5. BÖLÜM Bir Tek Kadın Sevdim

2.6K 67 13
                                    

                                                                                                               Merve ÖZTUNA'ya ithafen...

Bahar oturduğu yerden kalkıp kendini duşun altına attı. Musluktan soğuk suyu açtı ve kendini buz gibi akan suya bıraktı. Akan gözyaşları, suyla karışıp gidiyordu. Su sesi dahi hıçkırıklarını bastırmaya yetmiyordu. Buz gibi suyun teniyle temasını, kanını dondurduğunu hissetmiyordu. O an hissettiği tek şey kalbinde derin yaraların açılmasına sebep olan ihanetti.

O sırada dışarıdan seslerin geldiğini fark etti. Kaç dakikadır o suyun altında öylece ağlıyordu, ne zamandır dışarıdan ona kapıyı açması için yalvarıyorlardı? Bahar suyu kapatıp kalktı. Bu olanlara sessiz kalmaya devam mı etmeliydi yoksa içinde kıvılcımlanan intikam ateşini körüklemeli miydi?

Üzerindeki ıslak kıyafetlerden kurtulup krem tonlarındaki bornozunu üzerine geçirirken tir tir titriyordu. Saçlarını da havluya sardıktan sonra aynaya baktı. Gözlerinin altı simsiyah olmuş, makyajı akmıştı. Bunu hak edecek ne yaptım ben diye geçirdi içinden. Daha sonra krem ve bir parça pamukla akan makyajını temizledi. Daha sonra yatak odasındaki ebeveyn banyosundan çıktı. Kapıdan annesinin sesini duydu.

"Bahar, kızım artık aç şu kapıyı. İyi misin? Merak ediyorum seni. Hadi çık da konuşalım. Gidelim. Burada bırakmak istemiyorum seni. Benimle birlikte eve gel."

"İyiyim anne. Yalnız kalmak istiyorum. Sen de git artık. Beni merak etme."

Nevin Hanım hızlı adımlarla aşağı indi. Olayın şokunu hala üzerinden atamayan Gül Hanım ve Haluk Bey telaşla bir şeyler konuşuyorlardı. Nevin Hanım ateş gibi parlayan gözlerini onların üzerine dikti:

"Bu olanların hesabını vereceksiniz. Kızıma yaşattıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz Altıner Ailesi!"

Cevap vermelerine fırsat bırakmadan hızla evden çıktı. Gül Hanım arkasından söylenmeye başlamıştı bile:

"Bu kadın kendini ne zannediyor Allah aşkına? Alenen tehdit ediyor bizi. Ne geldiyse başımıza hep senin yüzünden geldi Haluk. Ne vardı sanki bu kadınla iş yapacak? Ortak olacak başka biri kalmadı mı memlekette? Baksana şu düştüğümüz hale. O kadının dediklerine karşın hiçbir şey yapamıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı."

Haluk Bey bir elini alnına götürüp bir süre salonun ortasında turladı. Gül Hanım'ın dediklerine aldırış etmeden:

"Engin ve Burcu nereye gittiler peki?" diye sordu.

"Ne bileyim ben. Olacak iş değil doğrusu. Belki de Baharla evlenmesine zorlamamalıydık Haluk. Enginde âşık olduğu, sevdiği biriyle evlenirdi. Gerçekten âşık olduğu biriyle evlenmek onun en doğal hakkıydı. Ve biz o hakkı elinden aldık. O da şimdi isyan bayraklarını çekmekte oldukça haklı."

"Gelecek için herkes üzerine düşen görevi yapmakla yükümlü Gül. Engininde Baharla evlenmesi gerekiyordu, evlendi. Şimdi de üzerine düşen görevi yapacak. Tamam, bir halt yemiş olabilir. Ama onun sorumluluğunda ki kadın Bahar. Burcu sadece torunumun annesi. Torunum doğana kadar bizimle. Sonrası bizi ilgilendirmez."

"Neler diyorsun sen Haluk? Engin durur mu sanıyorsun? Görmüyor musun nasıl âşık o kadına?"

" Bu bizi ilgilendirmez Gül. Bizde bir zamanlar aynı fedakârlıkları yaptık."

"Haklısın Haluk bizim gençliğimizde anne babalarımızın kararlarına boyun eğdiğimiz için mahvolmadı mı? Bizimki de ilk başta zorunluluk değil miydi?"

MetresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin