\9/
Perşembe akşamı hastaneden kurtulduğumuzda ilk durağımız Ceyda'nın evi oldu.
Kendi evime gitmek istemediğimi biliyordu.
Kapıyı orta yaşta, toplu minyon bir kadın açıp yapmacık bir şekilde gülümsedi.
"Hoşgeldiniz Ceyda Hanım."
"Misafirlerimiz var, anneme haber ver."
Ceyda'nın böyle sert ve emir kipleriyle konuşması hoşuma gitmemişti. Kaşlarım çatılırken Ed bir şey olduğunu anlamışçasına bana bakıyordu.
Omuz silkip Ceyda'nın arkasından ilerlemeye başladım. Annesi Gülay hanım sert mizaçlı bir kadındı, minyon bedenine rağmen etrafına yaydığı otorite bana çok tuhaf geliyordu.
"Hoşgelin İrem. Arkadaşını bizimle tanıştırmayacak mısın?"
Uzatmış olduğu elini sıkıp ifadesiz yüzüne baktım.
"Hoşbuldum Gülay Hanım. Bu Ed, kendisi okuldan arkadaşım," deyip elimle Ed'i gösterdim. Ed elini kaldırıp garip ve komik bir şekilde,
"Meraba," dedi.
Gülümseyip etrafa göz gezdirirken Gülay Hanım Ed'e bir şeyler soruyordu.
Salonun bu kadar büyük olduğunu hatırlamıyordum bile. Her taraf altın ve gümüş tonları ile kaplıydı. Zengin olduklarını bu denli göstermeleri pek hoşuma gitmemişti.
"Pekala, hadi yemeğe geçelim," deyip önden ilerlemeye başladığında Ed'le arkasından takip ediyorduk.
Ed kolunu omzuma atıp bana sıcak bir gülümseme gönderdi.
Sanırım bu kadını sevmediğimi anlayıp bana teselli vermeye çalışıyordu.
İsraf masasına -evet çok fazla şey vardı- oturduğumuzda iştahım fazla olmasa da bir kaç şeyden azar azar atıştırdım.
Daha sonra iş görüşmek için Gülay Hanım'la ayrı bir odaya geçtik.
-
Yaklaşık iki saattir durum raporu ve fikir almak beni gerçekten yormuştu.
"Rüzgar nasıl bu denli sorumsuz olabilir! Aklım almıyor!" diye seslice söylenirken Gülay Hanım da bana katıldığını belirten cümleler kuruyordu.
"Ne demek şirkete bir haftadır gelmiyor, çıldıracağım!"
"Banka hesaplarını boşaltmış, ben de anlamıyorum."
Saçlarımı çekiştirip sinirle önümdeki koltuğa bir tekme savurdum.
"Sakin ol İrem! Koltuklarıma tekme atarak bir yere varamazsın!"
Beni uyardığında sessizce küfür edip az önce tekme attığım koltuğa oturdum.
"Telefonları da açmıyor, evinde yok. Ulaşamıyoruz hiçbir şekilde," dediğinde çıldırmanın eşiğine gelsem de bir şey demedim.
"En kısa sürede ona ulaşmaya çalışacağım, onun adına sizden çok özür dilerim Gülay Hanım."
İlk kez bana hafifçe gülümsedi.
"Umarım halledersin İrem. Senin gibi sorumluluk sahibi bir ortağımı kaybetmek istemem doğrusu."
Neremin sorumluluk sahibi olduğunu bilmesem de ben de hafifçe gülümseyip ayağa kalktım.
El sıkışıp onunla anlaştıktan sonra Ed ve Ceyda sıkı sohbetlerinden ayrılıp bizimle evin kapısına kadar geldiler.
"Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz. Umarım halledersin İrem, sana güveniyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE ❌SHEERAN❌
FanfictionÖlüydüm, en nefes alanlarından ve en yaşamaktan nefret edenlerinden... Geçen sene deliler gibi kazanmak için çalıştığım üniversite bile artık buzdan bir kaleydi. Sadece acılarımı hatırlatan bir simgeydi her şey... Kayıplarım gizliydi her baktığım ye...