YENİ BÖLÜM GELDİ HEPİNİZE İYİ OKUMALAR :))))
MULTİDE GECE DEMİR...
Sakinleşip Selimin yüzüne baktım. "Selim üzgünüm ama seni tanımıyorum bile. Ne diyeceğimi bilmiyorum." dedim. Kelimeler beynimde dönüyordu.
"Önemi yok berrak. Herkes bir dedikodu çıkarmış senin öyle tiplerle takılmayacağını biliyorum" deyip kafasını Geceye çevirdi. Sonrada bana dönüp ve yüzümü ellerinin arasına aldı, gözlerimi gözlerine hapsederek "yinede söyledim bir düşün ben ne zaman istersen buradayım" dedi ve gitti. Okulda Gece demir ve Berrak seçkin birlikte diye dedikodular çıktığı doğruydu ama okulun dışında bizi bir çok kez birlikte gördükleri içindi. Bunu ciddiye alabileceklerini düşünmemiştim.
Kafamı Geceye çevirip baktım. Yanımdan geçerken sağ omzumdan sıyrılıp sınıfa çıktı. Orada öylece kalmıştım ne yapacağıma dair hiç bir fikrim yoktu. Telefonum çalmaya başladığında kendime gelip telefona baktım. Arayan annemdi "efendim anne" deyip cevap vermesini bekledim. "kızım korkma ama Ece havale geçirdi. Biz hastanedeyiz." şok olmuştum. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki hiç birine anlam verememiştim. sessizce yarı ağlamaklı sesiyle telefonda bekleyen anneme "hangi hastane?" diye sordum.
***
Taksiye ücretini ödedim ve arabadan indim. Koşar adım hastaneye çıktığımda annemin gözünün içine baktım. Bacaklarım titriyordu. Ayakta durmakta güçlük çekiyordum
"o iyi merak etme güzelim" dedi ve saçlarımı okşayarak bana sarıldı. Derin bir nefes alıp sakinleştim. Sanırım iki gün kadar hastanede kalacakmış. Tamamen iyi olduğundaysa evimize götürecekmişiz. Olaylar belki de daha iyi olurdu. Annem, ben, babam ve Ece aile gibi birlikte yaşayabilirdik yine. İçim tuhaf bir umutla dolmuştu ve kardeşimi görmek için odasına girdim. Süt kokusunu içime çekerek onu öptüm. Çok güzel ve derin uyuyordu. Ağlamaktan gözleri şişmiş ve yüzü pancar gibi olmuştu.
Akşam üstü'ye doğru Annem beni zorla eve gönderdi. Zaten okuldakilere de haber vermeden çıkıp gitmiştim. Neyse ki babam okul müdürünü arayıp izin almıştı. Eve gittiğimde temiz kıyafet ayarlayıp duşa girdim. Son zamanlarda tuhaf şeyler oluyordu ve beynim yanmak üzereydi. Suyla birlikte beynimdeki düşünceler akıp giderken rahatladığımı hissettim. Duşta işimi bitirip giyindikten sonra telefonumu elime aldım, yirmi dokuz arama ve de yirmiye yakın mesaj vardı. On tanesi Büşra'dan beşi yabancı bir numara'dan Geri kalanı Furkan'dandı. Büşra'ya olanları mesaj attım ve Furkan'a da iletmesini söyledim. yabancı numaraysa selimmiş telefonumu bir yerden bulmuş. Selim'e de kısa mesaj yollayıp kendimi yatağa attım. Sadece dinlenmek istiyorum ve uyumak.
Sabah alarmımın tiz sesiyle uyandım. Okula gitmek istemiyordum. Bunun için sayabileceğim onlarca neden vardı. Birisi asılsız dedikodular, diğeri beni sorguya çekecek olan Büşra, bir diğeri beni gıcık eden uyuz insan Gece, öbürü de bana Gecenin önünde ilanı aşk eden çocuk selimdi. Harika. Gerçekten,
zorla kalkıp hazırlandım. Okula gidip bana bakan gözlere aldırmadan sınıfa çıktım ve kafamı sırama gömdüm.
"Berrak sana önemli bir haberim var kalk hadi"
"sakin ol Büşra ne oldu yine?"
"Gecenin yanında mor saçlı bir kız gördüm okula yeni gelmiş. Sanırım okulu bir sene önce bırakmış ve şimdi dokuzuncu sınıfa kaydını yaptırmış"
ah harika! bir Buse eksikti okulda "ben tanıyorum o kızı Gecenin arkadaşı. Eminim şimdi sürekli onlarla takılır ve ben yine ders ders diye arkasında dolanır dururum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN IŞIĞI
Teen FictionBİLMEZDİM SENİ TANIMADAN ÖNCE KARANLIĞIN ASLINDA BİR UMUT IŞIĞI OLDUĞUNU Gece kendi duvarlarını eritip Berrağa alışmaktan korkar fakat hayat giderek onu Berrağın kollarına iter sizce Gece sonunda ne yapacak kendi karanlığını mı seçecek yoksa berrağı...