8.bölüm

179 14 5
                                    

-Kim gelmiş kanka,diye sordu Berke.
Zaten o sormasaydı ben sorucaktım. Emre hiç cevap vermedi. İçeriye (multi de var) bi dalyan gibi çocuk girdi. Emreden dalyan olmasın.
- Naber gençler,dedi egoyla.
Hiçbiri cevap vermedi. Zaten Emre ve Berke'nin yüzü düşüktü Bora geldiğinden beri.
- Tamam anladım canınız sıkkın.
Sonra Emre'nin yanına yaklaştı ve
- Hayırdır Tuğçe yengem yokmu?
- Kapa çeneni Bora. O iş bitti,anlamıyo musun?
- Tamam atarlanma hemen.
Bora bana doğru yaklaşıp
-Hayırdır bu kim? Çok tatlı bi kıza benziyo,diyip yamuk bi şekilde güldü. Ama iğrençti. Bana doğru yaklaşıp
-Ben Bora zaten duydun biraz önce. Peki ya senin fıstık,diyip elini omzuma koydu.
- Çek elini,diyip kendimi geri çektim.
- Sizde ki bu sinir ne ya?
Emre sesini yükselterek
-Bora çık bu evden! Ben sana bi daha buraya gelme demedim mi?
- Ne kanka ya. B...
Emre Bora'nın kolundan tutup
-Kaybol lan şurdan!
Bora kolunu çekip elini de dur işareti yaparak
-Hop hop sakin ol. Şimdi gidiyorum. Ama yarın kahvaltıya gelicem.
Tam kapıdan çıkacaktı ki
-Yarın geliyorum fıstık,diyip göz kırptı.
Iyyy iğrenç. Bana fıstık dedi.
-Bora si.. kızların yanında sana küfür etmiyyim.
Emre sinirle kapıyı çarptı. Bize bakıp gözlerini devirdi. Derin bu nefes aldıktan sonra dudağını yaladı. Anlaşılan baya bi sinirlenmişti. İlk kez bu kadar mimik yapmıştı. Merak ediyodum onun kim olduğunu ama korkudan sormadım. Sonuçta Emre baya sinirlenmişti. Ayla sessizce Berke'ye
-Bu kim Berke? Yani neyiniz oluyo?
- Bizim eski bi arkadaşımız.
-E neden öyle sinirleniyosunuz?
- Boşver zamanı gelince anlatırım.
Ayla daha da üzerine gitmedi. Emre alnını ovuşturup saçını da geriye ittirerek
-Acıktınız mı?
-Yani birazcık.
- Dolapta dondurulmuş pizza var isterseniz onu fırına koyun.
- Tamam. Gel Ayla biz senle halledelim.
Mutfağa doğru yürüdük. Dolaptan pizzayı çıkarıp fırına koyduk.
- Dolapta kola var onu da koyalım.
Dolaptan kolayı alıp bardaklara boşalttım. Ayla'nın kolundan tutup
-Kanka bunlar neden Bora'ya böyle davranıyolar?
- Bilmiyorum Ayla. Ama bence iyi davranıyolar. Bana yavşadı çocuk. Pislik domuz!
- Evette kanka ne bileyim...
- Boşver kanka gel biz sofrayı kuralım.
Sofrayı kurduktan sonra Gökhanları çağırdık.
- Pizza hazııır!
- Geliyooz!
Ortam çok boğucuydu. Herkes sıkkın sıkkın bakıyo birbirlerine. Ortamı neşelendirmek için
-Ee sırık sende artık inek olmaya başladın.
- Malesef bücür.
- Ama sen inek olamazsın. Çünkü senden olsa olsa öküz olur.
- Ama senden inek olur demi?
- Ya ben sana öküz diyorum ama sen olayı alıp kıvırıp kendime inek dediğimi düşüyosun.
- Kızım buna beyin derler.
- Evet evet o kadar zekisin ki yakında kulaklarından beyin fışkırıcak.
- Hadi hadi ye yemeğini.
---------------------------------------------
Yine şöminenin yanına oturduk. Saat geçmek bilmiyo. Daha dokuz. Bişey de yapmıyoz.
- Eee napıcaz?
- Aklında ne var,diye ekledi Gökhan.
- Hiç bi şey.
- İyi o zaman Gençleeerr hiç bi şey yapıyoruz!
Diye salak salak bağırdı. Herkes eline telefonlarını alıp konuşmadan oturuyolar. Ben ayağa kalkıp
-Bence bugünü ölümsüzleştirelim,diyip telefonu havaya kaldırdım. Gökhan bana arkamdan deli gibi sarılarak hep beraber "peyniirrr" dedik. Emre biraz önceki mutluluğunu bırakıp sıkkın bi yüz ifadesiyle
-Ben yatıyorum gençler.
Berke de ayağa kalkıp
-Bende.
- Herkes zıbarsın o zaman!
Dedim sinirle.
- Bana uyar. Herkes zıbarıcakmış. Ecem emretti.
Herkes odalarına çekildi.
