Multide ki Poyraz. İyi okumalar ve lütfen vote verin hasta olmama rağmen yazdım. Okuyup geçmeyin. Teşekkürler. İyi okumalarr :*
Hatırlatma;
"Selam tanışabilir miyiz?
Vee evett bana doğru dönüyordu. Gördüğüm kişiyle olduğum yerde öylece kaldım".
~~~~~~~
Bu, bu o çocuktu. Kursta kavga ettiğim çocuk! Ama nasıl olur? Karşılaşabileceğimizi hatta onunla konuşmak için iddiaya girebileceğim dahi aklıma gelmemişti. Tamam da nasıl olurda o çocuk denk gelirdi? Bir sürü insan varken neden bu züppe? Çocuk pis pis sırıtırken yüzümü buruşturdum. Birasından bir yudum aldı ve " Tabii çok istersen neden tanışmayalım ki dimi küçük fare?" bir dakika bu bana yine küçük fare mi demişti? Ne hakla! İyice sinir olmaya başladım! Bozuntuya vermemeye çalışarak "Tanışmaya meraklı değilim!" dedim beğenmez bir havaya bürünerek. Yoksa bilerek yaptığımı zannedecekti. "Tabii canım öyledir kesin" dedi. Ne yani ne zannediyodu ki onunla tanışmaya meraklı olduğumu falan mı? Ha ha inanılacak gibi değil! Cevap verecekken Emir yanımıza geldi. Resmen aptal kuzenim beni kurtarmıştı. Ama gelirken de "Oo kardeşim naber? Gelsene birlikte takılalım?" demişti! Aslında hem beni kurtarmış hem de bile bile ölüme atmıştı. Ne demek bizimle takıl yani? O çocukla kavga ettiğimi bildiği halde hemde! Hem bunlar ne ara kanki oldu ki? Sorarım ama ben Emir'e! İnşallah bizim yanımıza gelmez diye düşünürken çocuğun "Tabii neden olmasın?" demesiyle tüm umutlarım suya düşmüştü. Napıcaktı ki bizimle bu? Burda takılsın işte! Ama yapacak birşey yok davet edildi bir kere. Birlikte bizim masaya doğru ilerledik. Adı Poyraz' mış. Keşke adı kadar kişiliği de güzel olsaydı. Belki o zaman anlaşabilir dik. Aman ne diyorum ben. Kapa çeneni iç ses yoksa 47 yerinden pıçahlıycam seni. Asdfhssj ;D. Herkesle tanıştıktan sonra sıra bana gelmişti. Aslında konuşmayı düşünmüyordum taki Buğra' nın "Derin siz daha önceden tanışıyor musunuz?" Diyesiye kadar(!). Gözlerimi Poyraz' a çevirdim ve "sen cevap ver" dercesine bir bakış attım. Anlamış olacak ki "evet daha önce kursta tanışmıştık" dedi imalı imalı. Bu çocuk neden benim bu kadar çok sinirimi bozuyordu? Ölümcül bakışlarımdan birini attım. Ama o daha da hoşuna gitmiş gibi duruyordu. Ne yani sinir olmam hoşuna mı gidiyordu? Yoksa öyle mi gösteriyordu? Zor bir yapısı var sanırım. Anlayamıyor insan. Telefonuma gelen mesajla telefon tuş kilidini açtım ve mesaja girdim. Gizli numaradan gelmişti. Bu aralar kavga da etmiyordum. Kimdi ki acaba?. En son Poyraz' la kavga ettim ama oda burda ve telefonunu eline almadı. Mesaja girdim ve okumaya başladım. Şuan beni izlediğini, çok güzel olduğumu ve tanışmak istediğini söylemişti. Ve tanışmak istiyorsan el işaretleriyle gel işareti yapmamı söylemişti. Hadi amaa hangi akla hizmeten böyle bir şey ister ki. Kim olursa olsun kesinlikle beyinsiz bence. Onu da geçtim acaba benim numaramı nerden bulmuştu. Ben etrafıma bakarken Çağla "Derin lavaboya gidelim mi?" demişti. Ewet