Daniel'in ağzından:
Zaman yine çabuk geçiyordu. Yine o telaşlı gün gelmişti. Onun gözlerini göreli, tenine dokunalı aşağı yukarı 5 yıl olmuştu ve kuvözün değişme zamanı gelmişti artık. Babam yine telaşlıydı ve emirler yağdırıyordu. Ben bir kenara oturmuş onları izliyordum yine onun odasına girmeyi kafama koymuştum.
Yarın saat 5'te, kuvöz burada olacaktı. Ona dokunacağım günün gelmesini çok beklemiştim ve yarın her şeye değecekti. Ertesi gün saat 5'e gelirken hazırlanan odaya girdim; tabi hiç kimseye görünmemiştim. Saat 5'te maskeli iki kişi, Raizel'in kollarından tutarak buraya getirmişti. Büyümüştük artık, eskisi gibi kucaklarında getiremiyorlardı.
Odadan çıktıklarında Raizel yine baygın bakıyordu ama etrafı incelediğini fark etmiştim. Saklandığım yerden çıkıp yanına yaklaştım. Beni gördüğünde hiç tepki vermemişti. Sanki beni bekliyordu; sanki beni tanımıştı.
O gözleri tam hatırladığım gibiydi. Griye çalan mavileri çok güzeldi. Hiç kimsede bulamamıştım bu bakışları, bu gözleri. Elimi kaldırıp ona uzattığımda oda yavaş bir şekilde elini kaldırmıştı; bana dokunmak istiyordu. İstediğini verecektim. Elini tutup yüzüme getirdim. Elleri soğuktu ama bir o kadar yumuşaktı. Onun eli suratımdayken ben de elimi suratına koydum ve dudaklarımdan istemsiz olarak adı dökülmüştü.
"Raizel."
Ona yaklaştım. Bir şeyi yapmak istiyordum; onu öpmek istiyordum. Ona iyice yaklaştım. Önce elimi saçlarından geçirdim. Beni taklit ediyordu, bunu anlamıştım. Güçsüz olsa da elini saçlarımda hissediyordum. Yavaşça dudaklarına yaklaştım. Önce ufak bir buse kondurdum ve biraz bekledikten sonra yine öptüm. Bu öpücüğü derinleştirmiştim. Bana karşılık vermiyordu sadece gözlerini kapatmış yaptığımı hissediyordu. Dudaklarından ayrıldığım da elimi vücuduna götürmüştüm ama o bunu yapmamıştı, hala saçlarımdaydı eli. Boynuna yaklaşıp kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu; sanki hiç hastanede kalmamış gibi. Boynunu öptüğüm de ürpermişti.
5 dakika kaldığında haber vermesi için kurduğum saat çaldığında ikimiz de irkilmiştik. Yine bana bakıyordu. Son kez hızlı bir şekilde dudaklarında öpmüş ve odadan çıkmıştım. Tadı, kokusu, vücudu ve tabi ki de gözleri o kadar güzeldi ki hiçbir kelime onu tarif edemezdi.
Ben odadan çıktıktan bir iki dakika sonra Raizel'i, uyumuş bir şekilde çıkarmışlardı. Odaya sedye ile götürüp getirmiyorlardı; bunu anlamamıştım ama önemsemiyordum da. Ona dokunmuş, onu öpmüş, onu koklamıştım. Hem güzel hem yakışıklıydı. Çok değişik bir varlıktı. İnsanı kendine âşık ediyordu ve ben yavaş yavaş Raizel'e âşık olmaya başlamıştım.
Raizel'in ağzından:
Yine gelmişti. Ben uyandığımda yine oradaydı. Bu sefer beklediğim için şaşırmamıştım ama değişmişti, hem de çok. Eskiden daha kısa gibiydi şimdi uzamıştı. Yüzü değişmişti saçları daha uzundu ama gözleri aynıydı, o kadar güzeldi ki.
Bana elini uzattığında zorlanaraktan olsa karşılık vermiştim. Zorlandığımı anlamış mıydı, bilmiyordum. Elimi tutup yüzüne koymuştu. Elleri sıcaktı ve bu iyi hissettirmişti. Yüzü yumuşaktı ve güzeldi ona dokunmak güzeldi. Oda benim yüzüme dokunuyordu, sıcaklığını hissediyordum. Saçıma dokunmaya başladığında ben de onun saçına uzanmıştım; saçları çok yumuşaktı.
Suratını iyice bana yaklaştırmış ve dudağını dudağıma değdirmişti. Bu his de neydi?
Dudağıma dokunduğunda istemsiz olarak gözlerim kapanmıştı. Yüzüne bakmak istiyordum ama bu his çok güzeldi. Dudaklarını oynatıyordu, bastırıyordu. Bir süre sonra geri çekilmişti. Elini saçımdan çekip vücuduma koymuştu. Onun yaptığını yapmamıştım; saçlarını sevmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/57504794-288-k201555.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN HABERCİSİ bxb
FantasyŞimdi, birisini düşünün. Çocukluğundan beri bir küvezin içinde uyutuluyor. Tüm ihtiyaçları burada karşılanırken, beş yılda bir yatağının değiştirilmesi için uyandırılıyor, sadece 30 dakika için. Her ne kadar uyuyor da olsa vücudunun zayıflamadığını...