three.

2.3K 212 44
                                    

three.

Şu yabancı adama sarılışım aklımdan kaybolacakmış gibi değildi.

Sıkıntılı bir nefes verdim ve önümde duran ucuz, ılık ve hiçbir halta benzemeyen kahve bardağını parmağımla ittirdim. Bununla beraber, Baekhyun'un mırıldanarak göz devirmesi bir olmuştu. Takıntım olduğunu bilmesine rağmen her zaman aynı şeyi yapıyor, her lanet olası iş gününde çöpü boylayacak kahveyi önüme koyuyordu. Ben markasız, ucuz ve sağlıksız şeyler tüketmezdim; ama Baekhyun bunu hala anlamamakta ısrar ediyordu. Çünkü bilirsiniz, Baekhyun rahat ve inkar edilemez derecede umursamaz biriydi. Böyle şeyler onun için laf bile sayılmazdı ama kesinlikle ben o kahveyi içmezdim. O plastik kahve bardağına dudağımın kenarı değse, çığlık atacağıma emindim. Ben böyle bir kişilikte olmama rağmen her şeyde olduğu gibi, Baekhyun ile bu konuda da zıttık. Tanrı şahit, ağzı kokan Woo ikizlerinden birinin su şişesinden su içtiğini bile görmüştüm. Bu benim her aklıma geldiğinde iğrenmeme neden olurken, en yakın arkadaşım diye geçindiğim şahıs, bir gram iğrelti duymuyordu. Bu onun pis biri olduğu anlamına gelmezdi tabi,o sadece manyak herifin tekiydi. Utanmasa çöpten bile geçinebilirdi, gerçi bu yalnış bir yorumlamaydı çünkü, Baekhyun'un bir şeyden utandığı falan yoktu. Cidden, haylaz olduğunu defalarca söylemekten bıkmıştım, iflah olmazdı bu bücür.

“Hadi ama dostum, sıkıcı olmaktan vazgeç. Bak bana, dün gece ki harika seksten sonra bile, bu berbat kahveyi içiyorum. ” Baekhyun neredeyse yüksek desibel kavramını yitirerek güldüğünde, dün gece en yakın arkadaşım ve şu hala ismini bilmediğim, gerekte duymadığım, uzun sevgilisi ile yaptıkları müstehcen  pozisyonları aklıma doluşmuştu. Bu ucuz kahve içmekten bile daha kötüydü.

Yüzümü buruşturarak saçlarımı karıştırdım, Baekhyun'un şu sabah saatlerinde nasıl bu kadar enerjik olabildiği tartışmasını yapmayı yıllar önce bırakmıştım. Yorgundum, açtım ve bu kafeterya buram buram ucuz kahve kokuyordu. Kusarsam, çok bir şey farkeder miydi ? Sanmıyordum, yani en azından Baekhyun pek umursamaz, savsak ve sağlık sorunlarım olduğu hakkında söylenirdi. Yani tahminim bu yöndeydi. İş yerimin geri kalan çalışanlarını tahmin edebilecek zekada değildim. Uğraşmak isteyen de yoktu zaten.

“Kes sesini, Byun. Başım çatlayacak gibi ağrıyor ve sanırım, kusacağım. ” diyerek burnumu tuttum. Ben ve bu lanet olası sabah saatleri anlaşamıyorduk işte. Ve bunun için ayrıca bir çaba harcamıyordum. Aman, uykumu alamamıştım ve sinirli hissediyordum. Baekhyun da pek yardımcı olmuyordu ve neden onun gibi bir arkadaşa sahip olduğumu sorgulayacak zaman değildi. Aç kalmak istemiyordum ama bu boş mide de, yemek alabilecek potansiyelde değildi. Bu yüzden, yerimden kalkmaya vaktimi harcamadım.

