9~taçsız Kral-boynuzsuz unicorn

143 11 15
                                    

Multide Poyraz var. Dikkat! Kalp krizine sebep olabilir!😍

Burağın ağzından;
Nasıl olacaktı bilmiyorum fakat bir şekilde o lanet giresice soruyu sormalıydım. Derin sormaya gittiğinde uzaktan Çağla onu izlemişti ve hatta Videoya bile almıştı. Umarım bende de öyle bir şey yapmazdı.

Etrafa göz gezdirdikten sonra bahçede gözüme kestirdiğim kızın yanına doğru ilerledim. Tek başına oturmuş müzik dinliyordu.

Yavaş adımlarla ilerledikten sonra içimden dualar ede ede kızın yanına vardım. Kız beni farketmediğinden boğazımı temizledim. Bana doğru baktığında ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bakıyordu.

Sessiz bir şekilde "molpedin var mı?" Dedim. Ama bu dediğimi ben bile zor duymuşken, kızın duymasını hiç beklemiyordum.

Kız bana kafasını uzattı ve "ne dedin? Anlamadım?" Dedi. İçimden bir küfür daha savurdum ve "molpedin var mı? " Dedim.

Kız önce şaşkın şaşkın baktı. Sonra ise gözlerini pörtletti ve alaycı bir sesle "noldu? Sana mı lazım?" Dedi. Yerin dibine girmiştim resmen. Daha fazla beklemeden okula doğru koştum.

Derin' in ağzından;
Sınıfa girdiğimde çoğu kişi sınıftaydı. Emir ve Poyraz da bu kişilere dahildi. Ama Emir e küsmüştüm. Bana çocuk muamelesi yapıyordu. Onunla konuşma, bununla gezme! Ben kimseden emir falan alamazdım tamam mı! Tamam.

Emir in yüzüne dahi bakmadan yerime oturdum. Zaten şu 'molpediniz var mı?' Olayı hala daha canımı sıkıyordu. Allah bilir çocuk benim hakkımda neler düşünmüştü.

Çağla ve Burak sınıfta yoktu. Sanırım onlarda o soruyu sormaya gitmişlerdi. Elime kalem alıp kağıda saçma saçma şeyler karalamaya başlamıştım. Emir "Derin gelsene bi" dediğinde ona boş gözlerle bakmakla yetişmiştim.

En son kalkıp onların bir önüne oturdum ve önümü Emir ve Poyraz a döndüm. Direğimi masalarına yaslayıp tek kaşımı kaldırdım. Umarım "söyle" bakışlarımı anlamıştır.

Başını "öyle mii" der gibi salladı. Bende "öyle" gibisinden sallayınca konuşmaya başlamıştı nihayet.

"Bak Derin. Bana emanetsin ve o züppenin nasıl biri olduğunu dahi bilmeden onunla takılmanı istemiyorum".

"Sen nasıl biri olduğunu bilmiyo olabilirsin ama ben biliyorum. Ve gayet iyi birisi" dediğimde iyice sinir olmuştu.

"Sinir etme kızım beni! Ya sana bişey yaparsa o çocuk! Nasıl düşünmezsin bunları!"

Sesi biraz yüksek çıkmıştı. Ve etraftaki herkes bize bakıyordu. Emir almayı sevmediğimi o kendisi bizzat biliyordu fakat bana sürekli emirler yağdırıyordu.

"Bana bak! Sana kim dedi bana bağır diye? Emir verme bana! İstediğimi yaparım! Sanane yaa sanane?!" Dedim bi hışımla. Ve olduğum yerden kalkıp çantamı alıp sınıftan çıktım.

Bahçeye indiğimde çıkış kapısına doğru ilerledim. Giderken birinin yine kolumu tutmasıyla olduğum yerde öylece kaldım.
Bu tabiki Poyraz hayvanından başkası değildi. En son AVM de konuşmuştum.

Gözlerim kolumu tutan elleri ve yüzü arasında gelip giderken en sonunda kolumu çektim bi hışımla. Bu çocuk neden sürekli benim kolumu tutuyo ki?

"Koluma Koala gibi yapışmaktan vazgeç artık!" Gözlerini devirdi ve "yürü eve götürücem seni" "sana ne be? Kendim giderim ben!" "Bende çok meraklı değilim sana ama Emir bey hazretleri istedi. Şimdi düş önüme."

Kollarımı birbirine bağladım ve "gelmiyorum ben. Kendim gidicem. Hem bana emir verme!" Diye bağırdığımda kulaklarını tıkadı ve gözlerini daha fazla açılması mümkünmüş gibi açtı.

"Kızım ne ses varmış sende be" dedi ve 'ben lezim' demişim gibi değişik bakışlar attı. Kolumu tuttu ve arabaya doğru sürüklemeye başladı. Debelensemde bırakmadı. Bende kurtuluş olmadığını anladığımdan "tamam bari yürüyelim" dedim. Kabul etmemin şaşkınlığıyla şaşırsada kafasını salladı.

Yolda giderken sohbet ede ede gitmiştik. "Nelerden hoşlanırsın" dediğinde biraz düşündüm. Sahi nelerden hoşlanırdım?

"Kitap okumaktan, müzik dinlemekten, mavi ve siyahtan. Ha bide Unicornlardan" dediğimde gülümsedim. Ama o bana tek kaşını kaldırmış ve inanmamış gibi bakıyordu.

"Ne yani olamaz mı?" Dedim gittikçe kısılan sesimle. "Tabi olabilir de ne biliyim. Senden beklemezdim" dedi bilmiş bilmiş.

"Sen nelerden hoşlanırsın" dedim bende. Oda benim gibi biraz düşündü ve "yönetici olmaktan, müzik söylemekten ve maç izlemekten" dedi bir çırpıda. Maçı bende severdim. Aklıma gelen soruyu hemen Poyraz a yönelttim. "Hangi takımı tutuyosun?" Biraz havalara girdi hemen ve "Fenerbahçe" dedi. Gülümsedim. İlk ortak yönümüz buydu sanırım.

"Sanırım ilk ve son ortak noktamız bu" gülümsedi. "Bencede". Sonra ikimizde sustuk. Bi süre sonra başka bi soru sordu. "Burak denen çocuğa gerçekten güveniyo musun?" Niye herkes Burağa takmıştı kafayı?

"Evet güveniyorum." Dedim kendimden emin bir ses tonu ile. İki dakika sonra nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde atışmaya başlamıştık.

Olduğum yerde durdum ve kaşlarımı çatarak "sen kendini ne sanıyosun be. Kral falan mı?" Dedim. Başını sallayarak. "Evet kral sanıyorum. Hatta öyleyim" dedi bay yürüyen ego. "Hadi yaa taçsız Kral" dedim bende. Kaslarını çattı ve "unicornları seviyosun ama keşke onlar kadar tatlı olsan!" Dedi bi hışımla.

O beni nasıl sinir ederse bende onu öyle sinir edecektim. "Evet unicornum hatta ben! Hem sen kendine bak. Gayet de tatlıyım" dedim kendimi beğenmiş bir şekilde.

Gülümsedi ve beni sinir eden o sözcükleri söyledi "boynuzsuz unicorn" dedi benim ona dediğim gibi. Bu çocuk neden beni bu kadar çok sinir ediyordu?

Veee bölüm sonuu.

Bu bölüm nasıldı?

Poyraz ve Derin i nasıl buldunuz?

Yorum bırakmayı ve vote vermeyi unutmayın. 😘

Yeni bölümde görüşmek üzere. Kitaplarla kalın. Sizleri çok seviyorum 😙

♤ASİ♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin