Mültimedya Ece
Yine bir biyoloji dersi ve yine bu kıçı kırık kadın. Ben bu okuldan gerçekten iğrenuyorum. Elimde olsa hemen giderim. "Hazal buraya bak! Bu kız neden beni takmıyor? Sana diyorum Hazal! " İğrenç bir sesle düşüncelerimden ayrıldım. "Efendim hocam" bu kadına neden hocam demek zorunda kalıyorum anlamıyorum. Elimden gelse bir kaşık suda boğardım. "Dinle burayı lütfen" Donlo boroyo lotfon. Ay ne kadar samimiyetsiz bir hoca. Zil çalıp ingilizce dersine geçmek istiyordum artık. Bu okulda tek nefret etmediğim ders ingilizce ve tek iğrenmediğim hoca ingilizceci Göksel hocaydı. İsmi gibi kendide garipti. Belki de bu yüzden en samimi bulduğum hocaydı. Zille beraber düşüncelerimden ayrıldım. Uyuyabilirdim artık.
"Bu kız hep mi uyuyor,of Hazal kalk artık" en yakın arkadaşım Ece'nin sitemleriyle uyandım. Ece güzel vücuda sahip,uzun kıvırcık saçlı bir kızdı. Ona çok nadir Ece derdim. O benim Kıvırcığımdı. Evet ondan başka en yakın arkadaşım yoktu. "Hazal kalk gidiyoruz" dedi Ece. "Yine nereye ya gitmek istemiyorum kıvırcık" dedim uykuluymuş gibi yaptığım bir sesimle. "Hadi kalk ama,okula yeni çocuk gelmiş ve çok taşmış kalk ta bakalım" Hayır anlamıyorum bu kızı eninde sonunda onun sevgilisi olacak neden beni götürüyosun. Fakat eninde sonunda götüreceğini bildiğimden dolayı sürünerek kalktım. Ah ben çok yorgunum neden beni götürüyosun ki. Oha o çocuk bu çocukmuydu. Harika vücut. Keskin bakışlar,havalı yürüyüş. Ece kolumdan çekiştirerek çocuğun yanına götürdü ve "Merhaba ben Ece ama beni tanıyan herkes bana Kıvırcık der. Sen şu yeni çocuk olmalısın,ismin neydi?" Bu kızın bu kadar uzun konuştuğunu hatırlamıyorum,çocuk elini uzatarak"Merhaba ben Doruk memnun oldum Kıvırcık" dedi. Bir süre sonra çocuk elini çekti ve bana uzattı. "Doruk" kısaca "Hazal" deyip geçiştirdim. Giray'dan sonra hiçbir erkekle yakın olmamıştım. Giray benim çocukluk aşkımdı,onu çok özlemiştim. Acaba şimdi napıyordu? "Hazal ben Doruğa okulu gezdircem" Eceye döndüm, gülümsüyordu. Belki de gerçekten o çocuk Ece'yi mutlu edecekti. Ece eski sevgilinden sonra mutlu olamamıştı. "Peki ben yukarı çıkıyorum siz gezin" dememle zilin çalması bir oldu. Doruk ağız dolu gülümsemesiyle "Diğer tenefüs artık" dedi. Ece ve ben gülsedik, yukarı doğru cıkmaya başladık.
Ah, en sevdiğim ingilizce dersine girmiştik. Ne de güzel ders işliyor gözlerini sevdiģim. Evet Göksel hoca mavi gözlü genç biriydi. Dersi sevmemin nedeni yakışıkli olmasi olabilirdi, fakat çok küçük bir neden. Ne çabuk geçmişti ingilizce dersi. Asıl mutluluk ingilizce dersinden sonra gelen beden eğitimi dersiydi.
"Hazal ben soyunma odasına gidiyorum" Diye bagiran arkadasima kafa salladim. Ve siraya iyice yerleştim. Hiç bir zaman soyunma odasına gidip önceden hazır olmamıştım. Genelde uyur sonra zil çaldığında gider alel acele üzerimi dğiştirdim. Yine öyle yapacaktım.
Zil çaldığını duyar duymaz koşarak soyunma odasına yöneldim. Her zamanki gibi hiç kimse yoktu. Üzerimi değiştirmeye koyuldum. Koyulduğumda bazı sesler duydum. Ama aldırmadım. Daha fazla duyunca "Kim var orda?" Diye bağırdım. Ayak sesleri yaklaşıyordu. Kız soyunma odasında bu saatte birileri olması imkansızdı. Kim olabilirdi? Korkudan yanimdan hic ayirmadigim tirnak torpusunu aldim ve kapının tam karşısında beklemeye koyuldum. Ayak sesleri daha da yaklaşiyordu, yaklaşiyor, yaklaşiyor ve işte kapının kolu oynamaya başladı. Kalbim küt küt atıyor ve terliyordum. Suanda imkansiz bisey gerceklesiyordu. Düşüp bayilabilirdim.
Kapı açıldı ve gelen....
------------------------------------------------
Merhaba arkadaşlar upuzun bir bölumle karşinizdayım. Arkadaşlar bu bölüm daha çok karakterleri tanımanız üzerineydi. Hatam olduysa affedin lütfen.Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin. Lütfen okuduktan sonra arkadaşlariniza onermeyi unutmayin. ♡
Sizce kim gelmiş olabilir?. Hadi bakalım herkes yoruma tahmimi yazsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSİZ
Teen Fiction'Gökyüzüne baktım, alacakaranlığa. Karanlıktakı küçük küçük aydınlığa, sanki dünyadaki iyi insanları temsil ediyordu, zifiri karanlıkta göğe yükselen iyi insanları. "Hissediyorum, annem ve babam orda." Dedim Giray'a dönerek. "Sarılsana bana." Hareke...