Gözlerimi araladığımda Gece "uyuyamadın mı ?" diye sessizce fısıldadı. Bende "Gitmenden korktum" deyip yüzüne baktım. "Ben artık hep yanındayım meleğim gitmeyeceğim söz" diyerek yüzümü avuçları arasına aldı.
Gözlerimi açtığımda tüm bunların rüya olduğunu fark edip kendime zar zor geldim. Yanıma baktığımda Gece hala uyuyordu. Elimi hafifçe yüzünde gezdirip derin uyuduğundan emin oldum ve kendimce ona bir şeyler fısıldadım. "Benden hoşlanıyor musun yoksa bana acıyor musun? bazen çok yakınım dayken birden benden uzaklaşmaya başlıyorsun istediğin gibi olsun öyleyse aramıza duvarlar koyalım eğer böyle mutluysan" yavaşça yanağına yaklaşıp hafifçe onu öptüm sonra yaptığımın yanlış olduğunu anlayıp ona sırtımı döndüm. Yavaşça elini belime doladığında yüzümü ona çevirip hala uyuduğundan emin oldum ve derin bir nefes aldım.
Gözlerimi yeniden açtığımda Gece "kalk artık uykucu" diyerek kafama yastıkları geçirmeye başlamıştı. "tamam yeter kalktım" deyip ayaklandığımda "berbat bir uyandırma şeklin var" diyerek tısladım. "üzgünüm prenses bir daha ki sefere güllerle uyandırırım" dedi ve gülümsedi.
Duşa girdiğimde aynadaki görüntüme baktım. Yüzüm bembeyaz kesilmişti ve kolumdaki izler boynumdaki yaralar dün geceden kalma olayların iğrenç hatırlatmasıydı. İçeriye yeniden geçtiğimde donuk gözlerle etrafa baktım ve daha fazla ayakta duramayıp dizlerimin üzerine çöktüm. Gece yanıma gelip bana sarıldı ve "iyi misin?" dedi. "Üzgünüm ben.. keşke rüya olsaydı" deyip yüzümü eğdim. "Karnım aç daha ne kadar yerde oturacaksın" deyip bana gülümsediğinde "Tamam hadi atıştıralım" dedim ve beni kucaklayarak mutfağa indirdi. Merdivendeki kahkahalarımız aşağıya indiğimizde yerini sessizliğe bırakmıştı. "Burası..." Gece lafımı bölerek "Evet biraz dağınıktı ve bende görüp yeniden üzülme diye toparladım ama keşke vücudundaki yaraları da cam kırıkları gibi toparlaya bilseydim" deyip gözlerimin içine baktı ve elini belime dolayıp anlını anlıma yasladı. Bir süre böyle bekledikten sonra kafasını omzuma kaydırıp yaptığı hareketi dostane bir şeye çevirmeye çalıştı. Ne kadar başarılı olduğuysa tam bir muammaydı.
Kahvaltıdan sonra vücudumdaki izleri bandajlarla kapatmıştık. Bir süre Büşralar da kalacaktım. Ailesi bir kaç haftalığına yokmuş. Kuzeniyle beraber kalıyorlarmış. Eşyalarımı toparlayıp Geceyle yürüyerek Büşraların evine geldik. Büşra kapıyı açtığında oldukça neşeliydi. İçeriye geçtiğimizde kek ve meyve suyu ikram edip yanımıza oturdu. "kuzenim Cenk bir süre yanımda kalacak demiştim" deyip gülümsedi. "Memnun oldum" dedim tanışma faslı bittikten sonra sohbet koyulaşmıştı. Cenk özel hayatımla ilgili fazla soru sormaya başlayınca Gece yüzünü buruşturup olaya müdahale etti. "Güç yarıştırmak ister misin?" diyerek Cenk'e döndü. Sonuçsa tam bir felaketti Cenkin kolu ters dönmüş ve incinmişti. Geceyi tanımasam kıskançlıktan yaptı sanacaktım. Sonunda birbirlerini incitmeyecekleri bir oyun buldular. Onlar pes atarken Büşra ve ben eşyalarımı odaya yerleştirdik. Misafir odasında kalacaktım. Cenk ise koridorun sonundaki fazlalık odada kalacaktı.
Aşağıya indiğimizde Gece ceketini giyiyordu. "Bir yere mi gidiyorsun?" diye sorduğumda "evet dünden kalma meselelerimi halledeceğim" deyip göz kırptı. Ne demek istediğini anlamıştım ama ona karşı çıkmak istesem de izin vermeyeceğini bildiğim için anlamamazlıktan gelerek onu uğurladım.
***GECE DEMİR'DEN***
Büşralar dan çıktığımda içim rahattı çünkü Berrak güvendeydi. Telefonumu çıkararak Egeyi aradım. Babasının arabasını alarak yanıma geldi. Çok vakit kaybetmeden Anılın yerini saptadık. Ara sokaklardan birinde arabayı üzerine sürüp onu köşeye sıkıştırdıktan sonra arka koltuğa onu sabitleyip Egelerin eski garajına götürdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN IŞIĞI
Teen FictionBİLMEZDİM SENİ TANIMADAN ÖNCE KARANLIĞIN ASLINDA BİR UMUT IŞIĞI OLDUĞUNU Gece kendi duvarlarını eritip Berrağa alışmaktan korkar fakat hayat giderek onu Berrağın kollarına iter sizce Gece sonunda ne yapacak kendi karanlığını mı seçecek yoksa berrağı...