gitsek iyi olurdu bunalmıştım zaten. Hem makyajımı tazelemem gerekiyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Saat neredeyse 1' e geliyordu. Baya eğlenmiş, oyun oynamış içmiş iddiaya girmiştik. Zaten vakit de çok çabuk geçmişti. Mert kalkmamız gerektiğini ve geç olduğunu söylüyordu. Alkolü biraz fazla kaçırmış olmalıyım ki salak salak konuşmaya başlamıştım. Bilincim yerindeydi ama yine de tuhaftım işte. Bir koluma Emir diğer koluma Çağla girmişti. Poyraz denilen çocuk da hala daha bizimleydi. Yüssüz nolucak. Ben konuşmaya devam ederken Çağla ağzımı kapatmıştı artık. Evet haklıydı da gerçekten çok konuşmuştum. Çıkış kapısına doğru ilerlerken arkamızdan bi ses "Derin bir dakika bekler misin? Lütfen!" diye bağırıyordu. Ama kimdi ki acaba. Tanıdığım kimse de yoktu ki burda. Hepimiz durmuş çocuğun bize doğru gelmesini izliyorduk. Tanımıyordum ama yabancı da değildi sanki. Bir yerde gördüğüme eminim. Ama nerde?. Çocuk yanımıza gelmişti nihayetinde. Yarı baygın bir şekilde çocuğa baktım ama o bana çok tatlı bir şekilde gülümsüyordu. Kaşlarımı çattım ve "noldu neden gülüyosun" dedim. Emir çocuğa kim olduğunu ve neden beni çağırdığını sorup duruyordu. Çocuk sonunda telefonumu göstererek "hanımefendi bunu unutmuş da" dedi. Sanırım ismimi ekranda yazan "Derinnn" yazısından görmüştü. Gerçi başka nerden bilecek ki?. Herneyse telefonumu aldım ve teşekkür ettim. Çocuk yine o tatlı gülümsemesini yüzüne yerleştirerek "önemli değil" dedi. Cidden çocuk tatlıydı. Tipi de baya iyiydi. Ne diyorum ben?! İç ses sen çok olmaya başladın! Ama bunlar gerçekler diye savunmaya geçti hemen iç ses! Ne?! Napıyorum ben? Kendimle mi konuşuyorum. Yok artık! Doğru kafam güzel. Ama bir dakika ben bu halde nasıl eve giricem. Babam beni bu şekilde yarı baygın görürse eve almaz yemin ederim. Emir e döndüm ve bugün onlarda kalacağımı söyledim. Canım kuzenim de seve seve kabul etmişti. Bu çocuğu gerçekten çok seviyorum. Best kuzenim benim. Etrafıma baktığımda telefonumu getiren çocuk yoktu. Gitmiş olmalıydı. Herkes arabalarına dağılırken hepsiyle de teker teker sarıldım. Poyraz hariç. O meymenetsiz suratsıza neden sarılıyim ki? Çokta umrumdaydı!. Farketmiş olacak ki "Ne o Derin benimle de vedalaşmıycak mısın? Yoksa benden kaçıyor musun küçük fare" demişti. Ne yani ondan korktuğumu falan mı zannediyordu? Kendini ne sanıyor bu çocuk? Tipsiz ukala nolucak! "Senden korkup kaçmamı sağlıycak kadar değerli misin ki?" dedim bilmiş bilmiş. Ve Emir' in arabasına doğru yürümeye çalıştım. Ama pek becerebildigim de söylenemezdi. Emir gülerek yanıma geldi ve beni arabasına bindirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♤ASİ♤
Science Fiction"Seviyor musun beni" dedi "Evet" dedim "Peki ne kadar seviyorsun" dedi "Minik bir serçenin gözyaşı kadar" dedim "O kadar mı? O kadar mı değersizim?" dedi "serçeler göz yaşı döktüklerinde ölürler" dedim. Sustu. Sustum! ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "B...