Küçük kız saçlarındaki tokayı yavaşça çekti ve çıkarttı. İnce ve nazik parmaklarımdaki tokayı tekrar saçına takmak için hazırlıyordu ki karşısında onu gördü tokayı bileğine yükseltti devamınında donup kaldı. Ne biraz ilerleyebiliyor ne biraz gerilebiliyordu ne de tek söz sarfedebiliyordu çocuk yavaşça yanına yaklaşıp "Oo ufaklık yinemi sen" dedi alayla. Kızın genelde dizde bulunan ama bu sefer dilindeki bağlar çözülmüştü. Kırılmıştı ona fakat hep kırıyordu alışmıştı. "Imm, şey" dedi kekelediği için utanmıştı, utandığı için yanakları kızardı ama lafına devam etmesi gerektiğini farketti ve "Merhaba Giray" dedi. "Merhaba ufaklık" küçük kızın merak ettiği tek bir şey vardı ona neden ufaklık diyordu ki aralarında sadece iki yaş vardı. Kızın gidecekleri geldi aklına, o anda veda etmek istedi. Vedalardan nefret ede ede veda etmek istedi. Veda ölüye edilirdi onun için, ve insanlar asla ölmezdi. Sadee bir süre yaşadıktan sonra gökyüzüne yükselirdi. "Ben gidiyorum Giray" şaşırmış bile görünmüyordu çocuk. Küçücük yüzünde renk vermemişti yine kıza karşı. Kız nerdeyse emin olmuştu onun hissiz olduğuna. "Demek kurtuluyoruz senden bu mükemmel" Kız, elini nazikçe rüzgarda uçuşan saçlarının arasına daldırdı ve kulağının arkasına ittirdi. Dolan gözleri Giray'ı buldu. "Ciddi misin sen Hazal?" Şaşırdı kız, ona ilk kez ismiyle hitap etmişti. Düşüncelerinden sıyrılıp "Evet ciddiyim aslında kimseye bahsetmicektim bundan, ama seni görünce bahsetmek istedim sadece" dedi.
Bir şey demedi Giray, uzun süre sessizliği bu seferde Hazal bozdu. "Gitmem gerek umarım konuşuruz yine" dolan gözleri o son damlasına kadar dolu su bardağına benziyordu biraz daha atarsa taşacaktı. Arkasını dönüp yürümeye başladı. Ardından omzunda bir el hissetti arkasını dönmesiyle Giray'ın sarılması bir oldu. Şaşırmıştı, kalbi göğüs kafesini zorluyordu. Tam o anda çocuk çekildi. Sanki elinden yeni yapılmış taze peynirli sandviç alınmıştı. "Görüşürüz ufaklık." Kız hızla evlerine doğru yüremeye başladı. Tekrardan saçlarını toplamaya karar verdi ama bileğinde tokası yoktu, eve çok yaklaşmıştı artık geride dönemezdi. En sevdiği tokası kaybolmuştu.
Giray küçük kızın kendine cevap vermediğini fark edince kızın peşinden yürümeye başladı. Ama kızdan geriye kalan sadece kolundan düşen tokasıydı. "Veda etmedik biz seninle ufaklık veda etmeyeceğiz." Diye bağırdı. Tokayı yerden aldı bileğine bir daha çıkarmamak üzere taktı.
Küçük kız evin önünde teyzesinin arabasını görünce duygulanmıştı. Evin kapısını çaldı. Bir iki üç dört .... on derken kapı açıldı. Teyzesi küçük kızın boyuna gelip derince sarıldı. Ayrıldıktan sonra "Artık hazırsan çıkalım güzelim" dedi teyzesi. Onu buraya bağlayan şeyleri görmezden gelmek zorunda kaldı kücük kız.
Arabaya bindiklerinde arka koltuğa geçip uyumayı düşünüyordu. Küçük kız uzandı. Arabanın içinde onu gördü. Bu gördüğü anne ve babasında olduğu gibi halüsinasyon da olabilirdi ama yinede "Sana geleceğim Giray" dedi.
Giray yolda kafası dalgın bir şekilde yürüyordu. Karşıdan gelen arabayı bile son anda fark etti ve kenara çekildi. Araba yaklaştığında içinde Hazal'ında bulunduğunu fark etti ve "Yine bana geleceksin ufaklığım" dedi.
~~~~~~~~~~~~~~~☆~~~~~~~~~~~
Merhaba arkadaşlar. 1. Kitabım daha kusurlarım olduysa affedin. Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSİZ
Teen Fiction'Gökyüzüne baktım, alacakaranlığa. Karanlıktakı küçük küçük aydınlığa, sanki dünyadaki iyi insanları temsil ediyordu, zifiri karanlıkta göğe yükselen iyi insanları. "Hissediyorum, annem ve babam orda." Dedim Giray'a dönerek. "Sarılsana bana." Hareke...