\5/

92 7 8
                                    

Hani bazı anlar vardır, yaptığınız şeyler yerine gördükleriniz acıtır içinizi. Ben de tam olarak böyle hissediyordum. Ed, yumruğumun tadına baktıktan sonra bile yüz ifadesi değişmemişti.
"Burada ne işin var?" diye sordu soğuk bir ses tonuyla.
"Ş-şey seni kapıdan çıkarken gördüm, seçmelerde sıran gelmişti ben de seni aradım."
Aniden kendimi onun kollarında bulduğumda, tekrar söylenecektim ki duyduğum ses beni şaşkına çevirdi.
Edward Sheeran, omzumda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...
Onun ağlayabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama ağlıyordu, gündüzleri sürekli gülümseyip insanları mutlu etmeye çalışan bu çocuk şimdi hıçkırarak ağlıyordu. İtiraz etmedim bu sefer, kollarımı ona sıkıca dolayarak destek oldum.
"Biliyordu..." dedi hâlâ ağlarken.
"En yakın arkadaşların birbirini sevemeyeceğini biliyordu..."
Ne demek istediğini anlayamamıştım ama saçlarını okşadığımı fark ettim. Yumuşak saçları vardı ve içimde onları çekiştirme isteği uyanmıştı ama böyle bir şey yapmadım.
"O... Sadece kız kardeşimdi benim için... Ama o öyle düşünmüyormuş," diye fısıldadığında her şey aklıma dank etti.
Emma'dan bahsediyor olmalıydı.
"Şşh, biliyorsun ben pek teselli veremem. Daha çok benim teselliye ihtiyacım olur. Ama geçecek desem sen de inanır gibi yap olur mu?"
Ed başını kaldırıp kızarmış gözlerini benimkilere dikti. Gülümsediğinde ben de ona gülümsedim.
"İnanırım, sen geçecek de yeter."
"Acılar bir süre sonra ilk günki kadar acıtmazlar..." diye fısıldadım. Bu, onun bana öğrettiği ilk cümleydi.
"Teşekkür ederim," benim gibi fısıldadı.
"Ne için?"
"İhtiyacım olan bunu duymaktı," dediğinde elini tuttum ve bu kez de farklı olarak ben onu çekiştirdim.
"Seçmeleri kaçıracağız," diye söylendim.
-
"Ed Sheeran, kendisi son yarışmacımız. Bir an ortalıktan kaybolsa da sonunda gelebildi."
Sunucumuz bunları söylerken sırıtmasa ciddi olduğunu sanabilirdim.
Sahne arkasında Ed ile beraber beklemiştik. Yanından ayrılmak istediğimde ise izin vermemişti. Heyecanlı bir şekilde bana el sallayarak sahneye çıktı. Arkadaş grubu alkışlayıp ıslık çalarken kıkırdadım.
Sahne arkasından çıkıp Tanya'nın yanına gittiğimde, Tanya uyuyordu. Gözlerimi devirip Ed'e çevirdim bakışlarımı. Bana göz kırptıktan sonra gitarını boynuna taktı.
"Bu şarkı, umuda ihtiyacı olan herkes için...

(Bilmeyen varsa şarkı Ed- Lego House multiye koyamadım siz açın gjsmfja)
I'm gonna pick up the pieces,
(Parçaları toparlayacağım)
And build a Lego house
(Ve bir lego evi inşa edeceğim)
If things go wrong we can knock it down
(Eğer işler yanlış giderse onu devirebiliriz)
My three words have two meanings,
(Üç kelimemin iki anlamı var)
There's one thing on my mind
(Aklımda bir şey var)
It's all for you
(Hepsi senin için)

And it's dark in a cold December,
(Ve karanlık, soğuk bir aralık ayında)
but I've got you to keep me warm
(Ama ben sana sahibim beni sıcak tutman için)
If you're broken I'll mend you and
(Eğer kırılırsan seni tamir edeceğim ve)
Keep you sheltered from the storm that's raging on now
(Şimdi şiddetle esen fırtınadan seni koruyacağım)

I'm out of touch, I'm out of love
(Artık temas halinde değilim, aşkın da dışındayım)
I'll pick you up when you're getting down
(Senin canın sıkıldığında ben seni toparlayacağım)
And out of all these things I've done I think I love you better now
(Ve yaptığım tüm bu şeyler dışında sanırım şimdi seni daha iyi seviyorum)

I'm out of sight, I'm out of mind
(Görüş alanı dışındayım, unutulmuşum)
I'll do it all for you in time
(Onu hepsini zamanla senin için yapacağım)
And out of all these things I've done I think I love you better now
(Ve yaptığım tüm bu şeyler dışında sanırım şimdi seni daha iyi seviyorum)

HOPE ❌SHEERAN❌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin