REİS (Düzenlenecek)

31.Reis " Canımı acıtamazsınız"

Bugün çalışmamın üçüncü günü.. Mahirin beni görmezden geldiği tamı tamına üç koskoca gün ! Ruh halim içler acısı içimden yaşamak bile gelmiyorken Hergün yaşadığım psikolojik baskı uykusuzluk ve gözyaşı bende yaşama umudunu hergün biraz daha kesiyordu..

Çekmeceyi aralayıp kaçıncı defa aldığımı bilmediğim ağrı kesiciyi tekrar yutup bir bardak suyu üzerine içtim.

kapı aralandığında Nihat bey içeri girdi" Günaydın gizem kızım " dedi.

oturduğum yerden kalkıp yüzüme gülümsememi katarak " Günaydın efendim " dedim.

peşinden seri adımlarla odaya girerken ceketini çıkarıp köşede bulunan yere astı. koltuğuna oturdu.

"İşlere başlamadan önce geçen gün olanlardan dolayı eşime seni çok anlattım. seni tanımak istiyor. Bu nedenle bu aksam işin yoksa bize yemeğe davetlisin. " dedi.

" Ama efendim ben..." bir adım atarak masasına doğru yaklaşmama elini kaldırıp konuşmamı yarıda böldü.

" hiç itiraz istemiyorum hem bak sen yalnızlık çekme diye Mahir ve arkadaşları da olacak " dedi. yerinden kalkarak tam yanı başıma geldi.

" Kızım beni de baban olarak gör ve bu isteğimi kırma.. Lütfen.. hem bu arada akşam eşimle birlikte seninle konuşmamız gereken daha doğrusu danışmak istediğimiz bir konu var.. o yüzden itiraz istemiyorum " dedi. omuzlarımı Babacan tavırla sıkarak gülümsedi.

" Nasıl isterseniz Nihat bey. " dedim. Nihat beyin memnun olmuş yüz hali gülümsememi dahada derinleştirince bir saat sonra olacak toplantı ile ilgili yoğun iş temposu başlamıştı.

***********************************

" Alo Gizem.. "

" bende seni Arıcaktım canım iyiki aradın " dedim. elimdeki dosyaları masaya bıraktım.

" niye canım hayırdır. ? " diye sordu.

" Akşam Nihat bey eşiyle birlikte beni yemeğe evine davet ediyor. itirazda etmeme izin vermedi ne yapıcam selin " diye yakındım.

" Ne sende mi gidiyorsun ? "

" sende mi gidiyorsun derken ? " diye sordum.

" Ya selim aradı beni mahirlerin evine yemeğe davet edilmiş benimde eşlik etmemi istedi. bende seni bu yüzden aradım. " dedi. sırtımı koltuğa yaslayarak başımın ağrısı nedeniyle çekmeceden ağrı kesiciyi çıkarttım.

" Selin ne olur gel. bak belki mahirlerin de benim geleceğimden haberi yoktur. ve ben orada ne yapıcam hiç bilmiyorum. ve bu beni çok korkutuyor.. lütfen gel " dedim.

" Canim benim ya sen gelirsen tabiki seni yalnız bırakmam gelirim tabi " dedi.

Rahat bir nefes alarak "Tamam canım ozaman iş çıkışı yanıma uğra. ve bir elbise getir olur mu ? " dedim.

" Tamam kuzum öpüyorum seni " dedi telefonu kapatıp önümdeki ağrı kesiciye uzandım.

************************************************************************

Hava neredeyse kararmak üzereyken Telefonumun ışığı yanıp söndü. Mesaj Selinden gelmişti. 'on dakikaya ordayım ' diye yazmıştı.

Nihat bey çıkmadan önce tekrar akşamı hatırlatıp çıktığında masamdaki aynamı çıkartıp bu solgun ve hastalıklı görünen yüzüme makyajla kapatarak zaman kaybetmeden selinin getirdiği elbiseyi oyalanmadan giyip çıkabilirdik.

Kapının açılmasıyla " Nasıl trafik var anlatamam !" dedi selin. tebessüm ederek yanıma yaklaşıp sıkı sıkı sarıldı.

" inanırım Hoşgeldin canım. hadi Elbiseyi ver hemen çıkalım yoksa çok geç kalıcaz " dedim. elindeki paket poşeti alarak üzerimi değişmek üzere yanından ayrıldım.