustum! ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "B...