Gözlerini yumdu, genç adam. Bu konuşmayı yapmak zordu onun için. Birini kırıp üzmek zordu. İncitmek en son isteyeceği şeyken bunu bile bile yapacaktı. Üzecekti, yıkıp paramparça edecekti.
Bir tarafta deli gibi sevdiği kadın onu bekliyordu, bir taraftaysa onun için her şeyi yapabilecek kadını üzmemek için kendisi çırpınıyordu. Ne olacağa çare vardı ne de öleceğe. Üzülecekse bir kere üzülecek sonra bir daha üzülmeyecek dedi içinden. Bir daha hiç üzülmeyecek. "Üzgünüm, Kıymet." dedi tek nefeste. Genç kızın kesik kesik soluk alışını duydu. 'Allah'ım yardım et bana' dedi içinden. Bu çok zordu. Kelimeler dudaklarından dökülemeden genç kızın ağlamaklı sesini duydu.
"Sus lütfen," dedi gözyaşlarının arasından. "Bu konuşmanın devamını gayet iyi biliyorum. Git hadi," burnunu çekerken elinin tersiyle gözlerini sildi. "Hadi git!"
Genç adamın gözleri ilk defa karşısındaki genç kızın buğulu yeşil gözleriyle buluştu. Onun gözlerindeki acıya şahit oldu. Kendi canı yandı. Sadece o kız paramparça olmadı, kendi de parçaralara ayrıldı. "Seni üzmek istemezdim." dedi gözlerini kaçırırken. Allah biliyordu ya onu gerçekten üzmeyi istemiyordu. Ama elinden hiçbir şey gelmiyordu işte.
"Git dedim," Dedi keskin bir tonda. Yüreği parçalara ayrılıyordu. Nasıl zordu onun için sevdiği adama git demek. Sanki karnına bıçaklar saplanıyordu. Öldüğünü hissediyordu. "Sevdiğin kadına git."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Fazla
Genç KurguÜniversite son sınıf öğrencisi olan Kıymet'in rahat, eğlence dolu hayatının bir anda tepe taklak oluşu Ahmetcan'ı tanımasıyla başlar. Kimseye bağlanamayan içine kimseyi alamayan o soğuk kalbi onu sevmesiyle bir anda değişir. Yayınlanma tarihi 14 M...