“Cidden, Hun. Sana yemin ediyorum taş gibi herifsin ama huysuzsun. Ayrıca, yanımda kusarsan seni öldürürüm. ”

Baekhyun sevecen görünümlü ama kesinlikle öyle olmayan gülüşünü sergilediğinde, homurdanır gibi yaparak başımı ellerim arasına aldım. Dün gece Alsśy teyzem ile beraber dolabımda ne tür içki varsa kafaya dikmiştik ve sarhoş olmuştuk. Tam hatırlamasam bile, şu zengin sevgilisinin ona evlenme teklif ettiğini söylediğini biliyordum, Als ağzından kaçırmıştı. O zengin kişilik teyzemi hak ediyor muydu, bilmiyordum ve öğrenenmek için vaktim vardı. Keşke o bir şeyler anlatırken sızıp uyuyakalmasaydım, şu adam hakkında teyzemden daha çok bilgi alabilirdim belki.

“Ben ofisime çıkacağım. Üstünde çalışmam gereken bir yığın dosya var. Dostum, belki de işletme okumamalıydım. ” diyerek ellerimle yüzümü sıvazladığımda, Baekhyun'un çoktan beni dinlemeyi bırakmış olduğunu gördüm. Ondan nefret ediyordum. Daha önce söylemiş miydim ? Çünkü berbat bir arkadaştı.

“ Byun, berbat bir arkadaşsın. ” diyerek küp şekerlerden birini ona doğru fırlattım. Önce alnına çarpmış ve ardından yere düşmüştü. Belki de bu, sabahtan beri gülümseyebildiğim tek andı. Baekhyun'u kızdırmayı seviyordum.

“Belki, haklısındır. Ama dostum, yatakta harikayım. Bir gün denemek istersen, sana gösteririm. Senin gibi birini herkes yatağa atmak ister. ”  Baekhyun o bilindik gülüşünü bana sunduktan sonra, yüzümü buruşturarak bir küp şeker daha fırlattım suratına.

“Üzgünüm, Byun. Sana sağ elinle mutluluklar dileyerek ofisime gidiyorum. Tanrım! Sakın benim ismimle inleme. ”

Masadaki dosyaları alıp ayağa kalktım. Masai başlamamıştı ama erken çalışmaktan zarar gelmezdi. Omuz silkerek yanından ayrıldığım Baekhyun'un, arkamdan bağırdığını duyuyordum.

“Kesinlikle senden nefret ediyorum, Sehun! Senin adınla inleyerek tüm sosyal hesaplarıma video atacağım! ”

Tamam, umarım böyle bir şey yapmazdı.

··

Nefesimi tutmak veya buradan gitmek arasında seçim yapmak zordu. Buraya ayaklarım beni nasıl sürüklemişti bilmek istemiyordum ama lütfen. Bir saat sonra mesaim bitecekti. Tek isteğim şu lanet günü atlatmaktı. Kravatımı genişletip önümdeki bilgisayar ekranından, dünyanın etrafına sarılmış internet sembolünün üstüne tıkladım. Ve işte, arama sayfası önümde duruyordu.

Neden böyle bir işe bulaştığımı bilmiyordum ama yapmak veya yapmamak bana bir şey kaybettirmezdi. Bu yüzden, çokta düşünmemeyi seçerek, Baekhyun gibi düşüncelerim de manyaktı, klavyede parmaklarımı gezdirdim ve derin bir nefes koyvererek harfleri tuşladım.

Kırık Kalpler Dükkanı.

O gözüme büyük görünen büyüteç işaretine tıklamak istemiyordum, sabah olduğu gibi midem bulanmaya başlamıştı. Ama Baekhyun'a öğle yemeği sırasında dünkü sarılma olayını anlattığımda, bana bu fikri vermişti. Şu yabancıya düşüncelerimde takılmamak istiyorsam, onu veya dükkanını internette aratmalıydım. Böylelikle, o gülüşü ve yankı bulan kelimeleri zihnimden yok olurdu.

Ve evet, o dükkanı Google da arattım. Umduğum şey neydi bilmiyorum ama kesinlikle, Baekhyun'un fikirlerine uymak delilikti. Arama motoru sonuçlarında hiçbir şey yoktu, tek bir resim veya o dükkanı hatırlatacak kelime bile. Ama ne olursa olsun denediğim için mutluydum.

Koltukta geriye yaslanıp gözlerimi kapattım. Ona sarılma anım yeniden gözlerimde canlanmıştı bile. Belki de şu dükkanı yeniden ziyaret etmeliydim ?

···

Öyle işte. Vali tatil vermeyince böyle oldu. T~~T

Love Wars || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin