Multi: Hazal var arkadaşlar.
Bu bölümü beni en başından beri takip eden. Yorumunu Votesini esirgemeyen aynı zamanda mesaj atıp tanışmamızı sağlayan ressamozoz 'a ithaf etmek istiyorum. Desteğin için çok tesekkür ederim Özge! ♡♡------------------------------------------------------
Hazal'dan
"... Özür dilerim Hazal. Biliyordun beklemiyordun fakat. Ben sana aşığım."İnsanın hayatında bir tane arkadaşı olur, belki gerçek arkadaş, belki arkadaş sandığı. Benim arkadaşım Ece'ydi -arkadaş sandığım- daha sonra Doruk olmuştu. Fakat Doruk sadece bir arkadaştan ibaret değildi. O abim gibiydi beni koruyan kollayan doğru yolu bulmamı sağlayan. Kardeşim gibiydi benimle saçmalayan gülen eğlenen. Aynı zamanda en yakın arkadaşımdı ağladığımda yanımda olup bana destek veren. Peki şimdi bu neydi?
Yüzlerim yanıyordu, ne zaman yüzlerim yansa ardından gözyaşlarım gelirdi. Doruk elini elimden çekip ensesine götürdü. Ve konuşmasına devam etti. "Ne hissediyorsun anlıyorum. Saçmalıyorum. Ben anlamıyorum. Huzursun sen Hazal. Hatta huzurun ta kendisisin. Senin yanında hayattan soyutlanmış gibi hissediyorum. Tüm dünya umrumda olmuyo. Aşk değil belki bu belki de aşk. Seviyorum ama." Derin bir 'Ah!' Çektikten sonra elimi tekrar tutup bana yaklaşarak "Lanet olsun, Seni seviyorum." Dedi ve yavaşça yaklaştı. Giderek daha çok yaklaşıyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Fakat heyecandan değil, tedirginlikten. Kapıyı hızla açtıktan sonra çantamı koluma takıp eve dogru yöneldim. Fakat Doruk arkadan kolumu tutup kendine çevirdi. "Kahretsin! Hazal özür dilerim. Ben sadece.." demeye kalmadan diğer kolumu bir başkası çekti. "Git hadi" dedi sakin bir ses tonu. Emre Giray'dı bu. "Sen neden karışıyorsun?" Dedi öfkeyle Doruk. Arabanının kapısını açarak "Hazal bin hadi lütfen konuşmamız daha bitmedi" dedi. Emre Giray sustu. Sanki benim bir şey söylememi istiyordu. Ağızımı açtım ve tekrar kapattım. Söylüyeceğim cümleyi tam olarak kafamda toparladıktan sonra tekrar açtım ağızımı "Konuşmamız bitti Doruk. Git burdan. Bidaha da görüşmekte istemiyorum" Yüzüne bakmayarak dedim. "Duydun Hazal'ı" dedi Emre Giray ve beni kolumdan tutarak apartama gitmemi sağladı. Doruk arkamızdan "Burda bitmedi Hazal! Yarın okulda konuşmamıza devam edeceğiz." Dedi ve arabasına binerek hızla uzaklaştı. Eve girip oturdum. Giray sürekli ordan oraya volta atıyordu. "Seni öpmemesi gerektiğini neden ona söylemedin" dedi bana sinirle bakarak. Dediği çok saçmaydı, çok fazla saçmaydı. "Öpmedi" diyebildim sadece. "Hem ayrıca bu seni neden bu kadar ilgilendiriyo ki?" Hiç bir şey söylemedi. Arkasını döndü. Yumruğunu sıktı, bilekliği görüyordum. Ayağa kalkıp omzundan kendimi çevirerek "Sorumu duydun umarım" dedim. Kolumu sıkarak "Ne duymak istiyorsun ufaklık" dedi. Ve zil çaldı o anda kapıya bakmam için kolumu bıraktı. Ufaklık ne demekti şimdi. Ne alaka. Kapıya yöneldim. Gelen Eflin'di "Abim yarım saat önce kadar çıktı. Karanlık korkum varda. Bu gece burda kalabilir miyim?" Dedi. Gülümsedim. Içeri alarak "Endişelenme abin burda" dedim. Ve içeri yöneldik. Içeriye geldigimizde Emre Giray sigara içiyordu. Sigara kokusu çok hoşuma gidiyordu. Ama sigara içmiyordum. Eflin abisine sarılarak "Gelmiceksin sanmıştım" dedi. "Geliyordum. Hazal'la biraz işimiz vardı." Dedi o arada bende araya girerek "Bişeyler içer misiniz?" Dedim. Emre Giray hiç bir şey söylemedi bu hayır anlamına geliyordu. Eflin'de sadece başını sallayarak geçiştirdi. Emre Giray sigarasını söndürdükten sonra "Gidiyoruz" dedi ve kapıya yöneldi. Eflin de arkasından gitti. Gitsin istemiyordum. Yarım kalan sorularım yarım kalan ve belki bir daha asla birleşmicek çocukluğum kalmıştı. Gittiklerinde kapıyı kapattım. Üzerimi değiştirerek oturma odasına oturdum. Düşünceler beynime hucum ediyordu. Düşünmek istemiyordum. Doruk'un böyle bir şey yaptığını hatırlamak istemiyordum. Beynime sus sus diyordum. Sonra birden ışıklar söndü. Evin içi kapkaranlıktı. Karanlıktan çok fazla korkuyordum. Gözlerimi kapattım ve her zaman ki gibi krizim geliyordu. Önce 10'a kadar sayacaktım sonra değişik halinülasyonlar görecektim. Saymamak için elimden ne geliyorsa yapıyordum. Ama olmuyordu. 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10 işte başlıyorduk. Gözlerimi açtığımda karşımda onu gördüm. Küçük Giray. Bana anlamsız bir şekilde bakıyordu. Bişeyler söylüyor fakat duyamıyordum. Kulaklarımı kapadım ve "Hayır, hayır" diye bağırmaya başladım. Gözlerimi tekrar açtığımda Giray gitmişti her yer yine kapkaranlıktı. Telefonumu bulmaya çalışıyordum. Fakat beynimde o kadar çok sesler vardiki değişik insanların sesi yaşlı, çocuk, kadın, erkek. Değişik sesler. Gözlerimi tekrar kapayarak "Susun lütfen susun" diye bağırmaya başladım. Sesimle beynimdeki sesleri bastırmaya çalışıyordum. Fakat olmuyordu. Gözlerimi tedirgin bir şekilde açtım. Sesler gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSİZ
Fiksi Remaja'Gökyüzüne baktım, alacakaranlığa. Karanlıktakı küçük küçük aydınlığa, sanki dünyadaki iyi insanları temsil ediyordu, zifiri karanlıkta göğe yükselen iyi insanları. "Hissediyorum, annem ve babam orda." Dedim Giray'a dönerek. "Sarılsana bana." Hareke...