Ayla'nın ağzından
Susadım be. Saat daha gecenin yarısı. Korkmuyo deyilim. Ecem'i uyandırayım.
- Ecem kalk ben susadım. Beraber mutfağa gidelim. Korkuyorum.
- Ya Ayla sen bebe misin? Kendin git iç işte.
- Korkuyorum diyorum.
- Bende bebe misin diyorum.
- Sen bi daha gelip "Ayla tuvaletin kapısında bekle. Ben korkuyorum" dersin. Ben de o zaman beklemiycem.
- Sen kıyamazsın bana.
- Sen öyle zannet.
Yavaş yavaş merdivenlerden indim. Mutfağa girip su aldım. Tam içiyodum ki
-Böö!
Bardağı yere düşürdüm. Arkama baktığımda Berke sırıtıyodu.
- Napıyosun Berke?
- Şaka yaptım. Atarlanma hemen.
- Allahtan bardak plastikti yoksa kırılır sen toplardın. Hem sen buraya niye geldin?
- Ben de senin gibi su içmek için.
Diyip raflardan bardak alıyodu. Bende o rafın altında ki tezgahtaydım. Birbirimize çok yakındık. Nedense birbirimizin gözlerinin içine bakıyoduk. Sonra gözlerini dudaklarıma indirdi. Ve beni öptü. Berke beni, beni öpmüştü.
-----------------------------------------------
Ecem'in ağzından
-Kanka kalk çabuk! Anlatıcaklarım var.
- Noldu Ayla ya! Gece yarısı da rahat vermedin.
- Berkeyle ilgili.
- Berke mi?
Diyip yatağımda bağdaj kurdum.
- Kanka dün beni öptü.
- Oha! Kanka yalan filan deyil demi?
- Tabi ki de deyil.
Diyip olayları detaylı bir şekilde anlatmaya başladı.
-Oh valla senin olayın güzel tabi. Emre daha bana bi şey bile anlatmadı.
- Burası bana uğurlu geldi belki sanada gelir.
-İnşallah,inşallah.
- Hadi ben kahvaltı hazırladım. İnip yiyelim.
Aşağı indik. Gökhanları da çağırıp masaya oturduk. Berkeyle Ayla sürekli birbirlerine bakıyo. Şu an o kadar kıskanıyorum ki... Berke boğazını temizleyip
-Biz Aylayla çıkmaya başladık.
Ayla'nın yanakları al al oldu.
- Oooo kanka hayırlı olsun!
O ara kapı çaldı. Ben gidip kapıyı açtım. Bora kapıdan içeri gelirken
- Kahvaltıya gelicem demiştim demi fıstık?
- Git başımdan be!
Beni takmayıp masaya oturdu.
-Sen niye geldin Bora ben sana gelme demedim mi?
- Emre sakin ol. Ben zaten kahvaltıya geliceğimi söylemiştim.
- Tamam. Otur ve zıkkımlan.
Pis pis sırıtıp ağzına salamı attı.
- Hem ben bugün özel birini özel bi iş için çağırıcaktım.
Hepimizin şaşkın bakışlarımızı anlayıp
-Ama kim olduğunu söylemiycem ne zaman canım isterse o zaman söyliycem.
Salak bu çocuk ya! Tamam yakışıklı ama ukala. Emre de yakışıklı ve ukala ama ona yakışıyo. Ve ona özel... Kahvaltı bitti ve biz Aylayla toplamaya başladık.
- Kanka o kadar çok yakışıyosunuz ki.
- Saol bebeğim.
Odaya gidip oturduk. Bora bana bakıp
- Bu özel kişi sensin Ecem.
- Ne?
- Yani benimle yemeğe çıkar mısın?
-Ne diyosun sen be!
-Hadi kendini naza çekme. Sadece bi yemek.
- Hayır as...
Emre bileğimden tutup beni bi köşeye çekti.
- O yemeye gidiceksin.
- Neden? Kendi kararlarımı kendim verebilecek yaştayım.
- Ben senin koçunum ve o Kaan mı hernehaltsa onu unutmak için bu yemeğe gitmek zorundasın.
- Emree! O çocuğa sen benden daha gıcık oluyosun. Neden gideyim ki onunla yemeye?
- Anlattım deme sana. O yemeyi kabul ediyosun.
Son kelimeleri vurgulayarak söyledi. Ve hala bileğimden tutarak konuşuyodu.
- Emre bırak bileğimi acıtıyosun artık! Sesim tiz ve ince çıkmıştı.
- Özür dilerim, diyip sinirle bıraktı bileğimi.
- Ama o yemeyi kabul ediceksin , diyip yanımdan sıyrıldı. Neden istedi ki bunu benden. Bora'dan nefret ediyodu.Odaya gidip büyük bi şekilde yutkunduktan sonra
-Tamam Bora çıkabiliriz yemeye...

Bir Şapka Hikayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin