Gözlerimi açtığımda başım çatlıyordu. Dünden kalma sinir bozucu şeyleri hatırlamam biraz zaman almıştı. Kalkıp duşa girdim. Kendimi hafiflemiş hissettiğimde aşağıya inip evdekilerin ne durumda olduğuna baktım. Cenk yalnız başına oturmuş televizyon izliyordu. Büşra bu gün Furkanla vakit geçirecekmiş bende Cenki ikna edip evdeki kalan eşyalarımı almaya gidecektim. Kahvaltıdan sonra tabakları toplayıp Cenkle evden çıktık. "Barışmışsınız sanırım" diye bir şeyler söylediğinde ne demek istediğini anlamamıştım. "Kiminle barışmışım? anlamadım" diye sorup yüzüne baktım. "Bu sabaha karşı odandan çıkarken Geceyi gördüm" dediğinde ufak bir şok geçirmiştim. "Odama mı girmiş? bunu fark etmemiştim" deyip durgunca ilerledim. Dün gece sarhoşluğum dan faydalanıp beni görmeye gelmişti demek ki. Sözde benden uzak duracaktı. Becerememiş belli ki. Bende eşyaları Büşraların evine bıraktıktan sonra Gecenin evine hışımla gittim. Kapıya çıktığında durgunca yüzüme baktı. "Benden uzak duracaktın hani beceremedin değil mi? " deyip yüzüne pis pis sırıttım "Dün geceyi hatırlıyor musun?" diye yüzüme bakıp sakince sordu. "Hatırlamam gereken bir şey mi oldu ki ben uyurken gizlice odama girip sabahta çıkıp gitmişsin" deyip sinirle yüzüne baktım "Tahmin etmeliydim. Ben geldiğimde uyanıktın Berrak ve sarhoş olduğun için hayatımın en güzel anını hatırlamadığını söylüyorsun şimdi git lütfen" dedi ve içeriye girmek için kapıya yöneldiğinde "Sahoşluğumdan faydalanmışsın belli ki. Ne hatırlamam gerektiğini bilmiyorum ama bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğim. İstediğin zaman hayatıma girip çıkamazsın. Madem kendine engel olamıyorsun kapımı penceremi kilitleyip uyurum. Dediğin gibi olsun hayatından uzak duracağım." deyip hızlıca bahçesinden çıkarken arkamdan gitme diye çığlıklar atıyordu ama gözümü karartmıştım umursamadan yoluma devam ettim.
Eve geldiğimde odama çıkıp sinirimi yatıştırdım. Büşra hala eve gelmemişti. Tavana bakıp düşüncelere daldığımda uyuya kalmışım. Gözlerimi tekrar açtığımda saat ona geliyordu. Akşam yemeği için beni uyandırmamışlardı. Ayağa kalktığımda ayağıma bir şeylerin batmasıyla geri oturdum. Yerde Gecenin boynundaki zincirle benim kelebekli kolyem duruyordu. İkisini de elime alıp arkama yaslandım. Tuhaf bir şekilde gözümün önüne anılarım geliyordu. Gecenin kucağındaydım zincirini nasıl çıkardığımı onunla nasıl uyuduğumu her şeyi benim başlattığımı hatırlamıştım. Elimi dudaklarımda gezdirdim. Onun dokunduğu yerleri tekrar hissetmek istedim ama çok geçmeden anılarım solmuştu. Mutfağa inip biraz rahatlamak için dolaptaki biralardan birini dikledim. Aç olduğum için midem bulanmıştı. Büşranın meraklı sorularını geride bırakarak ceketimi ve ayakkabılarımı üzerime geçirip kendimi dışarıya attım. Çok geçmeden Gecenin kapısının önünde dikili durduğumu fark ettim. Gece kapıyı açtığında ona elimde duran kolyeleri gösterip "Tekrar rüya görmek istiyorum" dedim. Beni içeriye alıp kapıyı kapattı ve sertce tutup duvara yasladı. Ona sarıldığımda artık ait olmak istediğim yeri biliyordum "Karanlığında olmak istiyorum" deyip gözlerinin içine baktım. "Oraya ait değilsin" dediğinde yüzümü eğip "Ben nereye ait olmak istediğimi çok iyi biliyorum" dedim. Beni öpmeye başladı ve kucağına aldı. İçkili olduğunu anlamıştım ama ona engel olmadım. Kapı çaldığında ondan ayrılıp kapıya yöneldim. Beni durdurup gözümün içine baktı "Berrak lütfen o kapıyı açma" dedi. tedirgindi. Onu sakinleştirip "Neden korkuyorsun sakin ol" deyip gülümsedim ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtığımdaysa gördüğüm manzara karşısında dona kalmıştım. Selin kırmızı yıtmaçlı ve aşırı dekolteli bir elbise ve elinde kırmızı şarapla kapıda dikiliyordu. İşte tam o an yaptığım hatanın farkına varıp elimde sıkıca tuttuğum kolyeleri yere fırlattım ve Gecenin yüzüne baktım "Berrak lütfen dinle beni. Seni kaybettiğimi sandım" deyip sustu. "Asıl şimdi kaybettin" diyerek hışımla evden çıktım. Karanlık sokaklarda yaşadığım hayal kırıklığıyla boş boş dolaşıyordum. Hiç bir şeyden emin değildim. Kime güveneceğimden kime tutunacağımdan artık hiç emin değildim. Kendimi sahilde bulduğumda kumlara uzanıp yıldızları seyretmeye başladım. Rüzgarın değilde Yalnızlığın soğuğu daha çok üşütüyordu beni. Hayatım ufak ufak parçalanırken ve sevdiğin adamı kaybederken sadece acı çekebiliyordum. Keşke o an içimde yitip gitseydi. Ona karşı hissettiğim tüm güzel ve özel duygular kaybetmek istemeyeceğim kadar güzel olan ne varsa içimde ona karşı keşke yitip gitseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN IŞIĞI
Teen FictionBİLMEZDİM SENİ TANIMADAN ÖNCE KARANLIĞIN ASLINDA BİR UMUT IŞIĞI OLDUĞUNU Gece kendi duvarlarını eritip Berrağa alışmaktan korkar fakat hayat giderek onu Berrağın kollarına iter sizce Gece sonunda ne yapacak kendi karanlığını mı seçecek yoksa berrağı...