Kendime kahve yapmak üzere paytak adımlarla mutfağa gidiyordum. Bugün günlerden Cumartesiydi ve annemle babaannem pazara oradan da bir tanıdığımıza davet edildikleri için oraya gideceklerdi Mert ise arkadaşının yanına gitmişti. Yanı evde yalnızdım. Ne güzel değil mi?
Çok severim.Kahvemi yapıp odama geri döndüm. Çalışma masamın üzerine kahvemi koyarken telefonum çalmaya başlayınca hızlandım ve telefonumu açtım.
Kaan Arıyor...
"Efendim"
"Kanka napıyon evde misin?"
"Evet kanka evdeyim. Ders çalışıyorum. Noldu ki hayırdır?"
"İyi iyi. Aferin. Ben bu hafta okula gelmedim ya. Defterlerini aliyim demiştim evdeysen."
Bir akrabalarının şehir dışında düğünü vardı ve oraya gitmişlerdi.
"Evdeyim gel al."
"Tamam görüşürüz. 5 dakikaya ordayım."
"Tamam görüşürüz." deyip telefonu kapattım ve instagrama girdim. Haa instagram demişken geçen gün olan olayı millete anlattığımda 'vay be sen neymişsin' diyerek epey gülmüşlerdi.
Çocuğun o mesajına karşılık teşekkür ederim yazıp göndermiştim ve o da benimle evlenir misin? Demişti. Tabi bundan sonra donup kalmıştım. Ne yapacağımı bilemeyerek kahkaha atmaya başlamıştım. Sonra Mert 'noluyo lan?' diyerek odama dalış yapmıştı. Allahtan annemler falan duymamıştı da odama gelmemişlerdi. Neyse işte Mert odama geldiğinde telefonumu alıp çocuğun ve benim mesajlarımı okumustu. Sonuç, ikimizin de birleşerek düet yapan kahkahalarımızdı. E haliyle de çocuğa cevap yazmayı unutmuşum böylelikle.
Kapıyı açıp gelen Kaan'la ellerimizi ve kafalarımızı tokuşturup odama geçmiştik.
Kaan çalışma masamdaki kitapları ve testleri görünce "helaall!" diyerek sayfaları karıştırmaya başlamıştı.
"Tabi olum ne sandın." deyip sırıttım.
Kahkahasını atarken bende defterlerimi ona vermek için hazırlayıp çantasına koydum. Zeki çocuk çantasıyla gelmişti. Kimin kankası...Kaan'a bir hafta boyunca olan biten herşeyi anlattıktan sonra "Vay be. Ben yokken neler olmuş" diye şaşırarak konuşmuştu. "Öyle."
"şu instagramda ki hayranın... aklıma geldikçe güleceğim..." deyip tekrar gülmeye başladı. "Salak." diyerek kafasına hafifçe vurdum ve bende gülmesine eşlik ettim.Kaan beni oyalamak istemediği için bir saat falan durarak erkenden kaçmıştı. Bende soğuyan kahvemin yenisini yapmak için mutfaktaydım.
Fincanımı alıp odama geri döndüm.
İlk önce Matematik çalışmayı düşünerek matematik test kitabımı çıkararak son konuyla ilgili biraz soru çözmeye başladım. 50 soru çözdükten sonra sırayla Edebiyat, Tarih, Kimya dan da ellişer soru çözdükten sonra biraz ara vermeye karar vermiştim. Kaç saattir çalışıyordum bilmiyorum ama başım ağrımaya başlamıştı.Aslında çok yanlış birşey olsada telefonumu elime aldım ve bu sefer farklılık olsun diye kaç gündür girmediğim faceye girdim. Gelen arkadaşlık isteklerinden gözüne giren kişileri kabul ettikten sonra faceden çıkıp instagram'a girdim. Girmemle ne zamandır bi foto paylaşmadığımı farkederek bi foto paylaşmaya karar verdim. Galerimde yazdan kalma İzmir'de çekindiğim fotomdan birini seçip paylaştım ve gezinmeye başladım. Beş dakika önce attığım fotoya şimdiden birsürü beğeni gelmişti. Hava atmak gibi olmasın da tam 4000 takipçim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana #wattys2016
Teen Fiction"Sana güvenmediğimi ne zaman anlayacaksın?" sıkılmışlığımı artık sözlerime de yansıtmaya çalışıyordum. "Hiçbir zaman. Düşünsene ben seni deli gibi severken senin bana inanmadığın düşüncesi... Ah bu beni deli ediyor." inanmayın buna yine yalan söylüy...