Doruk'tan
"İyi misin Hazal" çok korkmuştum gerçekten Deniz psikopatının ona bir şey yapacağından çok korktum. Sessiz kaldı. Ah Deniz seni elime bir geçireyim göreceksin. Hazal'ın konuşmasını sağlamak için "Hazal birazdan tokatlıyacağım haberin olsun" diye küçük bir tehdit savurdum. Bir süre sonra sadece "İyiyim"diyebilmişti. Çok korkmuş olmalıydı. Onu sakinleştirmem gerekiyordu. "Kalk hadi sınıfına gidelim" dedim. Birden gözleri fal taşı gibi açıldı ve "Benim Bülent hocaya hesap vermem gerekiyor" dedi. Bende sakinleşsin diyerekten "Kalk sınıfına gidelim ben Bülent hocaya bir yalan uydururum, hadi" dedim. Yüzüme baktı sadece gülümsedi.Hazal'ı sınıfına bırakıp bir yere gitmemesi için uyandıktan sonra hemen Deniz'i aradım. "Olum manyak mısın senin derdin Ece'yle,Hazaldan uzak dur!" diye bağırdım. Her zamanki iğrenç gülümsemesinden sonra "Ooo Aşık olduğu kıza dokundurmazmışta" dedi alaycı bir sesle. Sanırım beni katil etmek istiyordu. "Hazal'dan uzak dur Deniz" dedikten sonra hemen Bülent hocanın yanına gittim. Aklıma gelen en mantıklı yalanı Hazal'ın rahatsızlandığı ve sınıfta oturduğunu söyleyip dönüyordum ki karşıma Ece çıktı. "Merhaba Doruk" dedi. Seksi sandığı fakat iğrenç çıktığı bir ses tonuyla. "Merhaba Ece Hazal yukarıda ve başına bazı şeyler geldi yürü" diyerek kolundan sürükledim. Yukarı çıkana kadar alel acele anlattım olan biten her şeyi.
Hazal'dan
Kapı açıldı. Evet irkmiştim. Fakat Doruk ve Eceyi görünce rahatladım. Ece koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Benden ayrıldığında ağlıyordu. Şuanda kimseyi teselli edemezdim. Hem ağlıyor hem de "Çok özür dilerim Hazal bunlar başına hep benim yüzümden geldi" diyerek aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Çok yorulmuştum. Geçen sene zaten Ece'nin pıçaklanması bni yeterince yıpratmıştı. Şimdide bu. Ağlamak üzereydim. Ece'nin beni ağlarken görmesin diye "Tamam geçti. Bak hiçbir şeyim yok şimdi biraz izin verir misin Dorukla konuşalıkm" dediğimde şaşırmıştı. Fakat "Tamam" deyip bana sarılıp çıkmıştı. Ece çıkar çıkmaz bırakmıştım kendimi. Sıraya ellerimi koydum,ellerimi başıma. Oturdu Doruk yanıma. Omzumdan tutup ona dönmemi sağladı ve gözyaşlarımı sildi. Çekti kendine,sarıldı.Ne kadar süre öyle kalıp ağladığımı bilmiyorum. Ama şimdi sakindim ve sorularıma cevap bulmalıydım. "Ne işin vardı orda?" Ondan ayrılırken sormuştum bunu önce ağızından refleks olarak "Hı?" Kelimesi çıktı. Ve sonra konuşmaya başladı. "Ben sadece çığlık sesi duydum ve o yüzden" dedi ve sustu. Fakat soyunma odası en aşağı kattaydı ve kısık sesle çığlık atmıştım duyması nerdeyse imkansızdı. Sustum belki daha konuşmak istemediğimden ya da üstelemek istemediğimden sustum.
"Ooo! Bakın burda kimler varmış" gelen Damlaydı. Bu kız gerçekten yolluydu. Okulda hir çok erkekle yattiği soylentisi var. Ve şimdi Doruğu ayartmaya çalışıcak ve bunun için elinden geleni yapacaktı. Sustum bu sürtlükle kavga edebilirdim ama şimdi değildi. Bir süre sustuktan sonra "Vay canına bizim ufaklık susmayı öğrenmiş" dedi. Evet o da kalmıştı. Tam ağızımı açıcaktımki Doruk ordan atladı ve "Damla git hadi!" Diye bağırmıştı. Şaşırmıştı Damla hemde oldukça "Ama ben sadece" lafını bitirmeden Doruk yine bağırdı. "Sana git dedim!" Sinirle ayağını yere vurduktan sonra çıktı dışarı.
