Güzel bir hikayeye sahiptim bir varmış, bir yokmuşla başlayan. Piyano gibi kutsal ve düzenli yaşıyorduk öylece. Tek bir nota koptu ruhumdan. Vardık, şimdi yok oluyoruz.
....
•BÖLÜM 4:
Nefesiyle Sarhoş Eden Adam
Çocukluğumuzda saftık, aptaldık. Dünyaya rengarenk bakar, herşeyden keyif alırdık. Sonra büyüdük, neden yaşadığımızı sorgular olduk. Ne için uğraş verdiğimizi.
Çalışan insanlar gördüm önce. Emekliliklerinde bir kaç sene rahat yaşayabilmek için yıllarını feda eden. Ellerine küçücük birşey geçsin diye, borcun altına giren.
İnsanlardan ilk ayrı düşünüşüm, bu oldu. Bana gökyüzü mavi deseler, hayır kırmızı derdim. Sonrada komik bişey söylemişim gibi gülerdim. Çocuk der geçerlerdi. Halbuki içlerindeki çocukla dalga geçiyodum o halimle. Bedeni beni dinlemiyordu bende içlerine sesleniyordum.
Sonra seslerim çarparak bana dönmeye başladı. Sorularım cevapsız kalmaya. Cümlelerim noktasız hapsolmaya.
**
Kahkaha atarak uyandım o günün akşamında. Nedendir bilinmez. Tek güven kaynağım hafızamda unutmuş rüyamı. Her gece biri belleğimi siliyor.
O kadar gülmeme, uyanmadı yatakta ters yatan Ogün. Üstündeki tişörtü çıkarmış, yayılmıştı öküz gibi. Benide küçücük yere hapsetmiş.
Yıllar sonra yatağıma ilk giren erkeğe sinirlendim bende. Bencil miyim neyim?
Bana ait olan tek makyaj malzemesi, bordo ruju aldım. Uyanmamasına dikkat ederek göğsünün üstüne kocaman "NE VAR AYOL" yazdım. Sonrada tuvalete koşup deli gibi kahkaha attım.Odanın ortasına oturup koltuk altlarından sigara paketi aramaya başladım. Yuvarlana yuvarlana beynim mayışmaya başlamıştı ki bi kutu buldum. İçinden çıkarıp içmeye başladığımda koku bütün odaya yayıldı. Birazdan Ogün kalkardı.
Yanlış mı yapıyordum onu hayatıma almakla? Eh dedim, nede olsa ilk yanlışım olmayacak. Koyver gitsin.
Birinciyi bitirmiş, ikinciyi yakma sırasında kapıdan tek gözünü kaşıyarak içeri Ogün girdi.
"Günaydın."
"Günaydın."
"Niye gülüyorsun?"
Gözlerime kadar ulaşan gülümsememle bakmaya devam ettim, sonra göğsüne baktım.
"Ne var ayol? Gülemez miyim?"
Benim göz gezdirmemle oda baktı ve bir küfür savurdu. Ama bişey yapmadı. Hatta gördüm! Kafasını çevirip güldü. O kadar tatlı göründüki o an gözüme, alıp okşayasım geldi kafasını. Ama üşendim ayağa kalkmaya.
Hiç bir zaman yakışıklı erkekleri ilgi duymazdım. Tatlı olarak adlandılır beğendiklerime bey diye hitap ederdim.
İnternette arada sırada görünce kendime "bu bey nasıl?" der hiç bişey olmamış gibi cevap verirdim.
Kafasını kaldırıp bana baktı. Sonrada çatıldı biçimli kaşları. Elimdeki sigaraya baktım, birde ona.
"İçme onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAYIM GÖKYÜZÜNDE
Ficção AdolescenteOnlar... Birlikteyken yanlızlar Onlar... Yaşıyorken ölüler Onlar... Nefes yerine acı çekiyorlar içine Kan yerine ölüm dolanıyor damarlarında Onlar... Onlar bir çift siyah Kendi karanlığında boğulan. -- "Bir şey soracağım." "Sor." "Yıldızlar uzakta m...