GÖLGELERDE DANS

Bölüm 7

-Bir, iki, üç.

Fondip.

-Bir, iki, üç.

Fondip.

İki genç de girer girmez ortamın ruhuna ayak uydurmuş, kısa bir süre içerisinde de kafayı bulmuştu. Aynı anda fondip yapıyor ve gülüşüyorlardı. Sebepsizce etrafında dönmek ve kısık gözleri ile etrafa çekici bakışlar atmak, mekâna geldiklerinden beri yapıyor olduğu eylemdi genç kızın. Çelen ise... 'Ah, beni boş versenize!' kafasında, etrafındaki afetin tadını çıkarıyordu. Birkaç dakika sonra zaten karanlık olan ortama neon ışıklar da dâhil olunca, zamanı geldiğini anlayarak tişörtünü sıyırarak barmenin tezgâhına bıraktı Çelen. Etrafına usulca taradığınla kimi kızların çığlıkları, kimilerinin ise kızgınlık dolu bakışları dolanıyordu. Tıpkı Meyra' nın şu an yaptığı gibi... Diye geçirdi genç adam. Kulağına yaklaşarak yüksek sayılabilecek ses seviyesi ile 'Ne yaptığını sanıyorsun' dedi Meyra. Eh, bu davranışı kulaklarını tutmasına neden olsada karşısındakinin, tavrından vazgeçmedi. Çarpık bir gülüşle kollarını beline dolayarak iyice yaklaştırdı kendisine genç kızı. Sürpriz dedi boğuk sesi ile. Onaylayan mırıltıları duymasıyla harekete geçti. Usulca ceketini sıyırdı, parmaklarındaki fosfor ile şekiller çizdi. Düşünceleri biraz sapmıştı ama umurunda bile değildi. Kulağında hissettiği sıcak nefes, karın kaslarını okşayan bir el ve günaha davet çıkaran kızın karşısında hiç şansı yoktu. Gülümsedi ve tek bir beden olmak istercesine biraz daha yaklaştırdı Meyra 'nın bedenini, kendisine...

Rahat dur be kızım. Batırdın ortalığı ayılınca ben bilirim sana yapacağımı! Eve şafağa yakın dönmüşlerdi dönmesine ama fazlasıyla kaçırmış olan Meyra ile başa çıkmaktansa o parti alanını temizlemeyi yeğledi bir an için Çelen. Daha sonra ise, hızla gözlerini belerterek 2 Meyra' ya katlanırım be orayı temizlemektense.' Gözlerinin önüne mekânın son hali gelince yüzünü buruşturmadan edemedi. Suratına çarpan yastık ve devamında gelen kıkırtılar daha yolun başında olduğunu söylüyordu sanki kulaklarına. "Nihayet giyinebilmişsiniz Meyra Hanım." Sözlerini algılamaya çalışan kız istemsizce kaşlarını çatmış, dudaklarını büzmüştü. "Sanırım." Dedi düşünceli bir biçimde. Çelenin aklına sabah olan diyalogları gelince gülümsedi usulca. Sesini incelterek:

Flashback

"Ee ne yapıyoruz büyük baba? Soba etrafında senin gençlik hikâyelerini mi dinlemeye gidiyoruz?" Yandan bir bakış yiyince genç kız,

"Tamam, az içeceğim babalık." Dedi önüne, havalı bir biçimde geçerek...

---------------------------

Kucağındaki ağırlık ile bakışlarını hemen ona yöneltti. Koskoca kız bir bebek gibiydi gece boyu. Seni ahmak! Bebekler ne zamandan beri bu kadar çekici? Diyen iç sesi haklıydı aslında. 'Çekici bir bebek' diye geçirdi içinden. Çekici bir bebek... "Beni dinlemiyor musun? Sana soruyorum beyaz saçlı dede! Komik bir şey mi var? Söyle de bizde gülelim! Yada söyleme. OF, bu iğrençti. 4. Sınıf bayatlamış öğretmen espirisi..." Tam dudaklarını aralamıştı ki zarif parmaklar susturdu genci. " Bak anlamıyorsun değil mi? Bok çukurunun en dibindeyim. Lanet olsun! Herkes bataklığa düşer, bense bok çukuruna. Zaten bende şans olsaydı O kadının karnında geberip giderdim." Odanın her taneciğine nüfus etmiş olan sessizlik iyice yoruyordu Meyra! yı. " O geberesice için hayatımı riske atan işlere sürüklendim. Mecbur koştular beni. Son yaptığım ise en kolayıydı. Güzel bir para verecekti başarılı olma durumumda. Belki de, belki de en masum olanıydı tümünün içinde. Gelip kadını indirmeselerdi zehir tadında 3 yıl geçirmeyecektim ben. Bana attılar suçu. Sahte deliller mi dersin, yalancı görgu tanıkları mı? Planlanmış oyunlarına kurban ben seçilmiştim. Kaçtım oradan. Anlatmıştım sana." Derin bir nefes aldı genç kız. Yavaş hareketler ile Çelen'in ceketinden aşırdığı sigarasını yaktı. Ağır geliyordu bu yaşananlar. İlk defa bir çıkış kapısı bulduğunu hissediyordu. Tekrar konuşmaya, içinin birikmişlerini atmaya koyuldu. "Kaçtım oradan ama nasıl, niçin, kimin yardımı ile... Hiçbir halt hatırlamıyorum. İşte uyuşturucuya başlamam da buradan. Kendisini bir şey sanan kızın ne haltım ile içeri soktuğunu bilmiyorum ama bana ulaştırmış, illete zaruri hale getirmişti. Seninle tanıştım. Geberiyordum. Yemin ederim geberiyordum. Bu engel olmadı onlara. Ölümümü kolaylaştırmak istermişçesine saldırdılar. Kaçtım. Sen buldun sonra. Bana iyi davranıyorsun. Sebepsizce. Kanım kaynadı bak görüyor musun? Seni uyarıyorum Çelen Efendi. Eğer benimle oyun oynarsan, yanarsın. Şimdi bana yemek hazırla. Acıktım!"

Vay be. Ne doldurmuşum kızı! Gittikçe acemileşiyor asıl konumdan, yolumdan kopuyor gibi hissediyorum. Ben bu bölümü bitirmeme rağmen 6. Bölümün vote sayısının yok denebilecek kadar az olması nedeni ile yayımlayamıyorum, dolmasını bekliyorum. Aklınızda bulunsun. Benimde beklentilerim var kendimce. Her ne kadar belli etmesem de beğenilmemek benim fobim diyebilirim. Neredeyse 1-2 yazım hariç hocalarıma okutamıyorum hiç birşeyi. Yarışmalar için yazılar yazıyor fakat götüremiyorum. Biraz teşvik lütfen. Oy ve voteleriniz inanın aşırı yardımcı oluyor.

Seviliyorsunuz.

--Beyza