Doruk bana bakıyordu. Oldukça derin bakıyordu. Sanki bir şeyler düşünüyormuş gibi. Gözlerimi kaçırdım. Hala ağlıyordum istemeden. Çenemden tutup kendine döndürünce "Sana ağlamak yakışmıyor" dedi. Gülümsedi ve çıktı. Bu çocuk gerçekten garipti.
"Ben geldim Teyze" Ah tabiki Teyzem işte. Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra odama gidip çantamı rastgele bir yere fırlattım. Sanırım bu olaydan sonra biraz film izleyebilirdim. Üzerime rahat bişeyler giydikten sonra odaya geçtim.
Çok yorulmuştum, kaç saattir yürüyorum bilmiyordum. Onu bulmak istiyordum sadece, ne zaman arasam bulamıyor hiç olmadık zamanda karsıma çıkıyordu. Birden gözlerim kapandı. Ah, "Gamze ne var ya!" Diye çıkışmıstım. Neden hep yalnız kalmak istediğimde bu kız yanimda bitiyordu? "Çirkefleştin mi sen?" Bu Giray'ın sesi miydi? Yoksa bana mı öyle geliyordu? "Giray?" Emin olmak istiyordum sadece. Yavaşca ellerini gözlerimden çekip yanıma oturdu. "Napiyorsun burda ufaklık?" Yine başlamıstı. "Oturuyorum öyle" yalandı. Umarım anlamazdı. "Beni aramıyordun yani?" Şom ağızımı neden açmıştım ki. "Şey, ha Hayır." Nasıl anlıyordu ki? "Ne zaman buraya gelsen beni aramış oluyorsun ve, yalan söylediğinde hep kekeliyorsun ufaklık" Sanırım yanaklarım kızarmıştı. Görmemesi için başımı öne eğdim ve sustum.
O sıra ondan pamuk şekerci geçti. Eğer konuyu değiştirmesem benimle dalga geçeceğini bildiğimden. "Aaa Pamuk Şekerci!" diye bağırdım. Evet çok fazla tepki vermiştim. "Giray bana pamuk şeker alır mısın?" diye sordum ama masumca. Yüzüme baktı,baktı,baktı ve yerinde kıpırdanmaya başladı evet alacaktı. Bir süre bekledikten sonra yanıma geldi elinde 1 tane pamuk şeker vardı. Uzattı aldım ve hemen açıp yemeye koyuldum. "Neden kendine almadın" sanırım bunu ağzım doluyken söylemiştim. "Ağızın doluyken konuşmamalısın ufaklık ayrıca ben pamuk şeker sevmem" öyle oturduk çok garipti herkes halinden memnun gibiydi ve çok mutluydum.
"Giray galiba ben sana aşığım" beklemediğim bir anda ağızımdan dökülen sözcükler ne kadar anlamlı geliyordu. "Nerden anladım bunu?" Çok sakin karşılamıştı,şaşırmıştım. O an aklıma gelen bana göre gayet mantıklı fakat en saçma şeyi söyleyiverdim. "Çünkü karnımda bişeyler oluyor ve sıcacık" Yüzüme baktı ve gülümsedi ne demekti şimdi bu ? "Daha çocuksun ufaklık" dedi ve ayağa kalktı ardından hemen bende kalktım. Ağlıyordum neden bilmiyorum ama "Birden sarıldım. Hıçkırıklarım arasında "Seni seviyorum Giray gerçekten seviyorum."
----------------------------------------------------
Ve yeni bölüm geldi. ♡
Arkadaşlar belirtmek istiyorum ki Giray'la Hazal'in arasinda 2 yaş var fakat Giray 1 yil sonra başlamış okula.
Beğenirsiniz umarım.
Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin. :* ♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSİZ
Novela Juvenil'Gökyüzüne baktım, alacakaranlığa. Karanlıktakı küçük küçük aydınlığa, sanki dünyadaki iyi insanları temsil ediyordu, zifiri karanlıkta göğe yükselen iyi insanları. "Hissediyorum, annem ve babam orda." Dedim Giray'a dönerek. "Sarılsana bana." Hareke...