#2 'Gökkuşağına Benzeyen Adam'

28 1 0
                                    

Yazmak istiyorum ama kalemim kırık
Uçmak istiyorum ama kanatlarım yaralı
Sevmek istiyorum ama pas tutmuş yüreğim
Ulaşmak istiyorum ruhuma ama kapıları kilitli

Ölmek istiyorum ama yaşamak diye fısıldıyor bir tarafım
Koşmak istiyorum ama ağrı içinde bacaklarım
Bakmak istiyorum dünyaya
Ama ne o bişeye benziyor
Nede gözlerim dayanacak kadar güçlü
Yok olmak istiyorum

.......

BÖLÜM 2:

     Gökkuşağına Benzeyen Adam

O gece eve her zamankinden erken gittim. Saat en geç ikiydi. Gözlerim ağladığımı ele vermiyordu. Uykusuzluk göz kapaklarımda öyle yer edinmiştiki şişginlik hiçbir duyguyu göstermiyordu.

Kendime karşı bir savaş vardı içimde. Ruhum ikiye bölünmüştü.
Bi tarafım yüzlerce parçaya ayırıyordu beynimi, diğeri toplamak için canla başla savaşıyordu.

Ağlamıyordum ya hani kendimce, ağlayamıyordum ya, noldu şimdi diye bağırıyordu biri en derinlerimden. Ne oldu? Ne değişti?

Nasıl yıktın tabularını? Nasıl bu kadar güçsüz olabildin?

Çığlık çığlığaydı içimdeki ses. Dışarı taşıyordu artık.

Defter. Yanlızca bir defter.

Kelimeler bu kadar acıtıyor muydu yoksa ben kulaklarımdaki tıkacı çıkarmış mıydım?

Ondan nefret ediyordum. Kalemindende.

Aynanın karşısına geçtim gecenin karanlığında. Kendi görüntüme baktım. Tıklattım sonra yansımama. Güldüm.

İşte bu bendim. Olması gereken buyken ağlayamazdım. Şimdi değil. Şimdi çok erken.

Birkaç saat için gevşettiğin tıkacı kulağıma takıp kahkaha attım.

Sonra... Sonra hiçbişey olmadı zaten. Uyudum.

**

Kapım hiç olmadığı kadar hızlı çalındığında yataktan kendimi atarak uyanmaya çalıştım.
-benim kapım çalınmazdı
-hızlı hiç çalınmazdı

Üstüme yerdeki hırkayı geçirerek önümü kapadım. Sonuçta bir klasik olarak çamaşırlarla uyumuştum.
Gözlerimi ovuşturarak kapıyı açtım.

"Kimsin lan sen?"

Gövdemden iterek kapıyla aramda açtığı aralıktan içeri girdi ve deli gibi etrafa bakmaya başladı.
Onu orada bırakıp yatağa giderek yastığıma sarıldım ve uyudum.
15 dakika felan sonra hırkamdan çekildim.

Tam uyumak ve uyumamak arasındaki o ince çizgide durduğunuz an varya. İşte! O an dünyada en güzel zaman dilimidir.
Taa ki- paçanızdan tutulup yere düşürülene kadar.

Uykumu bölmeyip benle beraber düşen yastığımı başımın altına alıp yerde yatmaya devam ettim.
Uyku bu! Gece yarısı eve giren kim olduğuna bakmadığım biri için bölünecek değil ya. En fazla soyar. Yani evi.

Başımdaki yastıkta çekilince iyice çıldıracak kıvama gelmiştim. Hayır, uyku umrumda değildi. Sadece birilerinin beni bu şekilde zorlaması oldum olası gıcığıma gidiyordu.

"Ne var?"

İfadesini değiştirmeyip dümdüz bakmaya devam etti.

"Defterimi ver."

KAYBOLAYIM GÖKYÜZÜNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin